İşteBuDoktor Logo İndir

Wilms Tümörü Tanısı Nasıl Konulur? Görüntüleme ve Biyopsi Yöntemleri

Wilms Tümörü Tanısı Nasıl Konulur? Görüntüleme ve Biyopsi Yöntemleri

Çocukluk çağında görülen her hastalık, hem küçük hastalar hem de aileleri için endişe verici olabilir. Özellikle böbrekleri etkileyen Wilms tümörü gibi ciddi durumlar, erken ve doğru bir tanı sürecini hayati kılar. Wilms tümörü, çocukluk çağının en yaygın böbrek kanseri türüdür ve erken teşhis edildiğinde tedavi şansı oldukça yüksektir. Ancak bu başarı, doğru tanısal yaklaşımların, özellikle de gelişmiş görüntüleme yöntemleri ve gerekirse biyopsi tekniklerinin etkin kullanımına bağlıdır. Bu makalede, Wilms tümörünün tanı sürecini adım adım, sade ve anlaşılır bir dille inceleyeceğiz.

Wilms Tümörü Nedir ve Neden Erken Tanı Bu Kadar Önemlidir?

Wilms tümörü, diğer adıyla nefroblastom, genellikle 1 ila 5 yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkan bir böbrek kanseridir. Karın şişliği, ağrı, ateş, idrarda kan (hematüri) gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu tümörün hızla büyüme ve metastaz yapma potansiyeli olduğundan, erken evrede teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması, çocuğun iyileşme şansını önemli ölçüde artırır. Wilms tümörü hakkında daha fazla bilgi edinmek için Wikipedia'yı ziyaret edebilirsiniz.

Wilms Tümörü Tanısında Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri

Görüntüleme teknikleri, Wilms tümörünün tanısında temel taşlardan biridir. Tümörün varlığını, boyutunu, yerini, çevre dokularla ilişkisini ve olası yayılımını değerlendirmek için çeşitli yöntemler kullanılır.

Ultrasonografi (USG)

Ultrasonografi, Wilms tümörü şüphesi olan çocuklarda ilk tercih edilen ve non-invaziv bir görüntüleme yöntemidir. Ses dalgaları kullanarak böbreklerdeki kitleyi tespit etmeye yardımcı olur. Tümörün solid mi, kistik mi olduğunu, boyutlarını ve böbreğin geri kalan kısmıyla ilişkisini hızlıca gösterir. Radyasyon içermemesi nedeniyle çocuklar için güvenli bir yöntemdir.

Bilgisayarlı Tomografi (BT)

Kontrastlı Bilgisayarlı Tomografi (BT), tümörün daha detaylı anatomik yapısını, tam boyutunu, böbrek dışına yayılımını, lenf bezlerine sıçramasını ve karaciğer gibi diğer organlara metastaz olup olmadığını değerlendirmek için kullanılır. Ayrıca böbrek damarları ve vena kava ile olan ilişkisini de net bir şekilde gösterir. Bu bilgiler, cerrahi planlama için kritik öneme sahiptir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

MRG, özellikle yumuşak doku detaylarını göstermede BT'den daha üstün olabilir. Tümörün böbrek damarlarına veya omurilik kanalına uzanımını değerlendirmede çok değerlidir. Radyasyon içermemesi ve daha iyi kontrast çözünürlüğü sunması, bazı durumlarda tercih edilmesini sağlar. Özellikle tümörün damarsal yapılara invazyonunu ve diğer organlardan ayrımını netleştirmek için kullanılabilir.

Akciğer Grafisi ve Kemik Sintigrafisi (Metastaz Araştırması)

Wilms tümörü en sık akciğerlere metastaz yapar. Bu nedenle, akciğerlerin iki yönlü (PA ve lateral) röntgen grafisi veya BT taraması, metastaz varlığını araştırmak için standart bir uygulamadır. Kemik sintigrafisi ise, daha nadir görülen kemik metastazlarını tespit etmek amacıyla bazı seçilmiş vakalarda kullanılabilir.

Laboratuvar Testleri ve Biyokimyasal Belirteçler

Görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra, çeşitli laboratuvar testleri de tanı sürecine katkıda bulunur. Tam kan sayımı, böbrek fonksiyon testleri (üre, kreatinin), karaciğer fonksiyon testleri ve idrar tahlili yapılır. Kan sayımında anemi (kansızlık) görülebilirken, idrar tahlilinde kan (hematüri) saptanabilir. Wilms tümörüne özgü belirgin bir tümör belirteci olmamakla birlikte, bazı durumlarda renin gibi maddelerin seviyeleri yüksek çıkabilir.

Kesin Tanı: Biyopsi ve Patolojik İnceleme

Wilms tümörünün kesin tanısı ve histopatolojik alt tipinin belirlenmesi, ancak doku örneğinin (biyopsi) patolojik incelemesi ile mümkündür. Biyopsi, tedavi protokolünün belirlenmesinde kritik bir rol oynar.

Biyopsi Türleri ve Uygulama Alanları

Wilms tümöründe biyopsi yaklaşımı, uluslararası protokollere göre farklılık gösterebilir. Bazı merkezlerde cerrahi öncesi iğne biyopsisi (core needle biopsy) tercih edilirken, bazı durumlarda doğrudan tümörün cerrahi olarak çıkarılması ve sonrasında patolojik inceleme yapılması yoluna gidilir. İğne biyopsisi, genellikle görüntüleme eşliğinde (ultrason veya BT) yapılır ve cerrahi öncesi kemoterapi başlanacaksa tümörün tipini belirlemek için önemlidir. Wilms tümörü tanı ve tedavi yaklaşımları hakkında daha fazla detayı Acıbadem Sağlık Grubu'nun sayfasında bulabilirsiniz.

Patolojik Değerlendirme Süreci

Alınan doku örneği, patologlar tarafından mikroskop altında incelenir. Bu inceleme, tümörün iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu, hangi hücre tiplerinden oluştuğunu ve anaplasi (hücrelerdeki anormal değişiklikler) varlığını belirler. Anaplasi varlığı, tümörün daha agresif olduğunu ve farklı bir tedavi yaklaşımı gerektirebileceğini gösterir. Patolojik tanı, tümörün evrelemesi ile birlikte tedavi planının temelini oluşturur.

Tanı Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Wilms tümörü tanısı, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Pediatrik onkologlar, çocuk cerrahları, radyologlar, patologlar ve diğer uzmanlar bir araya gelerek hastanın durumunu değerlendirir ve en uygun tanı ve tedavi stratejisini belirler. Ailenin süreç hakkında detaylı bilgilendirilmesi, duygusal destek sağlanması ve çocuk merkezli bir yaklaşım benimsenmesi de tanı ve tedavi başarısında önemli rol oynar.

Wilms tümörü tanısı, karmaşık ancak son derece önemli bir süreçtir. Gelişmiş görüntüleme yöntemleri ve gerektiğinde biyopsi ile elde edilen detaylı bilgiler, doğru evrelemenin ve kişiselleştirilmiş bir tedavi planının oluşturulmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki, erken tanı ve multidisipliner bir ekip çalışması, Wilms tümörüyle mücadelede çocukların hayatlarını kurtaran en güçlü silahlardır.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri