İşteBuDoktor Logo İndir

Ergenlerde Madde Kullanımı: Risk Faktörleri ve Psikiyatrik Müdahale

Ergenlerde Madde Kullanımı: Risk Faktörleri ve Psikiyatrik Müdahale

Ergenlik dönemi, bireyin fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak hızla değiştiği, kimlik arayışının yoğun yaşandığı kritik bir evredir. Bu hassas süreçte, gençler çeşitli dışsal ve içsel etkenlere bağlı olarak madde kullanımına yönelebilirler. Ergenlerde madde kullanımı, sadece bireyin sağlığını değil, aynı zamanda aile, okul ve sosyal yaşamını da derinden etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Bu durumun altında yatan risk faktörlerinin anlaşılması ve bu faktörlere yönelik etkin psikiyatrik müdahalelerin uygulanması, gençlerimizi bu tehlikeli döngüden kurtarmak için hayati önem taşımaktadır. Bu makalede, ergenlerde madde kullanımının dinamiklerini, risk faktörlerini ve etkili tedavi yaklaşımlarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Ergenlerde Madde Kullanımının Yaygınlığı ve Nedenleri

Ergenlik, risk alma davranışlarının, dürtüselliğin ve akran etkileşiminin arttığı bir dönemdir. Beyin gelişimi devam ettiği için gençler, kararlarını yetişkinler kadar olgun bir şekilde veremeyebilirler. Bu durum, merak, arkadaş ortamına uyum sağlama isteği veya sorunlarla başa çıkma arayışı gibi nedenlerle madde kullanımına başlama eğilimini artırır. Araştırmalar, ergenlik döneminde madde kullanımına başlama yaşının giderek düştüğünü ve bu durumun uzun vadede bağımlılık riskini yükselttiğini göstermektedir. Madde bağımlılığı kavramı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından hem fiziksel hem de psikolojik bir bağımlılık durumu olarak tanımlanmaktadır.

Madde Kullanımını Tetikleyen Risk Faktörleri

Ergenlerde madde kullanımına yol açan faktörler karmaşıktır ve genellikle birden fazla etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu faktörleri bireysel, ailesel ve sosyal/çevresel olarak sınıflandırabiliriz.

Bireysel Risk Faktörleri

  • Genetik Yatkınlık: Ailede madde kullanım öyküsü olan bireylerde, genetik bir yatkınlık söz konusu olabilir.
  • Psikolojik Sorunlar: Depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi ruhsal sağlık sorunları olan ergenler, yaşadıkları zorluklarla baş etmek için maddeye yönelebilirler. Düşük benlik saygısı ve dürtüsellik de risk faktörlerindendir.
  • Okul Başarısızlığı: Okulda yaşanan akademik problemler veya devamsızlıklar, ergenin kendini başarısız hissetmesine ve alternatif yollara yönelmesine neden olabilir.
  • Risk Alma Eğilimi: Bazı ergenler doğası gereği daha fazla risk alma eğilimindedir, bu da onları yeni ve tehlikeli deneyimlere açık hale getirebilir.

Ailesel Risk Faktörleri

  • Aile İçi İletişim Sorunları ve Çatışmalar: Aile üyeleri arasındaki zayıf iletişim, sürekli çatışmalar veya aile içi şiddet, ergenin ev ortamından uzaklaşma ve maddeye sığınma ihtimalini artırır.
  • Ebeveyn Denetiminin Yetersizliği: Ebeveynlerin çocuklarının nerede, kimlerle ve ne zaman vakit geçirdiğini yeterince denetlememesi, riskli davranışlara zemin hazırlar.
  • Ebeveynlerin Madde Kullanımı: Ebeveynlerinin veya diğer aile üyelerinin madde kullanması, ergen için kötü bir rol model oluşturur ve madde kullanımını normalleştirebilir.
  • Ailede Ruhsal Hastalık Öyküsü: Ailede depresyon, bağımlılık gibi ruhsal hastalıkların bulunması, ergen için hem genetik hem de çevresel bir risk faktörü oluşturur.

Sosyal ve Çevresel Risk Faktörleri

  • Akran Etkisi ve Baskısı: Ergenlik döneminde akran grubuna dahil olma ve kabul görme isteği çok güçlüdür. Madde kullanan bir arkadaş çevresine sahip olmak, madde kullanımına başlama riskini önemli ölçüde artırır.
  • Maddeye Kolay Erişim: Yaşanılan çevrede maddeye kolay ulaşılabilir olması, kullanım oranlarını yükselten önemli bir faktördür.
  • Sosyoekonomik Durum: Yüksek işsizlik oranları, yoksulluk ve sosyal dışlanma gibi durumlar, özellikle dezavantajlı bölgelerdeki ergenleri madde kullanımına daha yatkın hale getirebilir.
  • Medya Etkisi: Bazı medya içerikleri, madde kullanımını normalleştirerek veya glamorize ederek ergenler üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir.

Madde Kullanımının Ergen Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Ergenlikte madde kullanımı, gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlıklarını ciddi şekilde tehdit eder. Gelişmekte olan beyin üzerindeki etkileri, öğrenme kapasitesini, hafızayı ve karar verme becerilerini olumsuz etkileyebilir. Akademik başarısızlıklar, okuldan uzaklaşma, aile içi çatışmaların artması ve sosyal izolasyon gibi sorunlar sıkça görülür. Ayrıca, mevcut ruhsal sağlık sorunları kötüleşebilir veya yeni psikiyatrik bozukluklar ortaya çıkabilir.

Psikiyatrik Müdahale ve Tedavi Yaklaşımları

Ergenlerde madde kullanımıyla mücadelede erken müdahale ve kapsamlı bir tedavi yaklaşımı büyük önem taşır. Tedavi süreci, bireyin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmeli ve genellikle multidisipliner bir ekiple yürütülmelidir.

Erken Teşhis ve Değerlendirme

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin ergenlerdeki davranış değişikliklerini, ruh hali dalgalanmalarını veya akademik düşüşleri dikkatle takip etmesi ve şüphe durumunda gecikmeden profesyonel yardım alması hayati önem taşır. Erken dönemde yapılan psikiyatrik değerlendirme, madde kullanımının derecesini, eşlik eden ruhsal bozuklukları ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemede yol göstericidir.

Tedavi Modelleri

  • Bireysel Terapi: Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Motivasyonel Görüşme teknikleri, ergenin madde kullanımına neden olan düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmesine yardımcı olur.
  • Aile Terapisi: Ailenin tedavi sürecine aktif katılımı, ergenin iyileşme sürecini destekler ve aile içi iletişimi güçlendirir. Aile, ergenin iyileşmesinde en önemli destek sistemlerinden biridir.
  • Grup Terapisi: Benzer deneyimleri paylaşan akranlarla bir araya gelmek, ergenin kendini yalnız hissetmemesine ve farklı başa çıkma stratejileri öğrenmesine yardımcı olabilir.
  • Farmakoterapi: Eğer ergenin madde kullanımına eşlik eden depresyon, anksiyete veya DEHB gibi ruhsal bozukluklar varsa, bir psikiyatristin gözetiminde ilaç tedavisi de uygulanabilir.
  • Detoks ve Rehabilitasyon Programları: Şiddetli bağımlılık durumlarında veya ayakta tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda yatılı detoks ve uzun süreli rehabilitasyon programları gerekebilir. Türkiye'de bu konuda destek sağlayan kurumlar mevcuttur. Örneğin, T.C. Sağlık Bakanlığı bu tür tedavilerle ilgili bilgi ve yönlendirme sağlamaktadır.

Destekleyici Yaklaşımlar ve Koruyucu Önlemler

Tedavinin başarısını sürdürmek ve madde kullanımının tekrarını önlemek için koruyucu ve destekleyici yaklaşımlar önemlidir. Okul tabanlı önleme programları, ebeveyn eğitimleri, sağlıklı yaşam becerilerinin geliştirilmesi ve ergenlerin ilgi alanlarına uygun aktivitelere yönlendirilmesi, risk faktörlerini azaltmada etkili yollardır.

Sonuç

Ergenlerde madde kullanımı, çok boyutlu ve karmaşık bir problem olup, sadece bireyin değil, toplumun da genel sağlığını tehdit etmektedir. Bu durumla mücadelede, risk faktörlerinin erken dönemde tanınması, gençlerle açık ve destekleyici bir iletişim kurulması ve ihtiyaç duyulduğunda profesyonel psikiyatrik müdahale ve tedaviye başvurulması hayati önem taşır. Unutmayalım ki, her gencin sağlıklı bir gelecek inşa etme hakkı vardır ve bu yolda onlara rehberlik etmek, hem ailelerin hem de toplumun ortak sorumluluğudur. Erken dönemde atılacak doğru adımlar, gençlerimizi madde bağımlılığının yıkıcı etkilerinden koruyarak, potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirmelerine olanak tanıyacaktır.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri