İşteBuDoktor Logo İndir

Wilms Tümörü Nedir? Çocukluk Çağı Böbrek Kanserinin Kapsamlı Rehberi

Wilms Tümörü Nedir? Çocukluk Çağı Böbrek Kanserinin Kapsamlı Rehberi

Çocukluk çağı, büyüme ve keşiflerle dolu eşsiz bir dönemdir. Ancak ne yazık ki, bazen bu döneme gölge düşürebilen ciddi sağlık sorunları da ortaya çıkabilir. İşte bu noktada, çocukluk çağında görülen en yaygın böbrek kanseri türü olan Wilms tümörü (Nefroblastom) devreye giriyor. Genellikle 5 yaşın altındaki çocukları etkileyen bu çocukluk çağı böbrek kanseri, erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımlarıyla yüksek başarı oranlarına sahip olmasıyla umut vaat etmektedir. Aileler için ürkütücü bir tanı olsa da, modern tıbbın sunduğu imkanlarla Wilms tümörü artık yönetilebilir bir hastalıktır. Bu kapsamlı rehberde, Wilms tümörünün ne olduğunu, belirtilerini, tanı ve tedavi süreçlerini detaylı bir şekilde inceleyecek, ebeveynleri ve ilgili kişileri bu önemli konuda bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.

Wilms Tümörü Nedir?

Wilms tümörü, çocuklarda böbrek hücrelerinden köken alan kötü huylu bir tümördür. Böbreklerin embriyonik gelişim sırasında tam olarak olgunlaşmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu tümörler genellikle tek bir böbrekte ortaya çıkar, ancak nadiren her iki böbrekte de (bilateral Wilms tümörü) görülebilir. Tedavi edilmediğinde hızla büyüyüp vücudun diğer bölgelerine yayılma potansiyeline sahiptir, bu yüzden erken teşhis hayati önem taşır.

Kimlerde Görülür ve Ne Kadar Yaygındır?

Wilms tümörü, çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık %5-6'sını oluşturur ve en sık 2 ila 5 yaş arasındaki çocuklarda teşhis edilir. Her iki cinsiyette de görülebilir, ancak kız çocuklarında biraz daha sık rastlandığına dair bazı veriler bulunmaktadır. Tüm etnik gruplarda görülebilmekle birlikte, Afrika kökenli Amerikalı çocuklarda biraz daha yüksek oranlarda gözlemlenebilir.

Wilms Tümörünün Nedenleri ve Risk Faktörleri

Wilms tümörünün tam nedeni çoğu durumda bilinmemekle birlikte, genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Çoğu Wilms tümörü vakası sporadik (rastgele) olarak ortaya çıkarken, küçük bir yüzde kalıtsal yatkınlıklarla ilişkilidir.

Genetik Yatkınlıklar ve Sendromlar

Bazı genetik sendromlar, Wilms tümörü geliştirme riskini artırır. Bunlar arasında:

  • WAGR Sendromu: Aniridi (irisin olmaması), Genitoüriner anomaliler, Mental Retardasyon ve Wilms tümörünün baş harflerinden oluşan bir sendromdur.
  • Beckwith-Wiedemann Sendromu: Doğumda büyük bebek (makrozomi), dil büyüklüğü (makroglossi) ve karın duvarı kusurları gibi özellikleri olan bir genetik bozukluktur.
  • Denys-Drash Sendromu: Böbrek hastalığı (nefropati), cinsel organ anomalileri ve Wilms tümörü ile karakterizedir.

Bu sendromlarla doğan çocukların düzenli olarak Wilms tümörü taramalarından geçmesi önemlidir.

Belirtileri Nelerdir? Aileler Neye Dikkat Etmeli?

Wilms tümörünün belirtileri genellikle sinsi başlar ve hastalığın ilerlemesiyle daha belirgin hale gelir. Ailelerin dikkatli olması gereken en yaygın belirtiler şunlardır:

Karın Şişliği ve Kitle

En sık görülen belirtidir. Çocuğun karnında ele gelen ağrısız bir kitle veya karın çevresinde belirgin bir şişlik fark edilebilir. Bu kitle genellikle duş alırken, bez değiştirirken veya çocuk giydirilirken keşfedilir. Kitle çoğu zaman sert ve düzgün yüzeylidir.

Diğer Genel Belirtiler

  • Karın ağrısı veya rahatsızlık hissi
  • Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
  • Ateş
  • İştahsızlık ve kilo kaybı
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • İdrarda kan (hematüri)
  • Kabızlık

Bu belirtilerden herhangi birinin fark edilmesi durumunda, vakit kaybetmeden bir çocuk doktoruna başvurmak kritik önem taşır. Daha fazla bilgi için Wikipedia'daki Wilms Tümörü sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Tanı Yöntemleri: Nasıl Teşhis Edilir?

Wilms tümörünün teşhisi, genellikle bir dizi test ve görüntüleme yönteminin birleşimiyle konulur. Erken ve doğru tanı, etkili tedavi planlaması için temeldir.

Fizik Muayene ve Görüntüleme Teknikleri

Doktor, fizik muayene sırasında karında ele gelen kitleyi değerlendirir. Ardından, tümörün boyutunu, yerini ve böbrekler üzerindeki etkisini belirlemek için çeşitli görüntüleme testleri istenir:

  • Ultrason (USG): İlk ve en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Böbrekteki kitleyi ve kistik yapısını gösterir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Tümörün yayılımını, lenf bezlerini ve karaciğer gibi diğer organlara olası metastazları daha detaylı gösterir.
  • Manyetik Rezonans (MR): Özellikle damarsal yapıları ve tümörün böbrek içindeki yerleşimini netleştirmek için kullanılabilir.
  • Akciğer Grafisi/BT: Akciğerlere yayılım olup olmadığını kontrol etmek için yapılır.

Biyopsi ve Patolojik İnceleme

Bazı durumlarda, kesin tanı için tümörden bir doku örneği (biyopsi) alınabilir. Ancak Wilms tümöründe genellikle cerrahi olarak tümörün çıkarılmasından sonra yapılan patolojik inceleme ile kesin tanı konur. Çıkarılan tümör, histopatolojik olarak incelenerek türü ve evresi belirlenir.

Wilms Tümörü Tedavisi: Güncel Yaklaşımlar

Wilms tümörü tedavisi, tümörün evresine, çocuğun yaşına ve genel sağlık durumuna göre planlanan multidisipliner bir yaklaşımla yapılır. Genellikle cerrahi, kemoterapi ve bazen radyoterapinin bir kombinasyonunu içerir.

Cerrahi Müdahale (Nefrektomi)

Tedavinin temel taşlarından biridir. Çoğu durumda, etkilenen böbreğin tamamı ve çevresindeki bazı lenf bezleri cerrahi olarak çıkarılır (nefrektomi). Eğer tümör her iki böbrekteyse, her iki böbrekten de tümörlü doku çıkarılmaya çalışılır ve bazen böbrek nakli gerekebilir.

Kemoterapi ve Radyoterapi

Kemoterapi: Tümör hücrelerini yok etmek veya büyümesini durdurmak için ilaçların kullanılmasıdır. Genellikle cerrahi öncesinde tümörü küçültmek (neoadjuvan kemoterapi) veya cerrahi sonrası kalan tümör hücrelerini yok etmek (adjuvan kemoterapi) amacıyla uygulanır.

Radyoterapi: Yüksek enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerini öldürme yöntemidir. İlerlemiş evrelerde veya tümörün tamamen çıkarılamadığı durumlarda kemoterapiye ek olarak kullanılabilir.

Tedavinin Evrelere Göre Belirlenmesi

Wilms tümörü, hastalığın yayılımına göre evrelendirilir (Evre I'den Evre V'e kadar). Tedavi protokolleri, bu evrelemeye göre uluslararası standartlar çerçevesinde belirlenir. Evre I ve II'de genellikle cerrahi sonrası kemoterapi yeterli olurken, daha ileri evrelerde (III, IV, V) radyoterapi de tedaviye dahil edilebilir.

Tedavi süreçleri ve yaklaşımları hakkında daha detaylı bilgi için, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri'nin ilgili sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Tedavi Sonrası İzlem ve Prognoz

Wilms tümörü tedavisinin başarısı, erken teşhis ve uygun tedavi ile oldukça yüksektir. Ancak tedavi sonrası düzenli takip, hastalığın nüks etme olasılığını ve tedaviye bağlı uzun dönem yan etkileri yönetmek açısından hayati öneme sahiptir.

Uzun Dönem Takip ve Olası Yan Etkiler

Tedaviyi tamamlayan çocuklar, düzenli olarak kontrollerden geçerler. Bu kontroller, fizik muayeneler, kan testleri ve görüntüleme testlerini (ultrason, BT) içerebilir. Takibin amacı, olası bir nüksü erken saptamak ve kemoterapi veya radyoterapinin kalbe, böbreklere veya diğer organlara uzun dönemde verebileceği yan etkileri izlemektir. Bu yan etkiler arasında böbrek fonksiyonlarında azalma, ikincil kanser riski veya büyüme-gelişme geriliği sayılabilir.

İyileşme Oranları ve Gelecek

Günümüzde, Wilms tümörü olan çocukların yaklaşık %90'ından fazlası başarılı bir şekilde tedavi edilmekte ve uzun süreli sağkalım oranları oldukça yüksektir. Erken evrede teşhis edilen vakalarda bu oran daha da artmaktadır. Tıbbi araştırmalar ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde, Wilms tümörü tanısı alan çocuklar için geleceğin daha umut vadedici olduğunu söyleyebiliriz. Ailelerin bilinçli olması, belirtileri erken fark etmesi ve doktorlarıyla yakın işbirliği içinde olması, çocuğun sağlığı için en iyi sonucu elde etmenin anahtarıdır.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri