İşte Bu Doktor İndir

Kaygı ne zaman patolojik olur?

Kaygı, insanlar için önemli bir işlevi olan doğal bir tepkidir. Temel olarak, kaygı vücudu potansiyel tehlikelere karşı uyarır ve korunmaya yardımcı olur. Vücutta "savaş ya da kaç" tepkisini tetikleyerek hızlı ve etkili bir şekilde tepki verme yeteneğini artırır. Adrenalin ve kortizol gibi hormonlar salgılanarak enerjiyi artırır, dikkati keskinleştirir ve refleksleri hızlandırır. Kaygı, odaklanma ve hedeflere ulaşma motivasyonunu ve performansı artırabilir. Örneğin; sınav kaygısı, bir öğrencinin daha iyi çalışması ve daha iyi performans sergilemesi için bir itici güç olabilir. Kaygı, yaygın anksiyete bozukluğunda olduğu gibi aşırı veya sürekli hale geldiğinde, kontrol edilemez bir hal aldığında, günlük yaşamı olumsuz etkilemeye ve kişinin işlevselliğini bozmaya başladığında bir sorun haline gelir. Olağan kaygı ve patolojik kaygı ayırımı için bu faktörler çok önemlidir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

1) Sürekli endişe ve kaygı hissi

2) Kontrol edilemeyen düşünceler, içsel huzursuzluk ve gelecekle ilgili abartılı endişeler

3) Gerginlik, huzursuzluk ve sinirlilik

4) Uykusuzluk veya uyku problemleri

5) Konsantrasyon güçlüğü ve dikkat dağınıklığı

6) Yorgunluk ve halsizlik hissi

7) Kas gerginliği ve vücut ağrıları

8) İrritabilite (sinirlilik) ve huzursuzluk hissi

9) Mide bulantısı, sindirim sorunları veya baş ağrısı

10) Sürekli endişelerin gerçekleşmesiyle ilgili sürekli tetikte olma hali

11) Sosyal etkileşimlerden kaçınma veya endişe duyma

12) Gelecekle ilgili belirsizliklere karşı aşırı duyarlılık

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğunda genellikle bir kombinasyon tedavi yaklaşımı kullanılmaktadır. Psikoterapi, Bilişsel davranışçı terapi (BDT) en yaygın kullanılan terapi yaklaşımıdır. BDT bireyin düşünce kalıplarını, endişeyle başa çıkma stratejilerini ve kaygıya yol açan durumları değerlendirmesine yardımcı olur. Terapist, olumsuz düşünceleri ve davranışları tanımlamaya ve değiştirmeye yönelik teknikler kullanır. Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, kaygı düzeyini azaltmaya ve semptomları hafifletmeye yardımcı olur. Bu ilaçların bağımlılık yapıcı özellikleri yoktur. Doktor kontrolünde ve düzenli takibi yapılarak kullanılmalıdır. Yaygın anksiyete bozukluğu olan bireylerin stres yönetimi tekniklerini de düzenli uygulamaları çok önemlidir. Bu teknikler arasında nefes ve gevşeme egzersizleri, meditasyon, mindfulness (bilinçli farkındalık) ve yoga yer alır. Bu teknikler, kaygıyı azaltmaya ve rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir. Tüm bunlara ek olarak sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri yaygın anksiyete bozukluğunun yönetiminde önemlidir. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma, alkol ve kafein gibi kaygıyı artırabilecek maddelerin tüketimini sınırlama gibi değişiklikler, genel zihinsel ve fiziksel sağlığı iyileştirerek kaygıyı azaltmaya yardımcı olacaktır. Tedavi planı, tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi kişiye özel hazırlanmalıdır. Her bireyin tedaviye yanıtı farklı olabilir bir kişiye uygun olan tedavi diğer bir kişi için uygun olmayabilir. Uygun tedavi, yönlendirme ve destekle birlikte yaygın anksiyete bozukluğu olan birçok insan semptomları yönetmeyi öğrenir ve bu durumun üstesinden gelmeyi başarırlar.

Psikolog Elçin Kaya Karataş 

Haber Hürriyeti Gazetesi