Fahrenheit 451
İşine sımsıkı sarılan Guy Montag iş yerinde başarılı bir itfaiyeci iken Clarisse adında 17 yaşında
bir kızla tanıştıktan sonra hayatını sorgulamaya başlar. Montag daha önce hiç sorgulamadığını
çevresinden ne verilirse onu aldığını, araştırma yapmadığını fark eder. Yüzbaşı ile konuşurken düşünmeye
ve sorgulamaya başlayan Montag, Clarisse McClellan’ın sorduğu ‘İtfaiyeciler yangınları besleyip
büyütmek yerine engellemiyor muydu?’ sorusu istemsizce ağzından çıkması bulunduğu iş yerindeki
rolünden rahatsızlık duymaya başladığını ve rol çatışması yaşadığını gösterir. Rolün gerektirdiği
davranışlar, hem rolün kendisinden hem bireyin kişiliğinden etkilenir. Kişinin davranış tarzı, rolünden
beklenen davranış örüntüsü ile uyum içinde olmayabilir. Bu tutarsızlık rol çatışmasını oluşturur.
İhbar üzerine gittikleri evde kitap yakma sırasında kadının kendini kitaplarla beraber yakması
zaten sorgulamaya başlamış olan Montag’ın iş yerinden soğumasına neden olmuş ve işi sevmemeye, işten
kaçmaya çalışmıştır. Motivasyonunu kaybetmiş itfaiye görevi ile ilgili isteksizlik başlamıştı. Motivasyon
da bulunan kapsam kuramlarında belirtildiği üzere odak noktasında kayma meydana gelmiş bireysel
gereksinimleri değişmiş, yakma işlemini çok severek yaparken fizyolojik ve psikolojik olarak kendisini
tatmin etmediğini fark etmiş ve artık yakma işlemi onun için itici bir hal almıştır. Montag artık ihtiyacı
olan şeyin yakma görevi olmadığını düşünmeye başlamış İhtiyaçların özellikleri konusunda belirtildiği
gibi, bir uyaran veya kişinin deneyimlediği bir obje tarafından aktive olan içsel özelliklerdir. Kişi, aktive
olan ihtiyacı karşılama yönünde davranış sergiler. Montag da ihtiyacı olan sorgulama-düşünme aşamasına
geçip içsel ihtiyacının peşine düşmeye karar vermiştir. E.R.G. teorisinde bulunan var olma ihtiyacı
fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını düşünmeye başlamış, ilişki kurma ihtiyacı sevilme ve ait olma ihtiyacı
üzerinde durmuş, gelişme ihtiyacında ise hem saygınlık hem de kendini gerçekleştirme ihtiyacını
karşılamak adına adımlar atmaya yönelmiş. ‘En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun?’ sorusu
varoluşunu sorgulamaya başladığının önemli göstergelerinden birisi.
Kitaplara ilgi duyduğunu eşi Mildred ile paylaşması bu konuda eşi ile tartışması ve hatta
komşularının yanında kitaptan şiir okuması örgütsel çatışma içerisine alabileceğimiz bir durumdur.
Burada açıklama yapmak gerekirse evet Mildred ile iş yerinden herhangi bir bağı yok sadece beraber
yaşadığı eşi ancak gerek Mildred’in ilaçlar kullanması gerekse yasaklara aşırı derece bağlanması adeta bir
itfaiye görevlisi gibi kitapları yakmak istemesi, evinde istememesi ve en nihayetinde Montag’ı ihbar
etmesi onu endüstri kategorisine almamız için yeterli nedeni barındırıyor bizler için. Aslında sadece
Mildred de değil genel olarak insanlar hipnotize olmuş gibi yasaklara görevliler gibi aşırı tepki vermeleri
toplumda bulunan sorgulama yeteneğinin bittiğini göstermiştir. Montag’ın eşine ısrarla ‘nerede ve ne
zaman tanıştık?’ sorusuna ikisinin de cevap verememesi içinde bulundukları teknolojinin onları hiç
düşünmeye itmediğini, sorgulama yapmadan mutlu olarak yaşadıklarını düşünerek hayatlarına devam
ettiklerinin göstergesi. ‘En son ne zaman rahatsız edildik?’ sorusu içerisinde büyük anlam taşıyordu
Montag için. Çünkü hipnotize edilmiş, eline ne verilirse onunla mutlu olmaya alışılmış hepsinden
önemlisi kitap gibi insanı okudukça düşünmeye iten bir nesneden neden ayrı kaldığını sorgulamaya
başlamıştı.
Yüzbaşı Beatty in Guy Montag da değişiklik olduğunu fark etmesi ve bu durumu analiz edip
Montag’ı düşüncelerinden vazgeçirmeye çalışması aslında Liderde bulunan Analiz ve Muhakeme
yapabilme özelliğini çok rahat kullanabildiğini gösterir. Beatty’nin ‘Her itfaiyeci eninde sonunda bu
engele toslar’ cümlesi ile aktarma teorisinde bulunan İş deneyimlerinin yaşama, yaşam deneyimlerinin de
işe taşınması durumunu çok net şekilde yansıttığını görüyoruz. Yine ‘Her itfaiyeci kariyerinde en az bir
kez bir dürtüye kapılır... ‘diye devam edip Montag’ın ‘bir itfaiyeciye kitap götürse ne olur?’ sorusuna
verdiği cevap ile (‘Doğal bir hata’ cevabı) telafi etme teorisini etkili kullanabildiğini gösteriyor. Yüzbaşı
gerçekten tam bir lider özelliklerini taşıyan iletişimi iyi iş duyarlılığı yüksek görevinde başarılı bir insan.
Ancak ne kadar iyi bir lider olsa da Guy Montag’ı ikna edememiş ve liderde bulunan İkna Etme Kabiliyeti
özelliğinin zayıf olduğunu göstermiştir. Motive edici etmenler çalışanların, motivasyon ve doyumlarının
başlıca nedeni olarak belirttikleri unsurlardır. Montag’ın. ‘Bir itfaiyeciye kitap götürse ne olur?’sorusunda
Yüzbaşı, Montag’ın kitap okuduğunu ve hatta evinde kitap olduğunu anlamış. Bu durumun Montag
üzerinde stres yarattığını fark etmiş ve hemen destekleyici bir örgüt iklimi kurma, çalışanların rollerini
tanımlama, sosyal ve psikolojik destek sağlama, stresin kaynağını belirlemeye yönelik adımlar atmıştır.
Montag’ın işe gidip gitmeme konusunda kararsızlığı Yüzbaşı Beatty’in konuşmaları ile çatışma
konusunda bahsedilen hem kişi içi çatışma hem de kişiler arası çatışma, örgütsel çatışma durumlarını
yaşadığını göstermiştir. Yüzbaşı, Montag’ın örgüt üyeliğini sürdürebilmesi ya da örgütsel bağlılığını
yeniden tahsis etmek için duygusal bağlılık (‘‘Happinees Boys’uz Dixie Duo’yuz sen, ben ve
diğerleri...’’cümlesinde bahsettiği gibi aidiyet duygusunu ön plana çıkarması) normatif bağımlılık (
mutlu olmak için bu işte çalışmaya zorunlu olduğu, hayatının mutlu şekilde devam etmesi için güzel giden
yaşamını bozmaması gerektiğini belirtmesi), devam bağımlılığı (‘Senin, bizim şimdi ki mutlu dünyamız
için ne kadar önemli olduğunun farkında değilsin sanırım’ cümlesi ile işten ayrıldığı taktirde mecburiyet
dayatmasını gösteriyor.) normlarını kullanmış, üzerinde baskı oluşturmayı ve işini bırakmaması
gerektiğini belirtmeye çalışmıştır.
Yüzbaşı Betty’in Shakespear – Thomas Dekker gibi vb. ünlü yazarlardan örnekler vermesi, ya daha
önce kitap okuduğunu ya da Montag gibi yakmaya gittiği evlerden kitaplar çaldığını gösterir. Ancak
burada odaklanmamız gereken durum Yüzbaşının işe bağlılığının çok yüksek olması, işe etkin şekilde
katılımı, yaşamın merkezi olarak görmesi, işi kendine özsaygının temeli olarak algılaması ve kendini iş
performansı ile tanımlamasıdır. İşe bağlılık, motivasyon ve iş doyumu ile sıkı sıkıya ilişkili olduğunu
düşünürsek yakma işlemini eksiksiz yaparak ne kadar bağlı olduğunu bizlere göstermiştir. Aklı karışan
Montag’a kitapların içerisinden alıntılar yaparak yaklaşması şaşırtıcı bir durum olsa da yine yukarda
bahsettiğimiz lider olma özelliklerinden kendini geliştirme durumunu becerebildiği açıkça ortadadır.
Profesör Faber ile tanışan Montag iş birliği yapmaya karar vermesi ve Profesör ün başta stres yaşayıp
sonradan Montag’la rahat iletişim kurabilmesi onun Kişilik Tiplerinden B tipi kişi olduğunu gösterir.
Üzerindeki stresi attıktan sonra rahat acele etmeyen davranışları sergilemesi, Montag’ın acelece bir şeyler
yapmak isteyip onu yavaşlatması, beraber hareket etmeyi önermesi ve saldırgan davranışlardan uzak
durup başarıya yönelik hırslı olmayan emin adımlar atması. Rahat plan yapabilmesi ki en önemli planları
Semender kendi kuyruğunu yiyor! cümlesinden anlaşılacağı üzere. Evet Profesör Faber B Tipi kişilik.
Peki Montag! Her şeyi bir an önce hızlı yapmak istemesi, sabırsız ve heyecanlı olması, yeni işi olan kitap
kurtarma ya da kitap yakmaktan kaçınma davranışını gerçekleştirmesi, çabuk öfkelenip hırsıyla hareket
etmesi içinde bulunduğu stres ortamında tamamen A Tipi kişilik özelliğini yansıtmaktadır. Fakat içinde
bulunduğu stresinden kurtulamayıp çuvallamış ve ona göre görece daha deneyimli olan Faber ile gerekli
iş ortaklığını kuramamıştır.