İşteBuDoktor Logo İndir

Meme Kanserinde Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonu: Endikasyonlardan Komplikasyonlara

Meme Kanserinde Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonu: Endikasyonlardan Komplikasyonlara

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir ve erken teşhis ile tedavi, hayatta kalma oranlarını önemli ölçüde artırmaktadır. Tedavi sürecinde, hastalığın yayılımını anlamak ve yönetmek kritik bir rol oynar. İşte bu noktada aksiller lenf nodu diseksiyonu, yani koltuk altındaki lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması, meme kanseri tedavisinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu kapsamlı makalede, meme kanserinde aksiller lenf nodu diseksiyonunun ne zaman ve neden yapıldığına, hangi endikasyonlara sahip olduğuna, olası komplikasyonlarına ve ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenlere dair tüm detayları ele alacağız. Amacımız, bu önemli cerrahi prosedürü tüm yönleriyle aydınlatarak hastalara ve yakınlarına rehberlik etmektir.

Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonu Nedir ve Neden Yapılır?

Aksiller lenf nodu diseksiyonu (ALND), meme kanseri cerrahisinde koltuk altı bölgesindeki lenf bezlerinin bir kısmının veya tamamının çıkarılması işlemidir. Bu işlem, kanserin lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını tespit etmek, yayılım varsa hastalığın evresini belirlemek ve potansiyel olarak kanserli hücreleri temizleyerek hastalığın tekrar etme riskini azaltmak amacıyla yapılır.

Meme Kanserinde Lenfatik Yayılımın Önemi

Meme kanseri hücreleri, kan dolaşımı ve lenf sistemi aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Koltuk altı (aksiller) lenf bezleri, meme dokusuna en yakın lenf düğümleri olduğundan, kanser hücrelerinin ilk ulaştığı ve yayıldığı yerler arasında yer alır. Bu nedenle, aksiller lenf nodlarının durumu, hastalığın evrelemesinde ve uygun tedavi planının belirlenmesinde kilit bir faktördür. Lenf nodlarında kanser hücrelerinin bulunması, genellikle daha agresif bir tedavi yaklaşımını gerektirebilir.

Cerrahi Müdahalenin Amacı

ALND'nin temel amacı iki yönlüdür:

  1. Evreleme: Çıkarılan lenf bezleri patolojik incelemeye gönderilerek kanser hücrelerinin varlığı, sayısı ve büyüklüğü belirlenir. Bu bilgi, hastalığın evresini netleştirir ve adjuvan (destekleyici) tedaviler (kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi) için yol gösterir.
  2. Lokal Kontrol: Koltuk altındaki kanserli lenf bezlerinin çıkarılması, bölgesel nüks riskini azaltır ve hastalığın bu bölgeden daha ileriye yayılmasını engellemeye yardımcı olur.

Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonunun Endikasyonları

ALND kararı, birçok faktör göz önünde bulundurularak multidisipliner bir ekip tarafından verilir. Günümüzde, sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB) tekniği sayesinde ALND ihtiyacı bazı durumlarda ortadan kalkmıştır, ancak belirli endikasyonlarda hala standart bir prosedürdür. Meme kanseri ve tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi için Wikipedia'daki meme kanseri sayfasına başvurulabilir.

Klinik Değerlendirme ve Görüntüleme Bulguları

Ameliyat öncesi yapılan fizik muayene, mamografi, ultrason ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ile koltuk altında şüpheli veya büyümüş lenf nodları tespit edilirse, bu durum ALND için bir endikasyon olabilir. İğne biyopsisi ile lenf bezinde kanser varlığının kesinleşmesi de diseksiyon kararını güçlendirir.

Sentinel Lenf Nodu Biyopsisinin Rolü ve Diseksiyon Kararı

Sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB), meme kanseri cerrahisinde devrim niteliğinde bir adımdır. Bu yöntemde, kanser hücrelerinin ilk olarak ulaşma olasılığı en yüksek olan "bekçi lenf nodları" tespit edilip çıkarılır ve incelenir. Eğer bu sentinel nodlarda kanser yoksa, genellikle diğer aksiller lenf nodlarının da kanserli olmadığı kabul edilir ve ALND'ye gerek kalmaz. Ancak aşağıdaki durumlarda ALND hala gerekli olabilir:

  • Sentinel lenf nodlarında yaygın kanser tutulumu (makrometastazlar) bulunması.
  • SLNB'nin teknik olarak uygulanamadığı veya başarısız olduğu durumlar.
  • Ameliyat öncesi koltuk altında klinik olarak belirgin kanserli lenf nodlarının olması ve bu nodlarda biyopsi ile kanser varlığının doğrulanması.

Neoadjuvan Tedavi Sonrası Durumlar

Bazı hastalarda, tümörü küçültmek ve cerrahiyi kolaylaştırmak amacıyla ameliyat öncesi kemoterapi (neoadjuvan tedavi) uygulanır. Bu tedavi sonrası koltuk altındaki lenf nodlarının durumu yeniden değerlendirilir. Eğer neoadjuvan tedaviye rağmen lenf nodlarında kanser kalıntısı olduğu düşünülüyorsa, ALND tercih edilebilir.

Cerrahi Teknik ve Derecelendirme

Aksiller lenf nodu diseksiyonu, genel anestezi altında yapılan bir cerrahi işlemdir. Koltuk altından yapılan bir kesi ile lenf bezleri ve çevresindeki yağ dokusu çıkarılır. Çıkarılacak lenf nodlarının miktarı, hastalığın yayılımına ve cerrahın değerlendirmesine bağlıdır. Meme kanseri tedavisinde lenf nodlarının önemi hakkında daha detaylı bilgi için İstanbul Tıp Fakültesi'nin ilgili makalesine bakılabilir.

Seviye I, II, III Diseksiyon

Aksiller lenf nodları, anatomik yerleşimlerine göre üç seviyeye ayrılır:

  • Seviye I: Pektoralis minör kasının lateralinde (dışında) yer alan lenf nodları. Genellikle bu seviyedeki nodlar çıkarılır.
  • Seviye II: Pektoralis minör kasının altında yer alan lenf nodları.
  • Seviye III: Pektoralis minör kasının medialinde (içinde), klavikulanın altında yer alan lenf nodları. Bu seviyedeki nodlar genellikle çok ileri evre hastalarda veya kapsamlı yayılım durumlarında çıkarılır, çünkü bu daha geniş bir diseksiyonu ve dolayısıyla daha yüksek komplikasyon riskini ifade eder.

Yapılan diseksiyonun kapsamı, cerrahi raporlarda "aksiller diseksiyon seviye I/II" gibi ifadelerle belirtilir.

Ameliyat Süreci ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ameliyat genellikle meme cerrahisi (lumpektomi veya mastektomi) ile birlikte yapılır. Koltuk altı bölgesindeki kesi genellikle 3-5 cm uzunluğundadır. Cerrah, lenf bezlerini çevreleyen önemli sinir ve damar yapılarına zarar vermemeye özen gösterir. Ameliyat sonrası, kan ve sıvı birikmesini önlemek için bir dren takılabilir. Bu dren genellikle birkaç gün içinde çıkarılır.

Potansiyel Komplikasyonlar ve Yönetimi

Aksiller lenf nodu diseksiyonu, meme kanseri tedavisinde önemli bir yer tutsa da, beraberinde bazı potansiyel komplikasyonları getirebilir. Bu komplikasyonların farkında olmak ve uygun şekilde yönetmek, hasta konforu ve yaşam kalitesi için kritik öneme sahiptir.

Lenfödem: En Sık Görülen Komplikasyon

Lenfödem, aksiller lenf nodu diseksiyonu sonrası en sık görülen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir komplikasyondur. Lenf bezlerinin çıkarılması, lenfatik sıvının kol ve elden drenajını bozabilir, bu da kolda şişliğe yol açar. Lenfödemin şiddeti kişiden kişiye değişebilir ve ameliyat sonrası hemen veya yıllar sonra ortaya çıkabilir.

