Beslenme kısaca, canlılık halimizi devam ettirebilmemiz için dışardan almamız gereken temel maddeler olarak tanımlanabilir. Peki , nedir onu önemli kılan durum? Belki yüz yıl, yüz elli yıl önce sağlıksız beslenme diye bir şeyden bahsedilmemiştir bile. Oysa bugün içinde bulunduğumuz zaman diliminin en elzem konularından biri oldu. Özellikle konuyla ilgilenen sağlık camiası, gidişatın insan için tehlikeli bir düzeyde olduğu konusunda hem fikirler.
Sorun ne, çözüm ne?
Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek, yaşam kalitesini artırmak ve en temelde hayatta kalmak için, vücudumuza almamız gereken makro ve mikro besin ögelerini, gereken zamanda, gereken miktarlarda almak için, bilinçli bir şekilde yapılması gereken bir davranıştır. Pek çok parametreyi içinde barındırdığından dolayı da, farklı basamaklarda, farklı beslenme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilmekteyiz. Besin ögelerinin yetersiz alınmasıyla besin eksiklikleri, fazla alınması nedeniyle de obezite, iç organ yağlanmaları ve hasarlanmaları söz konusu olabilmekte. Makro ve mikro düzeyde tüm besin ögelerini içeren bir beslenme tarzı önemli olduğu kadar, yiyeceklerimizin toksik madde , ağır metal ,hastalık yapabilecek mikroorganizmaları içermemesi de mühimdir. Aynı zamanda vücudun ihtiyaç duyduğu aralıklarla beslenmek ve miktar olarak da yetecek kadar tüketmek de . Temelde birkaç cümle ile bahsedebileceğimiz beslenme konusu işin detaylarıyla ilgilenmeye başlayınca ciltler dolusu bilgi içeriyor. Biz fonksiyonel tıp hekimleri, beslenme konusunu sağlıklı bir vücudun, zihnin ve dolayısıyla yaşamın zeminine yerleştirip beslenmenin
olabilecek en iyi hale getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat’ın dediği gibi ‘’Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun’’…