İşteBuDoktor Logo İndir

Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (EVAR/TEVAR): Kimler İçin Uygundur?

Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (EVAR/TEVAR): Kimler İçin Uygundur?

Aort, kalbimizden çıkan ve vücudumuzun tüm dokularına kan taşıyan en büyük atardamardır. Bu hayati damarın duvarında oluşan balonlaşmalara aort anevrizması denir ve yırtılması durumunda yaşamı tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabilir. Geleneksel açık cerrahi, aort anevrizmalarının tedavisinde uzun yıllardır altın standart olmuştur; ancak teknolojinin ilerlemesiyle birlikte daha az invaziv bir yöntem olan Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (EVAR) ve Torasik Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (TEVAR) ön plana çıkmıştır. Peki, bu modern tedavi yaklaşımı kimler için uygundur ve hangi hastalar için en iyi seçenek olabilir? Bu makalede, endovasküler aort anevrizma onarımının detaylarını, avantajlarını ve hasta seçimi kriterlerini derinlemesine inceleyeceğiz.

Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (EVAR/TEVAR) Nedir?

EVAR ve TEVAR, aort anevrizmalarını onarmak için kullanılan minimal invaziv cerrahi yöntemlerdir. Bu tekniklerde, kasık bölgesinden yapılan küçük kesilerle atardamara girilir ve bir tel kılavuz eşliğinde anevrizmalı bölgeye özel bir stent greft yerleştirilir. Stent greft, anevrizmanın içini kaplayarak kanın doğrudan bu greftin içinden akmasını sağlar ve anevrizma kesesinin yırtılma riskini ortadan kaldırır. Bu sayede, anevrizmalı damar duvarındaki basınç azaltılır.

Aort Anevrizması Kısaca

Aort anevrizması, aortun herhangi bir bölümünde (karın veya göğüs boşluğunda) damar çapının normalin 1,5 katından daha fazla genişlemesi durumudur. Genellikle yaşa bağlı ateroskleroz (damar sertliği), yüksek tansiyon, genetik faktörler veya bazı enfeksiyonlar gibi nedenlerle ortaya çıkar. Küçük anevrizmalar genellikle belirti vermezken, büyüdükçe karın veya sırt ağrısı gibi semptomlara yol açabilir. En büyük risk, anevrizmanın yırtılmasıdır ki bu durum ölümcül olabilir. Aort anevrizmaları hakkında daha fazla bilgiye Wikipedia üzerinden ulaşabilirsiniz.

EVAR ve TEVAR Arasındaki Fark

  • EVAR (Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı): Genellikle karın bölgesindeki (abdominal) aort anevrizmalarının tedavisinde kullanılır. Karın aortu, böbrek damarlarının altından bacaklara doğru uzanan kısımdır.
  • TEVAR (Torasik Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı): Göğüs kafesi içindeki (torasik) aort anevrizmalarının tedavisinde kullanılır. Bu bölge, kalpten çıkan aortun ilk kısımlarını ve akciğerlere yakın uzanan segmentlerini içerir. Her iki yöntemin temel prensibi aynı olmakla birlikte, kullanılan stent greftlerin şekilleri ve yerleştirme teknikleri anevrizmanın konumuna göre farklılık gösterebilir.

EVAR/TEVAR Hangi Hastalar İçin Uygundur? Genel Kriterler

Endovasküler aort anevrizma onarımı, her hasta için uygun olmayabilir. Cerrahlar, hastanın genel sağlık durumunu, anevrizmanın özelliklerini ve anatomik yapıyı değerlendirerek en uygun tedavi yöntemine karar verirler. İşte EVAR/TEVAR için temel uygunluk kriterleri:

Anevrizmanın Boyutu ve Şekli

Anevrizmanın boyutu, yırtılma riskiyle doğrudan ilişkilidir ve tedavi kararında kritik bir faktördür. Genellikle abdominal aort anevrizmaları için 5.0-5.5 cm çapın üzerindeki, torasik aort anevrizmaları için ise 5.5-6.0 cm çapın üzerindeki anevrizmalar tedavi endikasyonu taşır. Ancak anevrizmanın şekli, büyüme hızı ve hasta semptomları da bu eşik değerleri etkileyebilir. Örneğin, sakküler (kese şeklinde) anevrizmaların yırtılma riski daha yüksek kabul edilir.

Anatomik Uygunluk (Landing Zone, İliyak Arterler)

Bu, EVAR/TEVAR için en önemli kriterlerden biridir. Stent greftin güvenli bir şekilde yerleşebilmesi ve sızdırmazlık sağlayabilmesi için anevrizmanın hemen üstünde ve altında yeterli uzunlukta, düz ve sağlıklı damar segmentlerine (landing zone) ihtiyaç vardır. Ayrıca, stent greftin kasıktan anevrizma bölgesine ilerletilebilmesi için bacak damarlarının (iliyak arterler) yeterli çapa ve uygun kıvrıma sahip olması gerekir. Anevrizmanın aort kapakçığına veya ana atardamarlara (böbrek veya bağırsak damarları gibi) çok yakın olması, EVAR/TEVAR'ın uygulanabilirliğini zorlaştırabilir veya özel tasarımlı (fenestrated/branched) greftler gerektirebilir.

Genel Sağlık Durumu ve Cerrahi Riskler

EVAR/TEVAR, açık cerrahiye göre daha az invaziv olmasına rağmen, yine de bir cerrahi prosedürdür. Bu nedenle, hastanın anestezi alabilecek ve işlemden sonra toparlanabilecek genel sağlık durumuna sahip olması önemlidir. Özellikle ciddi kalp, akciğer veya böbrek rahatsızlıkları olan hastalar için EVAR/TEVAR, açık cerrahinin getireceği yüksek risklerden kaçınmak adına daha avantajlı bir seçenek olabilir. Ancak kontrolsüz enfeksiyon veya pıhtılaşma bozuklukları gibi durumlar, endovasküler onarımı riskli hale getirebilir.

Yaş Faktörü

EVAR/TEVAR, ileri yaştaki ve açık cerrahiye yüksek riskli adaylar için genellikle tercih edilen bir yöntemdir. Ancak yaş tek başına bir kriter değildir; hastanın biyolojik yaşı ve genel sağlık durumu daha belirleyicidir. Genç ve düşük riskli hastalarda, uzun vadeli dayanıklılık ve re-intervensiyon ihtiyacı göz önünde bulundurularak açık cerrahi de bir seçenek olarak değerlendirilebilir.

EVAR/TEVAR'ın Avantajları Nelerdir?

Endovasküler aort anevrizma onarımının popülaritesi, sunduğu önemli avantajlardan kaynaklanmaktadır:

Daha Az İnvaziv Yaklaşım

Açık cerrahide olduğu gibi büyük bir karın veya göğüs kesisi yerine, kasık bölgesinden yapılan küçük kesilerle işlem gerçekleştirilir. Bu durum, ameliyat sonrası ağrının, kan kaybının ve enfeksiyon riskinin belirgin şekilde azalmasını sağlar.

Daha Hızlı İyileşme Süreci

Minimal invaziv doğası sayesinde, hastalar genellikle daha hızlı mobilize olur ve günlük aktivitelerine daha kısa sürede dönebilirler. Açık cerrahiye göre daha az travmatik olması, vücudun iyileşmeye daha fazla enerji harcamasına olanak tanır.

Daha Kısa Hastanede Kalış Süresi

Genellikle hastalar EVAR/TEVAR sonrası birkaç gün içinde taburcu edilebilirken, açık cerrahi sonrası hastanede kalış süresi bir haftayı veya daha fazlasını bulabilir.

Potansiyel Riskler ve Dezavantajlar

Her tıbbi işlem gibi, EVAR/TEVAR'ın da potansiyel riskleri ve dezavantajları bulunmaktadır:

Endoleak Riski

En sık görülen komplikasyonlardan biri "endoleak"tir. Bu, stent greft ile damar duvarı arasında veya greftin kendisinde oluşan bir sızıntı sonucu anevrizma kesesinin tekrar kanla dolması durumudur. Endoleaklar, anevrizma kesesinde basıncın yükselmesine ve potansiyel olarak yırtılma riskine yol açabilir. Bazı endoleak tipleri kendiliğinden düzelirken, bazıları ek müdahale (ikincil işlem) gerektirebilir.

Ömür Boyu Takip Gereksinimi

Açık cerrahinin aksine, EVAR/TEVAR sonrası hastaların anevrizma kesesi ve stent greftin durumu için ömür boyu düzenli görüntüleme (BT anjiyografi) takibine ihtiyaçları vardır. Bu takipler, olası endoleakleri veya greftin bütünlüğündeki değişiklikleri erken tespit etmek için kritik öneme sahiptir.

Re-intervensiyon İhtimali

Endoleak veya greftin pozisyonunda kayma gibi durumlar nedeniyle, hastaların belirli bir oranda ek müdahaleye (re-intervensiyon) ihtiyaç duyma olasılığı bulunmaktadır. Bu, genellikle yeni bir endovasküler işlemle çözülebilse de, bazen açık cerrahi gerekebilir.

Ameliyat Öncesi Değerlendirme Süreci

EVAR/TEVAR kararı verilmeden önce, hastanın çok yönlü bir değerlendirme sürecinden geçmesi gereklidir. Bu süreç, işlemin güvenliğini ve başarısını maksimize etmeyi amaçlar.

Detaylı Görüntüleme Yöntemleri (BT Anjiyografi)

Bilgisayarlı Tomografi (BT) anjiyografi, anevrizmanın boyutunu, şeklini, aort ve ilişkili damarların anatomisini en detaylı şekilde gösteren temel görüntüleme yöntemidir. Bu görüntüler üzerinden üç boyutlu rekonstrüksiyonlar yapılarak stent greftin en uygun boyutu ve tipi belirlenir. Bu aşama, cerrahın operasyonu hassasiyetle planlaması için hayati öneme sahiptir. EVAR/TEVAR ameliyatları ve değerlendirme süreçleri hakkında Acıbadem Sağlık Grubu'nun detaylı bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.

Kardiyak ve Renal Değerlendirme

Kalp fonksiyonları, EKG, ekokardiyografi ve gerekirse stres testleri ile değerlendirilir. Böbrek fonksiyonları ise kan testleri ve idrar analizleri ile kontrol edilir. Zira böbrek yetmezliği olan hastalarda kontrast madde kullanımı risk teşkil edebilir ve özel önlemler alınması gerekebilir.

Sonuç

Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (EVAR/TEVAR), aort anevrizmalarının tedavisinde modern, minimal invaziv ve oldukça etkili bir yöntemdir. Özellikle yaşlı, açık cerrahi için yüksek risk taşıyan veya belirli anatomik özelliklere sahip hastalar için hayati bir alternatif sunmaktadır. Ancak bu yöntemin kimler için uygun olduğu, anevrizmanın özelliklerine, hastanın genel sağlık durumuna ve anatomik yapıya bağlıdır. Her vaka bireysel olarak değerlendirilmeli, detaylı görüntüleme ve klinik analizler sonucunda en deneyimli cerrahi ekip tarafından karar verilmelidir. Unutulmamalıdır ki EVAR/TEVAR sonrası düzenli takip, uzun vadeli başarı için vazgeçilmezdir. Bu sayede, aort anevrizması olan hastaların yaşam kaliteleri artırılır ve olası komplikasyon riskleri minimize edilir.

Son güncelleme:
Paylaş:

Kanser İçerikleri