İşteBuDoktor Logo İndir

Plevral Sıvı Analizi Nasıl Yapılır ve Sonuçları Nasıl Yorumlanır?

Plevral Sıvı Analizi Nasıl Yapılır ve Sonuçları Nasıl Yorumlanır?

Akciğerlerimizin etrafını saran iki zar arasında, normalde çok az miktarda bulunan özel bir sıvı vardır: plevral sıvı. Bu sıvı, akciğerlerin nefes alıp verirken rahatça hareket etmesini sağlar. Ancak çeşitli sağlık sorunları nedeniyle bu boşlukta anormal miktarda sıvı birikimi olduğunda, durumu anlamak ve doğru teşhisi koymak için Plevral Sıvı Analizi hayati önem taşır. Peki, bu analiz nasıl yapılır ve elde edilen sonuçları nasıl yorumlanır? Bu makalede, plevral sıvı analizinin tüm yönlerini, yani torasentez prosedüründen laboratuvar incelemelerine ve bulguların klinik anlamına kadar adım adım ele alacağız. Amacımız, hem sağlık profesyonelleri hem de merak eden okuyucular için bu karmaşık konuyu anlaşılır ve kapsamlı bir şekilde sunmaktır.

Plevral Sıvı Nedir ve Neden Analiz Edilir?

Plevra, akciğerleri saran ve göğüs duvarının iç yüzeyini döşeyen iki katmanlı bir zardır. Bu iki zar arasında, plevral boşluk adı verilen dar bir alan bulunur ve bu boşlukta normalde yalnızca birkaç mililitre (Plevra hakkında daha fazla bilgi için Wikipedia'yı ziyaret edebilirsiniz.) sıvı yer alır. Bu sıvı, akciğerlerin solunum sırasında sürtünmesini engelleyerek rahatça hareket etmesini sağlar. Çeşitli hastalıklar (kalp yetmezliği, enfeksiyonlar, kanser, böbrek hastalıkları vb.) plevral boşlukta anormal sıvı birikimine, yani plevral efüzyona yol açabilir. Bu birikimin nedenini anlamak için, toplanan sıvının laboratuvarda detaylı olarak incelenmesi gerekir. Plevral sıvı analizi, altta yatan hastalığın doğru tanısını koymada kilit bir adımdır.

Plevral Sıvı Analizi Nasıl Yapılır? (Torasentez Prosedürü)

Plevral sıvı analizi için sıvı örneği alma işlemine “torasentez” denir. Bu, genellikle lokal anestezi altında yapılan, güvenli ve nispeten basit bir tıbbi prosedürdür.

Torasentez Öncesi Hazırlık

  • Görüntüleme: İşlemden önce genellikle göğüs röntgeni veya ultrasonografi ile sıvı birikiminin yeri ve miktarı belirlenir. Ultrason, sıvı birikiminin en güvenli ve doğru şekilde lokalize edilmesini sağlar.
  • Hasta Bilgilendirme ve Onay: Hasta, prosedür hakkında detaylıca bilgilendirilir ve yazılı onayı alınır.
  • Pozisyon: Hasta genellikle oturur pozisyonda, kolları öne uzatılmış ve bir masaya yaslanmış şekilde tutulur. Bu pozisyon, kaburgalar arasındaki boşlukları genişleterek iğnenin yerleştirilmesini kolaylaştırır.

Prosedürün Adımları

  1. Steril Alan Oluşturma: İşlem yapılacak bölge antiseptik solüsyonlarla temizlenir ve steril örtülerle kapatılır.
  2. Lokal Anestezi: İğnenin gireceği alana lokal anestezik madde uygulanarak uyuşma sağlanır. Bu, hastanın ağrı hissetmemesine yardımcı olur.
  3. Sıvı Örneği Alma: İnce bir iğne veya kateter, kaburgaların üst kenarına yakın (sinir ve damar hasarını önlemek için) bir yerden plevral boşluğa yavaşça ilerletilir. Sıvıya ulaşıldığında, bir şırınga yardımıyla tanısal amaçlı yeterli miktarda sıvı alınır. Bazen tedavi amacıyla daha fazla sıvı boşaltılır.
  4. İğnenin Çıkarılması ve Pansuman: Yeterli sıvı alındıktan sonra iğne çıkarılır ve giriş yerine steril bir pansuman uygulanır.

Potansiyel Riskler ve Komplikasyonlar

Torasentez genellikle güvenli bir prosedür olsa da, nadiren bazı riskler taşıyabilir:

  • Pnömotoraks (akciğer sönmesi)
  • Kanama
  • Enfeksiyon
  • Vazovagal senkop (bayılma)
  • Akciğer veya diğer organ yaralanmaları

Plevral Sıvı Analizi Laboratuvar Süreci

Alınan plevral sıvı örnekleri, teşhis için çeşitli laboratuvar testlerine tabi tutulur. Bu testler, sıvının fiziksel, biyokimyasal, hücresel ve mikrobiyolojik özelliklerini inceler.

Fiziksel Özelliklerin İncelenmesi

  • Renk ve Berraklık: Normalde berrak ve soluk sarı renkte olmalıdır. Kanlı, bulanık, süt rengi (şilotoraks) veya koyu renkli sıvılar farklı hastalıkları işaret edebilir.
  • Viskozite: Sıvının kıvamı da bazı durumlar için önemli olabilir.

Biyokimyasal Analizler

Bu testler, sıvının içeriğindeki çeşitli maddelerin seviyelerini ölçer:

  • Protein: Sıvı protein düzeyi, plevral efüzyonun transüda mı yoksa eksüda mı olduğunu belirlemede anahtar bir parametredir.
  • Laktat Dehidrogenaz (LDH): LDH, hücresel yıkımı gösteren bir enzimdir ve protein ile birlikte efüzyonun tipini ayırt etmeye yardımcı olur.
  • Glikoz: Düşük glikoz seviyeleri, enfeksiyon (bakteriyel pnömoni, tüberküloz) veya malignite gibi durumları akla getirebilir.
  • pH: Düşük pH değerleri (örneğin <7.20), parapnömonik efüzyon (pnömoniye bağlı) veya malignite gibi durumların varlığını düşündürebilir.
  • Amilaz: Pankreatit, özofagus rüptürü veya bazı malignitelerde yükselebilir.
  • Adenozin Deaminaz (ADA): Özellikle tüberküloz efüzyonlarında yüksek bulunur.
  • Kolesterol ve Trigliseritler: Şilotoraks ve psödoşilotoraks ayrımında önemlidir.

Hücresel Analizler

  • Toplam Hücre Sayımı ve Diferansiyel: Plevral sıvıdaki eritrosit (kırmızı kan hücresi) ve lökosit (beyaz kan hücresi) sayımları yapılır. Lökositlerin tipleri (nötrofil, lenfosit, eozinofil) sayılır. Nötrofil ağırlıklı efüzyonlar akut inflamasyon veya enfeksiyonu, lenfosit ağırlıklı efüzyonlar ise tüberküloz veya maligniteyi düşündürebilir.

Mikrobiyolojik Analizler

  • Gram Boyama ve Kültür: Bakteriyel enfeksiyonları saptamak için yapılır. Gram boyama ile hızlıca bakteri tipi hakkında bilgi edinilebilirken, kültür ile spesifik bakterinin tespiti ve antibiyotik duyarlılığı belirlenir.
  • ARB Boyama ve Kültür (Aside Dirençli Basil): Tüberküloz bakterisini (Mycobacterium tuberculosis) aramak için kullanılır.
  • PCR: Bazı durumlarda tüberküloz veya viral enfeksiyonlar için polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testleri de yapılabilir.

Sitolojik Analizler

Sıvı örneği, patolog tarafından mikroskop altında incelenerek anormal hücreler, özellikle de kanser hücreleri aranır. Malign plevral efüzyon tanısında çok değerli bir yöntemdir.

Plevral Sıvı Analizi Sonuçları Nasıl Yorumlanır?

Plevral sıvı analizinin sonuçlarını yorumlamak, deneyim ve kapsamlı klinik bilgi gerektiren bir süreçtir. En temel ayrım, efüzyonun “transüda” mı yoksa “eksüda” mı olduğudur. Bu ayrım, Light Kriterleri adı verilen bir dizi biyokimyasal parametre kullanılarak yapılır.

Transüda ve Eksüda Ayrımı (Light Kriterleri)

Light Kriterleri, plevral efüzyonun nedenini daraltmada kullanılan standart bir araçtır (Türkiye Klinikleri'nden konuyla ilgili detaylı makalelere ulaşabilirsiniz.). Genellikle aşağıdaki üç kriterden en az birinin varlığı, sıvıyı eksüda olarak sınıflandırır:

  1. Plevral sıvı protein/serum protein oranı > 0.5
  2. Plevral sıvı LDH/serum LDH oranı > 0.6
  3. Plevral sıvı LDH düzeyi, serum LDH üst normal sınırının 2/3'ünden daha yüksek

Bu kriterlerden hiçbiri yoksa, efüzyon transüda olarak kabul edilir.

Transüdatif Efüzyon Nedenleri (Sistematik Nedenler)

Transüda, genellikle plevranın kendisinin primer hastalığı olmaksızın, sistemik bir dengesizlik sonucu oluşur:

  • Kalp yetmezliği (en sık neden)
  • Karaciğer sirozu (hidrotoraks)
  • Nefrotik sendrom (böbrek yetmezliği)
  • Periton diyalizi

Eksüdatif Efüzyon Nedenleri (Lokal Plevra Hastalığı)

Eksüda, genellikle plevranın kendisini etkileyen lokal bir inflamatuar veya malign süreçten kaynaklanır:

  • Pnömoni (parapnömonik efüzyon)
  • Malignite (akciğer kanseri, meme kanseri, lenfoma vb. metastazları)
  • Tüberküloz
  • Pulmoner emboli
  • Romatoid artrit ve diğer otoimmün hastalıklar
  • Pankreatit
  • İlaç reaksiyonları

Spesifik Durumlar ve Ayırıcı Tanılar

  • Kanserde Plevral Sıvı: Sitolojik incelemede malign hücrelerin görülmesi tanı koydurucudur. Biyokimyasal olarak eksüdatif olabilir ve glikoz düzeyi düşük olabilir.
  • Enfeksiyonlarda Plevral Sıvı: Bakteriyel enfeksiyonlarda (empyem) sıvı bulanık, pürülan (irinli) olabilir, glikoz düşer, pH düşer ve nötrofil sayısı artar. Tüberkülozda ise lenfosit ağırlıklı eksüda, yüksek ADA seviyeleri tipiktir.
  • Kalp Yetmezliğinde Plevral Sıvı: Genellikle transüdatiftir, sıvı berraktır.

Plevral Sıvı Analizinin Önemi ve Gelecek Adımlar

Plevral sıvı analizi, göğüs hastalıkları ve iç hastalıkları pratiğinde vazgeçilmez bir tanı aracıdır. Elde edilen bulgular, hastanın doğru teşhis almasını ve en uygun tedavi stratejisinin belirlenmesini sağlar. Yorumlama sürecinde tüm laboratuvar sonuçları, hastanın klinik durumu, diğer radyolojik bulgular ve tıbbi öyküsü bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Yanlış yorumlamalar, yanlış tanı ve tedaviye yol açabileceği için bu analizlerin uzman hekimler tarafından değerlendirilmesi büyük önem taşır. Gerektiğinde, tanıya yardımcı olmak için plevral biyopsi gibi ek invaziv prosedürler de düşünülebilir.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri