İşteBuDoktor Logo İndir

Bebeklerde Vezikoüreteral Reflü (VUR) Tedavisi ve İzlemi

Bebeklerde Vezikoüreteral Reflü (VUR) Tedavisi ve İzlemi

Bebeklerde görülen sağlık sorunları ebeveynler için her zaman büyük bir endişe kaynağıdır. Özellikle böbrek ve idrar yollarıyla ilgili durumlar, ileride ciddi komplikasyonlara yol açabileceği için erken teşhis ve doğru yönetim kritik önem taşır. İşte bu noktada Bebeklerde Vezikoüreteral Reflü (VUR) karşımıza çıkar. VUR, idrarın mesaneden böbreklere geri kaçması durumudur ve tedavi edilmediğinde böbrek hasarına yol açabilir. Bu kapsamlı rehberde, VUR tedavisi seçeneklerini, ameliyatlı ve ameliyatsız yaklaşımları, ayrıca hastalığın seyrini takip etmek için uygulanan VUR izlemi süreçlerini tüm detaylarıyla ele alacağız. Amacımız, bebeğinizin sağlığını korumak adına atılması gereken adımları anlaşılır bir dille aktarmak.

Vezikoüreteral Reflü (VUR) Nedir?

Vezikoüreteral Reflü (VUR), idrarın mesaneden (idrar torbası) üreterler aracılığıyla böbreklere doğru geriye kaçması durumudur. Normalde, üreterlerin mesaneye bağlandığı bölgede tek yönlü bir kapakçık sistemi bulunur. Bu sistem, idrar mesanede biriktiğinde veya işeme sırasında idrarın böbreklere geri kaçmasını engeller. Ancak VUR durumunda, bu kapakçık mekanizması tam olarak çalışmaz ve idrarın geri akışına izin verir. Bu durum, böbrek enfeksiyonlarına (piyelonefrit) ve uzun vadede böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilir.

VUR, genellikle doğuştan gelen bir anomali olup, bebeklerde ve küçük çocuklarda daha sık görülür. Hastalık, idrar yolu enfeksiyonu (İYE) geçiren çocukların yaklaşık üçte birinde tespit edilebilir. Daha fazla bilgi için Vezikoüreteral Reflü Wikipedia sayfasına başvurabilirsiniz.

VUR Dereceleri ve Belirtileri

VUR, idrarın böbreklere ne kadar geri kaçtığına ve böbreklerde ne kadar genişlemeye neden olduğuna göre 5 farklı dereceye ayrılır:

  • Derece I: İdrar sadece üreterin alt kısmına geri kaçar.
  • Derece II: İdrar üreterin üst kısmına ve böbrek pelvisine (havuzcuk) kadar geri kaçar, ancak böbreklerde genişleme yoktur.
  • Derece III: İdrar üreterin üst kısmına ve böbrek pelvisine geri kaçar; böbrek pelvisinde hafif genişleme görülebilir.
  • Derece IV: Üreter ve böbrek pelvisinde orta derecede genişleme ile birlikte böbrek kalikslerinde (çanakçıklar) küntleşme mevcuttur.
  • Derece V: Üreter ve böbrek pelvisinde belirgin genişleme, böbrek kalikslerinde ciddi küntleşme ve üreterde kıvrılma görülebilir. Bu en ciddi derecedir ve böbrek hasarı riski yüksektir.

Bebeklerde VUR genellikle bir belirti vermez ve çoğu zaman tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları (İYE) nedeniyle yapılan araştırmalar sonucunda teşhis edilir. Yüksek ateş, kusma, iştahsızlık, huzursuzluk ve kilo alamama gibi İYE belirtileri, VUR şüphesi uyandırabilir.

VUR Tedavisinde Amaç Nedir?

Bebeklerde VUR tedavisinin temel amacı, böbrekleri idrar yolu enfeksiyonlarından ve buna bağlı oluşabilecek kalıcı hasarlardan korumaktır. Tedavi planı, VUR'un derecesine, çocuğun yaşına, genel sağlık durumuna ve semptomların şiddetine göre değişiklik gösterir. Tedavi yaklaşımları genel olarak konservatif (ameliyatsız) ve cerrahi (ameliyatlı) olmak üzere iki ana başlıkta incelenebilir.

Tedavi Yöntemleri

Konservatif Yaklaşım ve Antibiyotik Profilaksisi

Düşük dereceli VUR (özellikle Derece I, II ve bazen III) olan bebeklerde, hastalığın kendiliğinden düzelme ihtimali oldukça yüksektir. Bu nedenle, başlangıçta genellikle konservatif bir yaklaşım benimsenir. Bu yaklaşımın temelini “antibiyotik profilaksisi” oluşturur.

  • Antibiyotik Profilaksisi: Bebeğe düzenli ve düşük dozda antibiyotik verilerek idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesi amaçlanır. Bu sayede, enfeksiyonların böbreklere ulaşarak hasar vermesi engellenir. Antibiyotik tedavisi genellikle birkaç yıl sürebilir ve düzenli doktor kontrolü altında yapılır.
  • Mesane Eğitimi ve Tuvalet Alışkanlıkları: Daha büyük çocuklarda, mesanenin düzenli boşaltılması ve tuvalet alışkanlıklarının düzenlenmesi de tedaviye yardımcı olabilir. Kabızlığın önlenmesi de önemlidir, çünkü kabızlık mesane fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir.
  • Düzenli İzlem: Bu süreçte ultrasonografi ve işeme sistoüretrografisi (voiding sistoüretrografi – VSUG) gibi tetkiklerle VUR'un derecesi ve böbreklerin durumu periyodik olarak kontrol edilir.

Endoskopik Tedavi (Dekstramer Enjeksiyonu)

Orta dereceli VUR (Derece III-IV) veya antibiyotik profilaksisine rağmen tekrarlayan enfeksiyonları olan bazı hastalarda endoskopik tedavi bir seçenek olabilir. Bu minimal invaziv yöntemde, bir sistoskop yardımıyla mesaneye girilir ve üreterin mesaneye açıldığı deliğin altına özel bir dolgu maddesi (dekstramer veya benzeri biyo-uyumlu jel) enjekte edilir. Bu madde, üreter ağzını daha sıkı hale getirerek idrarın geri kaçmasını engellemeyi hedefler. İşlem genellikle ayakta tedavi bazında yapılır ve iyileşme süresi kısadır.

Cerrahi Tedavi (Açık veya Laparoskopik)

Yüksek dereceli VUR (Derece IV-V), konservatif tedaviye yanıt vermeyen veya endoskopik tedaviden fayda görmeyen olgularda cerrahi tedavi gündeme gelir. Cerrahi tedavinin amacı, üreterin mesaneye giriş açısını ve tünelini düzelterek idrarın geri kaçmasını kalıcı olarak engellemektir.

  • Açık Cerrahi (Üreteral Reimplantasyon): Klasik yöntemdir. Karın bölgesinden küçük bir kesi yapılarak üreter mesaneden ayrılır ve daha uygun bir açıyla yeniden mesaneye implante edilir (tekrar yerleştirilir). Bu yöntem yüksek başarı oranına sahiptir.
  • Laparoskopik Cerrahi: Minimal invaziv bir yöntem olup, karın bölgesine küçük deliklerden girilerek kamera ve ince cerrahi aletler yardımıyla üreterin mesaneye reimplantasyonu yapılır. Açık cerrahiye göre daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme avantajları sunabilir.

Cerrahi yöntem seçimi, cerrahın deneyimine, VUR'un özelliklerine ve hastanın genel durumuna göre belirlenir. İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik Üroloji bölümünün Vezikoüreteral Reflü ile ilgili bilgilendirmelerine buradan ulaşabilirsiniz.

VUR İzlemi ve Takip Süreci

Bebeklerde VUR izlemi, hem tedavi süresince hem de tedavi sonrası dönemde büyük önem taşır. Düzenli takip, hastalığın seyrini değerlendirmek, böbrek fonksiyonlarını kontrol etmek ve olası komplikasyonları erken saptamak için gereklidir.

  • Periyodik İdrar Tahlilleri ve Kültürleri: Özellikle antibiyotik profilaksisi alan çocuklarda, idrarda enfeksiyon belirtileri olup olmadığını kontrol etmek için düzenli olarak idrar tahlili ve kültürü yapılır.
  • Böbrek Ultrasonografisi: Böbreklerin büyüklüğünü, yapısını ve herhangi bir genişleme olup olmadığını değerlendirmek için belirli aralıklarla ultrason çekilir. Bu, böbreklerde hasar gelişip gelişmediğini anlamak için önemlidir.
  • İşeme Sistoüretrografisi (VSUG): VUR'un derecesini yeniden değerlendirmek ve hastalığın kendiliğinden düzelip düzelmediğini görmek için belirli aralıklarla VSUG çekilebilir. Bu test, özellikle tedavi kararını etkileyecek durumlarda tekrarlanır.
  • DMSA Sintigrafisi: Böbrek parankim hasarını (böbrek dokusundaki yara izlerini) saptamak için kullanılan bir nükleer tıp yöntemidir. Özellikle ciddi İYE sonrası veya böbrek hasarı şüphesi olan durumlarda başvurulabilir.
  • Kan Tahlilleri: Böbrek fonksiyonlarını (üre, kreatinin gibi) değerlendirmek için zaman zaman kan tahlilleri istenebilir.

İzlem süreci, VUR'un derecesine ve uygulanan tedavi yöntemine göre değişiklik gösterir. Doktorunuz, bebeğinizin durumuna özel bir takip takvimi oluşturacaktır. Ebeveynlerin bu takvime titizlikle uyması, bebeğin uzun dönemli sağlığı açısından hayati öneme sahiptir.

Ebeveynlere Önemli Öneriler

  • Doktor Talimatlarına Uyum: Antibiyotik profilaksisi veya diğer ilaçları doktorunuzun önerdiği şekilde, aksatmadan kullanın.
  • Hijyen Kuralları: Bebeklerin bezini sık sık değiştirin, kız çocuklarında önden arkaya doğru temizlik yapmaya özen gösterin. Daha büyük çocuklara doğru tuvalet alışkanlıklarını öğretin.
  • Bol Sıvı Tüketimi: Çocuğunuzun yeterince su içtiğinden emin olun. Bu, idrar yollarını temizlemeye yardımcı olur.
  • Kabızlığı Önleyin: Kabızlık, mesane fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir. Çocuğunuzun dengeli beslenmesini sağlayarak kabızlığı önlemeye çalışın.
  • Ateş Takibi: Çocuğunuzda açıklanamayan yüksek ateş olduğunda veya idrar yolu enfeksiyonu düşündüren belirtiler (idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, kötü kokulu idrar) gördüğünüzde hemen doktorunuza başvurun.
  • Düzenli Kontroller: Doktorunuzun belirlediği kontrol ve tetkik randevularını aksatmayın.

Bebeklerde Vezikoüreteral Reflü (VUR), erken tanı ve doğru yaklaşımlarla yönetildiğinde genellikle iyi sonuçlar veren bir durumdur. Ebeveynlerin bilinçli olması ve doktorlarıyla yakın iş birliği içinde hareket etmesi, bebeğin sağlıklı bir geleceğe adım atması için en önemli adımdır.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri