İşteBuDoktor İndir

Günümüzde birçok konuda bağımlılıkla mücadele edildiğini görüyoruz. Zorlayıcı aşırı yeme ise davranışsal bağımlılıklara bir örnektir. Hedonik (hazcı) özellikler içerir. Yeme bağımlılığı, yüksek kalorili ve glukozdan zengin yani lezzetli besinlerin yoğun ve anormal tüketimi olarak tanımlanır. Bazı çalışmalar, yeme bağımlılığı olan bireylerin yeme davranışını kontrol edebilmekte zorluk yaşadıklarını bildirir.

Bazı besinlerin beyni farklı etkilemesi ve ödül yolaklarında etkili olması yeme bağımlılığı konusunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yeme davranışı kontrolden çıktığında bireyler buna sebep olan besini daha fazla tüketmeye başlar bunun sonucunda tıkınırcasına yeme bozukluğu ve obezite görülür. Yeme davranışını bağımlılık olarak değerlendirmek konusunda net bir karar yoktur ancak literatürde obezitenin sebepleri arasında gösterilmektedir.

Bazı belirtiler bireyde yeme bağımlılığı olabileceğini düşündürmektedir. Bunlar ; tıka-basa doygun hissetmesine rağmen bazı yiyeceklere aşerme-özlem hissetme, bu gıdaları yemeye başladığında kendine engel olamama ve gereğinden daha çok yeme, bu besinleri tükettikten sonra çok fazla tıkanmışlık hissi yaşama, bazı besinleri tüketirken devamlı suçluluk duymak ama buna karşın kısa süre sonra kendini bu gıdaları tüketirken bulma, aşerilen gıdaları neden yemesi gerektiği hususunda sık sık mazeretler üretme, yemeyi azaltma veya durdurma konusunda başarısız girişimler, sağlıksız besinleri tükettiğini çevrede bulunan kişilerden gizleme, fiziksel zarara neden olduğunu bilmesine rağmen bu gıdaları tüketmeyi kontrol edememe gibi durumlardır. Bunlardan birkaçının bireyde sıklıkla yaşanıyor olması yeme bağımlılığı olduğunu göstermektedir.

Yemek yeme eyleminin duygusal bir düzenleyici olarak kullanılması yeme bağımlılığına yol açar. Özellikle yüksek kalorili besinler tüketmenin bazı bireylerde duygusal stres faktörleri ile başa çıkmada etkili olduğu görülmektedir. Birçok kişi yemek yedikleri zaman mutlu olduklarını ifade etmektedir. Bu durumdan yola çıkılarak araştırmalarda yemenin olumlu duygulara neden olduğunu düşünen kişilerin yeme ile uyarılan ödül sisteminde bir bozukluk olduğunu belirlemişlerdir.

Yeme bağımlılığında diğer bağımlılıklardan farklı olarak bağımlı olunan maddeden tamamen uzaklaşmak, asla kullanmamak beklenemez. Bireylerin hayatta kalmak için beslenmek zorunda olduğunu ve besin maddelerinin bağımlılık yapıcı etkileri olan maddeler olarak tanımlamanın pek de uygun olmadığını bilinmektedir. Her yiyecek maddesinin bağımlılık benzeri davranışlara neden olmadığı, özellikle tuzlu, yağlı, şekerli ve katkı maddeleri içeren besinlerin bu etkilerinin daha belirgin olduğuna vurgu yapılmıştır. Tüketilen besin maddesine göre farklı etkiler ortaya çıkar ve besin maddesinin niteliği (şekerli ve/veya yağdan zengin) yeme davranışını pekiştirir. Yeme bağımlılığı da diğer bağımlılıklar gibi davranışın haz vermesi sonucu kontrolsüz, önüne geçilemeyen bir şekilde devam etmektedir.

Yeme bağımlılığının tedavisinde ise yapılması gerekenler diğer bağımlılıklarda olduğu gibi davranışın tetikleyicisini belirlemek, kişiyi değişim konusunda motive etmek, davranışa karşı dürtü kontrolünü ele almak ve bu davranışa alternatif davranışlar geliştirmektir. Bu durumda bireylerin psikoterapiye başvurmasında yarar vardır. Psikoterapinin asıl hedeflerinden birisi bu dürtüleri kontrol altına almaktır. Psikoeğitimde kişinin bilinçli besin tüketimi, yeme ataklarıyla nasıl başa çıkacağı hakkında bilgiler verilir. Özellikle obezite de eşlik ediyorsa psikolog ve diyetisyenin birlikte çalışarak yürütebileceği bir tedavidir.