İşteBuDoktor Logo İndir

İşitme Kaybı Meslek Hastalığı Mıdır? Belirtileri ve Hukuki Süreçler

İşitme Kaybı Meslek Hastalığı Mıdır? Belirtileri ve Hukuki Süreçler

Günümüz çalışma hayatında birçok meslek, beraberinde çeşitli sağlık risklerini de getiriyor. Özellikle gürültülü veya kimyasal madde içeren ortamlarda çalışanlar için işitme kaybı, ne yazık ki sık karşılaşılan bir problem. Peki, işyerindeki koşullara bağlı olarak gelişen işitme kaybı meslek hastalığı mıdır? Bu sorunun cevabı, hem çalışan sağlığı hem de yasal haklar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu makalede, işitme kaybının meslek hastalığı olarak kabul edilip edilmediğini, yaygın belirtilerini ve çalışanların bilmesi gereken hukuki süreçleri detaylıca inceleyeceğiz.

İşitme Kaybı Nedir ve Meslek Hastalıklarıyla İlişkisi

İşitme kaybı, çevresel sesleri algılama yeteneğinin kısmen veya tamamen azalması durumudur. Genetik faktörler, yaşlılık veya travmalar gibi birçok nedeni olabilir. Ancak iş sağlığı ve güvenliği açısından bizi ilgilendiren, çalışma ortamından kaynaklanan kayıplardır. Özellikle yüksek seviyede gürültüye maruz kalma, kulak sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturur.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mevzuatına göre, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda ve ilgili yönetmeliklerde “meslek hastalığı” tanımı açıkça belirtilmiştir. Bir hastalığın meslek hastalığı sayılabilmesi için, çalışanın sigortalı olduğu işte veya işin niteliğinden dolayı ortaya çıkması, belirli bir etkenle ilişkili olması ve SGK tarafından yetkilendirilmiş sağlık kuruluşları tarafından tanılanması gerekir. Gürültüye bağlı işitme kaybı, genellikle “mesleki akustik travma” olarak adlandırılır ve belirli koşullar altında bir meslek hastalığı olarak kabul edilir.

Meslek Hastalığı Olarak İşitme Kaybının Belirtileri

Mesleki nedenlerle ortaya çıkan işitme kaybı genellikle sinsi ilerler ve başlangıçta fark edilmesi zor olabilir. Ancak zamanla belirginleşen bazı belirtileri vardır:

  • Uğultu veya Çınlama (Tinnitus): Kulaklarda sürekli veya aralıklı bir çınlama, uğultu sesi duyma. Bu, genellikle işitme kaybının ilk işaretlerinden biridir.
  • Konuşmaları Anlamakta Güçlük: Özellikle kalabalık veya gürültülü ortamlarda, insanların ne söylediğini anlamakta zorlanma. Sesleri duymak yerine, konuşulanları ayırt etmekte güçlük çekme.
  • Yüksek Seslere Karşı Aşırı Duyarlılık: Bazı seslerin (örneğin kapı çarpması, telefon zili) normalden çok daha rahatsız edici gelmesi.
  • Televizyon veya Radyonun Sesini Açma İhtiyacı: Başkaları için normal olan ses seviyelerinin yetersiz gelmesi.
  • Denge Kaybı veya Baş Dönmesi: Nadir durumlarda, iç kulaktaki hasar denge merkezini de etkileyebilir.

Bu belirtiler, özellikle iş ortamındaki gürültüye veya diğer zararlı etkenlere maruziyet sonrası ortaya çıkıyorsa, mesleki işitme kaybı şüphesini güçlendirmelidir.

İşitme Kaybına Yol Açan Mesleki Risk Faktörleri

Birçok sektör ve meslek grubu, çalışanları işitme kaybı riskine maruz bırakabilir. Başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • Yüksek Gürültü: En yaygın nedendir. İnşaat, metal işleme, tekstil, madencilik, marangozluk, konser ve eğlence sektörleri gibi alanlarda çalışanlar sürekli olarak yüksek desibel seviyelerine maruz kalır. Havalimanı personeli, silahlı kuvvetler mensupları da risk altındadır.
  • Ototoksik Kimyasallar: Bazı kimyasal maddeler (solventler, ağır metaller, nitriller vb.) kulağa zarar verebilir ve işitme kaybına yol açabilir. Boya, ilaç, plastik üretiminde çalışanlar bu riski taşıyabilir.
  • Titreşim: Şiddetli titreşime uzun süre maruz kalmak, işitme sistemi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
  • Darbe veya Kafa Travması: İş kazaları sonucu oluşan kafa travmaları da doğrudan işitme kaybına yol açabilir.

Bu risk faktörlerine maruziyet süresi ve yoğunluğu, işitme kaybının şiddetini doğrudan etkiler.

Hukuki Süreçler ve Tazminat Hakları

Çalışma ortamından kaynaklandığı düşünülen bir işitme kaybı durumunda, izlenmesi gereken belirli hukuki süreçler bulunmaktadır:

  1. Teşhis ve Raporlama: İlk olarak, yetkili bir sağlık kuruluşu (eğitim ve araştırma hastaneleri, üniversite hastaneleri) tarafından detaylı bir odyolojik muayene ve diğer gerekli testler yapılmalıdır. Hastalığın mesleki kaynaklı olduğuna dair bir sağlık kurulu raporu alınması kritik öneme sahiptir. Raporda, işitme kaybının derecesi, tipi ve meslekle illiyet bağı (nedensel ilişki) açıkça belirtilmelidir. Türkiye Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği gibi otoriter kaynaklar, işitme testleri ve tanı süreçleri hakkında detaylı bilgi sunabilirler.
  2. İşverene Bildirim: İşveren, işçinin meslek hastalığına yakalandığını öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde durumu SGK'ya bildirmekle yükümlüdür. İşçi de doğrudan SGK'ya başvurabilir.
  3. SGK Değerlendirmesi: SGK, gelen bildirim üzerine durumu inceler. Gerekirse işyerinde denetimler yapar ve sağlık kurulu raporlarını değerlendirir. Hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına karar verir.
  4. Tazminat Hakları: İşitme kaybının meslek hastalığı olarak tespit edilmesi halinde, çalışan bazı haklara sahip olur:
    • Geçici veya Sürekli İş Göremezlik Ödeneği: Tedavi sürecinde çalışamayanlara geçici, kalıcı bir iş göremezlik derecesi belirlenirse sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilir.
    • Maddi ve Manevi Tazminat: İşverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmediği durumlarda, işçi işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Bu davalar genellikle iş mahkemelerinde görülür. Tazminat miktarı, işçinin yaşı, ücreti, maluliyet oranı ve işverenin kusur oranına göre belirlenir.
    • Sağlık Hizmetleri: SGK tarafından sağlanan tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanma hakkı.

Bu süreçlerde hukuki destek almak, hak kayıplarının önüne geçmek adına büyük önem taşır.

Önleyici Tedbirler ve İşveren Sorumlulukları

İşverenlerin, çalışanlarını mesleki işitme kaybından korumak için yasal ve etik sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar arasında şunlar yer alır:

  • Gürültü seviyelerini düzenli olarak ölçmek ve yasal sınırların altında tutmak.
  • Gürültü kaynağında azaltma (izolasyon, susturucular vb.).
  • Gürültülü alanlarda çalışma süresini kısıtlamak.
  • Çalışanlara uygun kişisel koruyucu donanımlar (kulak tıkacı, kulaklık) sağlamak ve bunların kullanımını denetlemek.
  • Düzenli işitme testleri (odyogram) yapmak ve kayıtlarını tutmak.
  • Çalışanlara işitme sağlığı ve korunma yöntemleri hakkında eğitimler vermek.

Bu önlemler, çalışanların sağlığını korumanın yanı sıra, işvereni olası hukuki sorumluluklardan da korur.

Sonuç

Sonuç olarak, çalışma ortamından kaynaklanan işitme kaybı kesinlikle bir meslek hastalığı olarak kabul edilebilir. Gürültülü veya riskli ortamlarda çalışanların kendilerini korumaları ve düzenli sağlık kontrollerini aksatmamaları hayati öneme sahiptir. Belirtilerin farkına varıldığında vakit kaybetmeden tıbbi ve hukuki süreci başlatmak, hem sağlıklarını geri kazanma hem de yasal haklarını koruma adına atılacak en doğru adımdır. İşverenlerin de bu konuda yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının temelini oluşturur. Unutmayın, işitme sağlığınız sizin en değerli varlıklarınızdan biridir.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri