Testis kanserinin en sık rastlanan bulgusu testiste ağrısız ele gelen kitledir. Ancak kitlelerin bir kısmının ağrıya sebep olabileceği unutulmamalıdır. Testiste ele gelen herhangi bir şişlik ya da kitle durumunda en kısa sürede bir üroloji uzmanına görünmek gerekmektedir. Bu kanser türünün erken teşhisi için erkeklerin ayda bir kez sıcak duş sonrası testislerini kendi kendine muayene etmeleri önerilir.
Ele gelen kitle dışında ileri evre hastalıkta uzak organ yayılımına bağlı sırt ağrısı, kemik ağrısı, öksürük, bilinç değişikliği gibi şikayetlere, bazen hormon salınımına bağlı memelerde büyüme ve ağrı gibi şikayetlere yol açabilir.
TESTİS KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ NEDİR?
İnmemiş testis hastalarında ameliyatla düzeltilmiş bile olsa testis kanseri görülme ihtimali 4-8 kat artmaktadır. Daha önce geçirilmiş testis kanseri öyküsü, ailede testis kanseri varlığı, bir takım genetik rahatsızlıklar (kleinefelter sendromu, down sendromu, vb.), esrar kullanımı ve beyaz ırk testis kanseri gelişimi için risk oluşturmaktadır.
TESTİS KANSERİ TANISI NASIL KONULUR?
Testiste ele gelen bir kitle fark edildiğinde aksi ispat edilene kadar kötü huylu olarak kabul edilir. Tanı koymak için ilk ve en sık kullanılan görüntüleme yöntemi ultrasondur. Ultrason ile testiste kitle saptanması halinde bazı tümör belirteçlerinin (ΒHCG, AFP, LDH) kan seviyelerini mutlaka kontrol etmek gerekir. Bu tümör belirteçleri hastalığın evrelendirilmesinde ve sonrasında seyrinin takibinde önem arz etmektedir. İleri evre hastalıktan şüphe edilen olgularda bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi ve PET/CT gibi tetkikler gerekebilir.
TESTİS KANSERİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Testis tümörü tanısı konulduğunda vakit kaybetmeden cerrahi müdahele yapılması gerekir. İnguinal orşiektomi adı verilen bu operasyonda, kasık bölgesinden bir kesi ile testis çıkarılır. Çıkan patoloji sonucuna göre ileri tedavi ve takip protokolleri belirlenir. Bazı hastalarda ikinci bir operasyonla lenf nodu çıkarılması ameliyatı (RPLND), Radyoterapi veya Kemoterapi gibi tedaviler gerekebilir. Tedavi protokolünün belirlenmesinde ilgili branş hekimleri tarafından (Üroloji, Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi) multidisipliner olarak ortak karar alınması en uygun yaklaşımı belirlemek açısından önemlidir.