İşteBuDoktor İndir

Gırtlak (Larinks) Kanseri: Nedenleri, Belirtileri, Tanısı ve Modern Tedavi Yaklaşımları

Gırtlak kanseri, boynun ön kısmında bulunan ve ses tellerini içeren gırtlak (larinks) bölgesinde gelişen bir kanser türüdür. Gırtlak, nefes almamıza, konuşmamıza ve yiyeceklerin akciğerlere kaçmasını engellemeye yardımcı olan önemli bir organdır. Erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı yüksek olmasına rağmen, belirtilerin sıklıkla geç fark edilmesi nedeniyle tanı konulduğunda ilerlemiş evrede olabilir. Bu makalede, gırtlak kanserinin nedenlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini ve modern tedavi yaklaşımlarını kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz.

Gırtlağın Anatomik Yapısı ve Önemi

Gırtlak, trakeanın (soluk borusu) üst kısmında yer alır ve kıkırdaklardan, kaslardan ve mukozadan oluşur. Üç ana bölümden oluşur:

  • Glottis: Ses tellerini içeren orta bölüm.
  • Supraglottis: Glottisin üzerindeki bölge, epiglotu içerir.
  • Subglottis: Glottisin altındaki bölge, trakeaya kadar uzanır.

Gırtlak, solunum yolunun bir parçası olmasının yanı sıra, ses üretimi ve yutkunma sırasında akciğerleri koruma gibi önemli işlevlere de sahiptir.

Gırtlak Kanserinin Olası Nedenleri ve Risk Faktörleri

Gırtlak kanserinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bu hastalığın gelişim riskini önemli ölçüde artırdığı düşünülmektedir:

  • Tütün Kullanımı: Sigara, puro, pipo içmek veya tütün çiğnemek gibi her türlü tütün kullanımı, gırtlak kanseri için en önemli risk faktörlerinden biridir. Tütün dumanındaki zararlı kimyasallar, gırtlak hücrelerine zarar vererek kanser gelişimine yol açabilir.
  • Alkol Tüketimi: Aşırı ve düzenli alkol tüketimi, gırtlak kanseri riskini artırır. Alkol ve tütün kullanımının birlikte olması riski önemli ölçüde artırır.
  • İnsan Papilloma Virüsü (HPV) Enfeksiyonu: Özellikle HPV tip 16, bazı gırtlak kanseri türlerinin (özellikle supraglottik bölgede) gelişiminde rol oynayabilir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüstür.
  • Mesleki Maruziyetler: Asbest, nikel, sülfürik asit ve bazı boya sanayiinde kullanılan kimyasallara maruz kalmak, gırtlak kanseri riskini artırabilir.
  • Yetersiz Beslenme: Meyve ve sebze bakımından fakir bir beslenme düzeni, gırtlak kanseri riskini artırabilir.
  • Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH): Mide asidinin yemek borusundan yukarı doğru kaçması (reflü), gırtlakta tahrişe neden olarak kanser riskini artırabilir.
  • Aile Öyküsü: Ailede gırtlak kanseri öyküsü olan kişilerde risk biraz daha yüksek olabilir.
  • Yaş: Gırtlak kanseri riski yaşla birlikte artar. Çoğu vaka 60 yaşın üzerindeki kişilerde görülür.
  • Cinsiyet: Erkeklerde gırtlak kanseri, kadınlara göre daha sık görülür.
  • Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanan veya HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemi hastalıkları olan kişilerde risk artabilir.

Gırtlak Kanserinin Belirtileri: Erken Teşhisin Önemi

Gırtlak kanserinin belirtileri, kanserin gırtlağın hangi bölgesinde başladığına ve ne kadar yayıldığına bağlı olarak değişebilir. Erken teşhis için bu belirtilere dikkat etmek önemlidir:

  • Ses Kısıklığı veya Ses Değişikliği: Özellikle üç haftadan uzun süren ses kısıklığı veya ses tonunda değişiklik, gırtlak kanserinin en yaygın ve erken belirtilerinden biridir.
  • Boğaz Ağrısı: Geçmeyen veya sürekli tekrarlayan boğaz ağrısı.
  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Yutkunmada zorluk veya ağrı.
  • Boyunda Şişlik veya Kitle: Boyunda ele gelen bir şişlik veya yumru, kanserin lenf bezlerine yayılmasının bir işareti olabilir.
  • Öksürük: Geçmeyen veya inatçı öksürük.
  • Nefes Darlığı veya Hırıltılı Solunum: Gırtlakta tümörün büyümesi sonucu hava yolunun daralmasıyla ortaya çıkabilir.
  • Kulak Ağrısı: Özellikle yutkunma sırasında hissedilen kulak ağrısı.
  • Kanlı Balgam (Hemoptizi): Öksürürken kan veya kanlı balgam gelmesi.
  • Kilo Kaybı: Nedeni bilinmeyen kilo kaybı.

Bu belirtilerden herhangi birinin iki haftadan uzun süre devam etmesi durumunda, vakit kaybetmeden bir doktora (kulak burun boğaz uzmanı) başvurmak önemlidir. Erken teşhis, tedavi seçeneklerini artırabilir ve yaşam süresini olumlu yönde etkileyebilir.

Gırtlak Kanserinin Tipleri

Gırtlak kanserlerinin çoğu skuamöz hücreli karsinomdur. Bu kanser türü, gırtlağın iç yüzeyini döşeyen yassı hücrelerden kaynaklanır. Gırtlak kanseri, başladığı bölgeye göre de sınıflandırılır:

  • Glottik Kanser: Ses tellerinde başlar. Genellikle erken evrede ses kısıklığına neden olduğu için erken teşhis olasılığı daha yüksektir.
  • Supraglottik Kanser: Ses tellerinin üzerindeki bölgede başlar. Belirtiler daha geç ortaya çıkabilir.
  • Subglottik Kanser: Ses tellerinin altındaki bölgede başlar. Bu bölgedeki kanserler genellikle daha ileri evrede teşhis edilir.

Daha nadir görülen gırtlak kanseri tipleri arasında adenokarsinom, sarkom ve küçük hücreli karsinom yer alır. Kanserin tipi ve konumu, tedavi planlaması ve prognoz açısından önemlidir.

Gırtlak Kanserinde Tanı Yöntemleri

Gırtlak kanserinin tanısı, dikkatli bir klinik değerlendirme ve çeşitli tanısal testlerin kombinasyonu ile konulur:

  • Fiziksel Muayene: Doktor, boynu elle muayene ederek şişlikleri kontrol eder.
  • Laringoskopi: Gırtlağın doğrudan görüntülenmesini sağlayan bir yöntemdir.
    • İndirekt Laringoskopi: Ayna yardımıyla gırtlak incelenir.
    • Direkt Laringoskopi: Ucunda kamera bulunan ince, esnek bir tüp (laringoskop) burun veya ağızdan gırtlağa ilerletilerek gırtlak incelenir. Bu sırada biyopsi de alınabilir.
  • Biyopsi: Kesin tanı, şüpheli görünen bölgeden alınan doku örneğinin (biyopsi) patolog tarafından mikroskop altında incelenmesiyle konulur.
  • Görüntüleme Yöntemleri: Kanser tanısı konulduktan sonra, kanserin yayılımını değerlendirmek için görüntüleme yöntemleri kullanılır:
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Boyun ve göğüs bölgesinin BT taraması, kanserin çevre dokulara ve lenf düğümlerine yayılımını belirlemeye yardımcı olur.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Yumuşak dokuları daha iyi görüntüleyebilir ve kanserin lokal yayılımını değerlendirmede faydalı olabilir.
    • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-CT): Kanser hücrelerinin aktivitesini gösteren bir görüntüleme yöntemidir ve uzak metastazları belirlemede yardımcı olabilir.

Gırtlak Kanserinde Evreleme

Gırtlak kanseri tanısı konulduktan sonra, kanserin evresini belirlemek önemlidir. Evreleme, kanserin ne kadar yayıldığını gösterir ve tedavi planlamasında önemli bir rol oynar. TNM evreleme sistemi yaygın olarak kullanılır:

  • T (Tümör): Tümörün boyutunu ve gırtlak içindeki yayılımını gösterir.
  • N (Lenf Düğümleri): Kanser hücrelerinin boyundaki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını gösterir.
  • M (Metastaz): Kanser hücrelerinin uzak organlara (örneğin akciğerler) yayılıp yayılmadığını gösterir.

Evreleme, genellikle 0'dan IV'e kadar numaralandırılır. Evre 0 en erken evreyi (karsinoma in situ), Evre IV ise en ileri evreyi temsil eder.

Gırtlak Kanserinde Modern Tedavi Yaklaşımları

Gırtlak kanserinin tedavisi, kanserin evresine, tipine, konumuna, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Multidisipliner bir yaklaşımla, baş ve boyun cerrahları, radyasyon onkologları, medikal onkologlar, konuşma terapistleri ve diğer uzmanların işbirliği ile kişiye özel tedavi planı oluşturulur. Temel tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Radyoterapi (Işın Tedavisi): Erken evre gırtlak kanserlerinde sıklıkla tek başına veya ileri evrelerde kemoterapi ile birlikte kullanılır. Yüksek enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerini yok etmeyi hedefler.
  • Cerrahi: Tümörün ve çevresindeki kanserli dokunun cerrahi olarak çıkarılması. Cerrahi seçenekler arasında:
    • Lazer Cerrahisi: Erken evrelerde küçük tümörlerin çıkarılmasında kullanılabilir.
    • Parsiyel Laringektomi: Gırtlağın bir kısmının çıkarılması. Ses korunabilir.
    • Total Laringektomi: Gırtlağın tamamının çıkarılması. Kalıcı bir trakeostomi (boyunda soluk borusuna açılan bir delik) gereklidir.
    • Boyun Diseksiyonu: Kanser hücrelerinin yayılmış olabileceği boyundaki lenf düğümlerinin çıkarılması.
  • Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini yavaşlatmak için ilaçların kullanılmasıdır. Genellikle radyoterapi ile birlikte (kemoradyoterapi) ileri evre kanserlerde veya metastatik hastalıkta kullanılabilir.
  • Hedefe Yönelik Tedaviler: Kanser hücrelerindeki belirli moleküler hedeflere yönelik ilaçlardır. İleri evre gırtlak kanserinde, bazı hastalarda hedefe yönelik tedaviler umut verici sonuçlar göstermektedir.
  • İmmünoterapi: Bağışıklık sistemini kanserle savaşması için uyaran ilaçlardır. İlerlemiş veya tekrarlayan gırtlak kanserinde, bazı hastalarda immünoterapi kullanılabilir.

Tedavi sonrası düzenli takip önemlidir. Nüks (kanser tekrarı) olasılığına karşı düzenli fiziksel muayeneler ve görüntüleme yöntemleri ile hasta izlenir. Konuşma ve yutma fonksiyonlarını iyileştirmek için rehabilitasyon (konuşma terapisi, yutma terapisi) gerekebilir.

Gırtlak Kanserinden Korunma Yolları ve Erken Teşhisin Önemi

Gırtlak kanserini önlemek için alınabilecek en önemli önlemler şunlardır:

  • Tütün ve Alkol Kullanımından Kaçınma: Sigara, puro, pipo ve tütün çiğneme gibi her türlü tütün ürününden uzak durmak ve alkol tüketimini sınırlamak veya bırakmak.
  • Sağlıklı Beslenme: Meyve, sebze ve lifli gıdalar ağırlıklı beslenmek.
  • HPV Aşısı: Özellikle genç yaşta HPV aşısı olmak, HPV ile ilişkili gırtlak kanseri riskini azaltabilir.
  • Mesleki Maruziyetlerden Kaçınma: Zararlı kimyasallara maruz kalmaktan kaçınmak veya uygun koruyucu ekipman kullanmak.
  • GÖRH Tedavisi: Reflü şikayetleri olan kişilerin uygun tedavi alması.

Erken teşhis, gırtlak kanserinde tedavi başarısını önemli ölçüde etkiler. Ses kısıklığı, boğaz ağrısı veya boyunda şişlik gibi şüpheli belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak hayati önem taşır.

Sonuç

Gırtlak kanseri, erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilebilen bir hastalıktır. Risk faktörlerinin bilinmesi, belirtilere karşı farkındalık ve düzenli sağlık kontrolleri, hastalığın erken evrede yakalanmasına ve başarılı bir tedavi sürecine katkıda bulunabilir. Tütün ve alkol kullanımından kaçınmak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve risk faktörlerinden uzak durmak, gırtlak kanseri riskini azaltmada önemli adımlardır. Herhangi bir şüphe durumunda, uzman bir kulak burun boğaz uzmanına danışmak en doğru yaklaşımdır.