Travma sonrası stres bozukluğu kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların tetiklediği bir ruhsal travma ya da ruh sağlığı durumudur. TSSB oluşması için kişinin öncelikle travmatik bir olaya maruz kalması veya tanıklık etmesi gerekir. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur, ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz. Toplumda ruhsal travmalara yol açan olaylar çok yaygındır. Bu olayları kısaca özetlemek gerekirse;
Savaşlar, patlamalar
Doğal Afetler (deprem, sel, yangın)
Saldırı, tecavüz, işkence
Kazalar
Aile içi şiddet
Çocuklukta yaşanan taciz
Beklenmedik ölümler
Ciddi-ölümcül hastalıklara yakalanma
Toplumda ruhsal travmaya yol açan olaylar oldukça yaygındır. Araştırmalar her iki kişiden birinin bu tür olaylarla hayatında en az bir kere karşılaştığını gösteriyor. Ruhsal travmayla karşılaşma şansı herkes için eşit değildir ve her yaştan insanda travma sonrası stres bozukluğu olabilir. Kişinin içinde bulunduğu şartlar, yaşadığı yer, çalıştığı meslek vs. ruhsal travmayla karşılaşması için oldukça büyük etkenlerden biridir. Ayrıca TSSB geliştirme riskini azaltan en güçlü faktör sosyal destektir. İkinci önemli koruyucu faktör ise öz yeterliliktir.
BELİRTİLER
TSSB semptomları genel olarak dört kategoride sınıflandırılır.
İstem Dışı Gelen, Araya Giren Anılar ve Yeniden Deneyimleme
Kişi travmatik olayla ilgili istenmeyen, üzücü anıları anımsayabilir, kabuslar görebilir, gözünün önüne gelen görüntülerle geriye dönüşler yaşayabilir. Kişi, travmatik olayı hatırlatan uyaranla karşılaştığında yoğun ve belirgin düzeyde ani duygusal ve fizyolojik tepkiler verebilir. Bu istem dışı travmatik anılar, kişiye travmatik olayı geçmişte olmuş bitmiş bir olaydan ziyade, aynı canlılığıyla ‘şimdi ve burada’ yaşıyormuş etkisini verir.
Kaçınma
Kişi, istem dışı düşüncelerle yeniden deneyimlemeye maruz kaldıkça, travmatik olayla ilgili sıkıntı veren duygular, düşünceler, anılar ve fiziksel duyumlardan ve bunları tetikleyen çevresel uyaranlardan kaçınmaya çalışır.
Olumsuz Düşünceler ve Duygular
Travmatik olaydan sonra kişinin düşüncelerinde ve duygu durumunda abartılı olumsuz değişimler görülür. Kişinin kendisine, diğer insanlara ve dünyaya dair olumsuz değerlendirmeleri ve beklentileri oluşabilir ya da varsa daha da pekişebilir. Örneğin, ‘ben kötü biriyim’, ‘kimseye güven olmaz’, ‘Dünya tamamen tehlikeli bir yer’ giibi inançları oluşabilir.
Aşırı Uyarılma ve Tepkisellik
Bu belirtiler arasında, aşırı sinirlilik hali ve öfke patlamaları görülür. Bu genellikle diğer insanlara ve nesnelere fiziksel veya sözlü saldırı şeklinde kendini gösterir. Kişi pervasız veya kendisine zarar verici davranışlarda bulunabilir. Her an tetikte olma, kolayca ürkme hali ve konsantrasyonda güçlükler görülebilir. Ayrıca uykuya dalmada, uykuda kalmada güçlük veya huzursuz uyuma gibi problemleri yaşanabilir. Bunun sebebi, kişinin uykuya dalmasını sağlayacak kadar kendisini yatıştıramaması ya da uyurken gördüğü kabuslardan kaçınmaya çalışması olabilir.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde öncelikli olarak kullanılan yöntem, psikoterapidir. Aynı zamanda konuşma terapisi olarak da adlandırılan çeşitli psikoterapi türleri, hem travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteren çocukları ve hem de yetişkinleri tedavi etmek için kullanılabilir. Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde farklı psikoterapi türleri bulunur.
FARMAKOLOJİK TEDAVİ: Tssb için oluşturulan tedavi rehberlerinde, psikoterapi ilk seçenek olarak değerlendirildikten sonra farmakoterapi ikinci seçenek olarak değerlendirilmektedir.
KANITA DAYALI PSİKOTERAPİ: Bilişsel davranışçı terapi, Uzun süreli maruz bırakma terapisi ve Bilişsel işlemleme terapisi kanıta dayalı modellerdir.
EMDR: Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme. EMDR terapisinde amaç, geçmişte yaşanan rahatsız edici anıları yeniden işleyerek duyarsızlaştırmayı sağlamak, sıkıntıyı tetikleyen veya arttıran mevcut durumları ele almak ve olumlu inanç ve duygularla geliştirilen olumlu davranışları gelecekte karşılaşılacak benzer sorunlar karşısında gösterebilmektir.