Yönetimi: Erken teşhis ve yönetim esastır. Fizik tedavi (manuel lenfatik drenaj, kompresyon bandajları/giysileri), düzenli egzersiz ve cilt bakımı ile semptomlar kontrol altına alınabilir.

Sinir Hasarı ve Duyusal Değişiklikler

Koltuk altı bölgesinde, kol ve göğüs duvarının duyusunu sağlayan sinirler bulunur. Diseksiyon sırasında bu sinirler zarar görebilir, bu da uyuşma, karıncalanma, ağrı veya koltuk altında hissizlik gibi şikayetlere yol açabilir. En sık etkilenen sinirlerden biri interkostobrakiyal sinirdir.

Yönetimi: Çoğu zaman bu semptomlar zamanla düzelir veya şiddeti azalır. Nadiren kalıcı olabilirler. Ağrı yönetimi ve fizik tedavi bu süreçte yardımcı olabilir.

Enfeksiyon ve Hematom

Her cerrahi işlemde olduğu gibi, ALND sonrası da yara yeri enfeksiyonu veya kan birikimi (hematom) riski bulunur. Bu komplikasyonlar genellikle antibiyotiklerle veya drenaj ile tedavi edilebilir.

Omuz Hareket Kısıtlılığı

Ameliyat sonrası omuz ve kol hareketlerinde geçici bir kısıtlılık yaşanabilir. Bu durum, ameliyat sırasında dokuların gerilmesi ve iyileşme sürecindeki ağrıdan kaynaklanabilir.

Yönetimi: Erken dönemde başlanan fizyoterapi ve egzersizler, omuz hareketliliğinin korunması ve geri kazanılması için hayati öneme sahiptir.

Ameliyat Sonrası Bakım ve Yaşam Kalitesi

Aksiller lenf nodu diseksiyonu sonrası iyileşme süreci, komplikasyonların önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için aktif hasta katılımını gerektirir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Cerrahi sonrası, kol ve omuz hareketlerini geri kazandırmak, kas gücünü artırmak ve olası lenfödem riskini azaltmak için özel egzersiz programları uygulanır. Fizyoterapist eşliğinde yapılan düzenli egzersizler, iyileşme sürecini hızlandırır ve uzun vadeli faydalar sağlar.

Lenfödem Yönetimi ve Önleyici Tedbirler

Lenfödem riskini azaltmak için çeşitli önlemler alınabilir:

  • Etkilenen kolda dar giysilerden, takılardan kaçınmak.
  • Kolu yüksekte tutmak.
  • Cilt bütünlüğüne dikkat etmek, kesiklerden ve enfeksiyonlardan korunmak.
  • Ağır kaldırmaktan veya kolu aşırı yormaktan kaçınmak.
  • Düzenli egzersiz yapmak.
  • Gerektiğinde kompresyon kollukları kullanmak.

Psikososyal Destek

Meme kanseri teşhisi ve cerrahi operasyonun getirdiği fiziksel zorlukların yanı sıra, duygusal ve psikolojik etkileri de olabilir. Destek grupları, psikolog veya danışmanlık hizmetleri, hastaların bu süreçte yaşadıkları kaygı, stres ve depresyonla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

Sonuç

Meme kanserinde aksiller lenf nodu diseksiyonu, hastalığın evrelemesi ve lokal kontrolü açısından hala önemli bir cerrahi prosedürdür. Ancak sentinel lenf nodu biyopsisinin gelişimiyle birlikte, bu diseksiyonun endikasyonları daha seçici hale gelmiştir. Cerrahi kararlar, hastanın bireysel durumu, tümör özellikleri ve lenf nodu tutulumuna göre dikkatlice planlanmalıdır. Lenfödem ve sinir hasarı gibi potansiyel komplikasyonların farkında olmak, erken müdahale ve doğru ameliyat sonrası bakım ile hastaların yaşam kalitesini korumak mümkündür. Unutulmamalıdır ki, meme kanseri tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hasta ile sağlık ekibinin yakın işbirliği, en iyi sonuçlara ulaşmada kilit rol oynar.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri