Stereotaktik Meme Biyopsisi (Mamografi Eşliğinde CNB): Hangi Durumlarda Tercih Edilir?
Meme sağlığı, kadınlar için hayati öneme sahip bir konudur ve erken tanı, başarılı tedavinin anahtarıdır. Mamografi taramalarında veya diğer görüntüleme yöntemlerinde tespit edilen şüpheli bulguların doğasını anlamak için çeşitli biyopsi yöntemleri kullanılır. Bu yöntemlerden biri de Stereotaktik Meme Biyopsisi veya bilinen diğer adıyla Mamografi Eşliğinde CNB'dir. Peki, bu gelişmiş meme biyopsisi yöntemi hangi durumlarda tercih edilir ve neden bu kadar önemlidir? Bu makalede, stereotaktik biyopsinin ne olduğunu, nasıl yapıldığını ve özellikle hangi meme lezyonlarında kesin tanı için vazgeçilmez bir araç olduğunu detaylıca ele alacağız.
Stereotaktik Meme Biyopsisi (Mamografi Eşliğinde CNB) Nedir?
Stereotaktik meme biyopsisi, mamografi cihazının bilgisayar destekli hassas konumlandırma yeteneklerini kullanarak memedeki şüpheli alanlardan doku örneği alınması işlemidir. Geleneksel açık cerrahiye göre çok daha az invaziv, daha hızlı ve genellikle ayakta uygulanan bir yöntemdir. Bu işlem, özellikle elle hissedilemeyen veya ultrason ya da MR gibi diğer görüntüleme yöntemleriyle net bir şekilde görülemeyen lezyonlar için geliştirilmiştir. Meme biyopsisi hakkında genel bilgiye Wikipedia'dan ulaşabilirsiniz.
İşlem Nasıl Yapılır?
Hasta, özel bir masaya yüzüstü yatar ve memesi, mamografi çekiminde olduğu gibi sıkıştırılır. Bilgisayarlı sistem, lezyonun kesin konumunu belirlemek için farklı açılardan çekilen mamografi görüntülerini kullanır. Cildin ilgili bölgesi lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra, küçük bir kesi yapılır ve biyopsi iğnesi hassas bir şekilde hedeflenen bölgeye yerleştirilir. İğne aracılığıyla birkaç doku örneği alınır. İşlem genellikle 30 dakika ile bir saat arasında sürer. Alınan örnekler patolojik incelemeye gönderilir.
Mamografi Eşliğinde CNB Neden Önemli?
Stereotaktik biyopsi, tanısal doğruluğu yüksek bir yöntemdir. Özellikle şüpheli mikrokalsifikasyonların ve minimal lezyonların değerlendirilmesinde altın standart olarak kabul edilir. Bu yöntem sayesinde, gereksiz cerrahi müdahalelerden kaçınılarak hastaların fiziksel ve psikolojik yükleri azaltılırken, erken ve doğru tanı ile tedaviye başlama süreci hızlanır.
Hangi Durumlarda Stereotaktik Meme Biyopsisi Tercih Edilir?
Stereotaktik meme biyopsisi, genellikle aşağıdaki durumlarda hekimler tarafından önerilen bir tanı yöntemidir:
Mikrokalsifikasyonlar
Mamografide tespit edilen şüpheli mikrokalsifikasyonlar, yani memedeki çok küçük kalsiyum birikintileri, bazen erken evre meme kanserinin ilk belirtisi olabilir. Ultrasonografide genellikle görünmezler. Stereotaktik biyopsi, bu mikrokalsifikasyonlardan doğru ve yeterli doku örneği almanın en etkili yoludur.
Şüpheli Kitleler veya Asimetriler
Mamografide görülen ancak ultrasonla net bir şekilde tanımlanamayan veya ele gelmeyen şüpheli kitleler, yoğun meme dokusunun arkasına gizlenmiş asimetrik yoğunluk alanları veya yapısal bozulmalar stereotaktik biyopsi ile değerlendirilebilir.
Ultrason veya MR ile Görülemeyen Lezyonlar
Bazı lezyonlar sadece mamografide belirginleşir ve ultrason veya meme MR gibi diğer görüntüleme yöntemleri ile yeri tespit edilemez. Bu durumda stereotaktik biyopsi, söz konusu lezyonun doğasını aydınlatmak için tek seçenektir.
Önceki Biyopsi Sonuçlarının Yetersizliği
Daha önce yapılan başka tür bir biyopsinin (örneğin ince iğne aspirasyon biyopsisi) yetersiz veya belirsiz sonuç vermesi durumunda, daha kesin bir tanı için stereotaktik biyopsiye başvurulabilir.
İşlem Sonrası ve Olası Yan Etkiler
İşlem sonrası, biyopsi yapılan bölgeye hafif baskı uygulanır ve bandaj konur. Genellikle hafif ağrı, morarma veya şişlik görülebilir. Bu belirtiler kısa sürede geçer. Nadiren enfeksiyon veya kanama gibi daha ciddi yan etkiler ortaya çıkabilir. Hastalar genellikle işlem sonrası günlük aktivitelerine dönebilir ancak ağır fiziksel aktivitelerden bir süre kaçınmaları önerilir. Stereotaktik biyopsi hakkında detaylı bilgiye Acıbadem Sağlık Rehberi'nden ulaşabilirsiniz.
Sonuç
Stereotaktik meme biyopsisi (Mamografi Eşliğinde CNB), özellikle elle hissedilemeyen, ultrason veya MR ile net görülemeyen şüpheli meme lezyonlarında ve mikrokalsifikasyonlarda kesin tanı koymak için vazgeçilmez bir yöntemdir. Erken ve doğru tanı, meme kanseri tedavisinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Eğer mamografinizde şüpheli bir bulgu tespit edildiyse, uzman hekiminizin önerileri doğrultusunda uygun biyopsi yöntemini belirlemek için bir uzmana danışmaktan çekinmeyin. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır.