Özet
Pozitif Psikoterapi, diğer terapi kuramlarını da içinde barındırarak bununla beraber kendine özgü müdahale yöntemleri ve prensipleri olan çatışma-çözüm temelli ve kaynak yönelimli terapötik bir yaklaşımdır. Pozitif psikoterapi, atasözleri, hikâyelerden yararlanarak bireyin yaşamında sağlıklı bir dengeye ulaşmasını sağlamaktadır.
Anahtar Sözcükler:
Psikoterapi, pozitif psikoloji, pozitif psikoterapi, denge modeli
GİRİŞ
Bireyin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumlu bir konuma getirmelerini sağlayacak pek çok aracı bulunmaktadır. Bu araçlardan biri de psikoterapilerdir. Psikoterapi, bireyin duygusal-davranışsal problemlerinin çözümünü, ruh sağlığının geliştirilmesini ve korunmasını hedefleyen tekniklerin genel adıdır. Psikoterapiler geçmişten günümüze gelişerek daha işlevsel hale gelmişlerdir.
Pozitif psikoterapi; psikodinamik yaklaşım, davranışçı yaklaşım, kültürlerarası terapi yaklaşım ve varoluşçu-hümanistik yaklaşımdan ortaya çıkan bir eklektik yaklaşımdır. Pozitif psikoterapi, dinamik, çatışma çözme odaklı, kaynak-yönelimli, insancıl ve transkültürel bir yaklaşım olmasıyla orijinal bir psikoterapi yaklaşımıdır. Ayrıca pozitif psikoterapide bilge sözler, atasözleri, metaforlar ve hikayeler danışan/hasta ve terapist arasında bir aracı olarak kullanılmakta, fanteziyi kullanma konusunda cesaretlendirmede, gelecek durumlara ilişkin hatırlatıcı olmada ve çatışmayı çözümlemede yardımcı olan terapötik bir teknik olarak kullanılmaktadır.
Almanya’ da Prof. Nossrat Peseschkion ve çalışma arkadaşları tarafından 1960’ların sonlarında geliştirilmiştir. Pozitif psikoterapi diğer terapi kuramları gibi hastalıklar ve rahatsızlıkları tedavi etme amacıyla birlikte bireyin gelişim olasılıklarına ve yeteneklerine özel bir önem de atfetmektedir. Pozitif psikoterapi’ ye göre her bireyde bu yetenekler vardır fakat yoğunlukları bireyden bireye farklılık göstermektedir. Pozitif psikoterapi rahatsızlıkları ve sorunları olduğu şekilde kabullenmesi önem taşırken buna odaklanmamak ve her bireyde mevcut olan yetenekleri de dikkate alarak bireylerin bu yeteneklerinin farkına varmalarını sağlamak da bir önem taşımaktadır.
Pozitif psikoterapide üç ilkeden bahsedilmektedir. Bunlar umut, denge ve konsültasyondur. Umut ilkesi, danışan/hastanın problemlerinin çözümüne karşı yetenekli olduğunu ve bu sorunların çözülebileceğine dair inançları ifade etmektedir. Danışan/hasta beden, ilişki, başarı ve fantezi/gelecek/maneviyat alanlarında dengeli bir hayat sürdürmesi denge modeli olarak nitelendirilmiştir. Konsültasyon ilkesi ise Danışanın/hastanın problemlerini çözmek amacıyla çevresindeki bireylerle etkileşim içinde bulunması olarak tanımlanmaktadır.
Pozitif psikoterapide asıl amaç bireylerin sahip olduğu dört yaşam alanında (beden, başarı, ilişki ve fantezi/manevi) dengeyi sağlaması ve bireylerin gerçek kapasitelerine ulaşabilmelerini sağlamaktır. Pozitif psikoloji, bireyde dengenin sağlanabilmesi için de doğuştan bireyde var olan sevme ve bilme kapasitesinin önemli rol oynadığının savunmaktadır. Bununla birlikte bilme ve sevme kapasitesinin yaşam boyu gelişebilme potansiyelinde olduğunu kişinin hayatında bu kapasiteler kadar yeteneklerinin de dört yaşam alanında dengenin sağlanması konusunda önem taşıdığını vurgulamaktadır. Bireylerin doğuştan sahip olduğu yetenekler; birincil ve ikincil yetenek olarak isimlendirilmiştir. Birincil yetenekler sevme kapasitesine bağlıyken ikincil yetenekler ise bilme kapasitesine bağlıdır.
Tablo 1. Pozitif Psikoterapi’ ye göre Birincil ve İkincil Yetenekler
Birincil Yetenekler
İkincil Yetenekler
Cinsellik
Sadakat
Sevgi
Güvenirlik
Umut
Dürüstlük
Güven
Dakiklik
Sabır
Başarı
Zaman
Adalet
İki yetenek grubu da bireylerin gerçek doğasına sahip olsa da bireylerin içinde bulundukları zamana, yaşadıkları çevreye, bedeni çevreleyen şartlara bağlı olarak farklılaşmakta ve yetişkinlik döneminde bireyde karakter özellikleri olarak ortaya çıkmaktadır. Birincil ve ikincil yetenekler yaşam boyu çevresel ve kalıtımsal etkenlerle şekillenerek bireylerin ruh sağlığında ve ilişkilerinde önemli rol oynamaktadır. Birincil ve ikincil yetenekler birbirleriyle işlevsel olarak karşılıklı bir ilişki içerisindedir. Bir yeteneğin uygun bir şekilde gelişimi bir diğer yeteneğin de gelişimine katkı sağlamakta, desteklemekte ve kolaylaştırmaktadır. Bu yetenekler istenilen düzeyden daha az veya istenilen düzeyden daha fazla gelişmesi durumunda dört temel yaşam alanında denge sağlanamamakta bu sebeple de bireyde ruhsal ve fiziksel problemlere neden olmaktadır. Bir başka ifadeyle birincil ve ikincil yetenekler gerekli düzeyde gelişmesiyle dengeli kullanılması pozitif ruh hali ve sağlıklı olmanın göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bireylerin rahatsızlıklarına çözüm bulmak için pozitif psikoterapi, bireyin sahip olduğu yeteneklerine önem vermektedir.
Pozitif psikoterapi, beş aşamalı model üzerine kurulmuştur. Aşamaların her biri terapiyi şekillendiren yönlendirici bir rehber olarak görülmektedir:
Gözlem/Mesafe Devresi:
Burada temel amaç, danışanın/hastanın durumu hakkında analiz yapmaktır. Danışan/hasta objektif bir şekilde terapist tarafından dinlenir, danışanın sorun olarak belirtiği ve neye ihtiyaç duyduğu anlamaya çalışır. Bu konuda da etkileşim analizi, psikoanalitik aktarım ve davranış analizi tekniklerinden faydalanılır. Semptomlar ve semptomlarla gelişen davranışlar hakkında geçmişe ve yaşanan duruma ait tüm bilgi kaynakları elde edilir ve incelenir.
Envanter Devresi:
Danışanın/hastanın denge modeli bağlamında son beş yılda dört yaşam boyutunda neler yaşadığı bilgileri alınır. Yaşadığı durumlara karşı danışanın/hastanın nasıl tepkiler verdiği, nasıl çözüm yolları kullandığı ve denge modelinde en fazla hangi boyutu kullandığını terapist tarafından anlaşılmaya çalışır. Aslında bu aşamada danışanın/hastanın yetenekleri, kişilik yapılanması ve benlikleri incelenmektedir. Bununla beraber danışanın temel yeteneklerine ilişkin hangi düzeyde kullandığını belirlenmektedir.
Durumsal Cesaretlendirme:
Pozitif psikoterapide, durumsal değerlendirme merkezi bir önem taşımaktadır. Danışanın sadece sorunlarına odaklanması nedeniyle danışan yeteneklerinin farkında değildir. Bu aşamayla birlikte danışanın gerçekçi bakış açısıyla durumun pozitif yönleri doğrultusunda danışanı cesaretlendirmektedir. Diğer bir deyişle danışanın yaşadığı semptomların pozitif yorumlanması şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sözelleştirme:
Diğer aşamalarda gerekli terapötik ortam sağlandıktan sonra, bu aşamayla danışanın temel çatışması ele alınır ve bunun üzerinde çalışılır. Bu aşamada asıl amacı danışanı denge modeli kapsamında dört temel boyutta denge sağlaması için danışanın yapabileceklerinin üzerinde durmaktadır. En uzun süren aşamadır. Temel çatışma çözülene kadar sürmektedir.
Hedefleri Genişletme Devresi:
Danışan/hasta terapistte geliş amacını gerçekleştirdikten sonra yaşamına dair kısa-orta-uzun vadede(gelecekte) nasıl bir yaşam sürmek istediğine konusunda durulmaktadır. Bu aşamada temel hedef, danışana kendi kendine yardım edebilme konusunda bilgi vererek danışanın dengeli olarak bir yaşam sürmesi ve gelecek oluşturması için hedef oluşturup hedefler doğrultusunda plan oluşturması ve uygulaması üzerinde çalışılmaktadır. Bu sayede danışanla terapi sonlandığı zaman danışanın yaşamındaki problemlere karşı danışana yardım edebilecek donanıma sahip olması sağlanmaktadır. Danışan artık denge modelinin dört düzeyini dengede tutabilme becerisine sahip olur ve yaşamındaki dengeyi kaybetmemek için planlar yapar. Danışan artık yaşamında çıkan çatışmalarına karşı hangi baş etme yöntemlerini kullanacağını irdelemiştir.
KAYNAKÇA
ALAMDAR, A. G. S. G. Roald Dahl’ın Charlie’nin Çikolata Fabrikası Adlı Yapıtındaki Çocuk Karakterlerin İncelenmesi. Prof. Dr. Sedat SEVER
AHMADOVA, P., & YAVUZ, M. Annenin Bağlanma Özelliği ile Ebeveyn Tutumları ve Çocukların Ruhsal, Davranışsal Durumu Arasındaki İlişkinin İncelenmesi1.
AYPAY, A., & Ahmet, K. A. R. A. Pozitif Psikoterapi Denge Modeli Bağlamında Dengeli Yaşam Ölçeği ve Dengeli Yaşam Temel Becerileri Ölçeğinin Geliştirilmesi. Sakarya University Journal of Education, 8(3), 63-79.
ÇAYKUŞ, Ö. G. E. T., & ERYILMAZ, A. BELİREN YETİŞKİNLERİN POZİTİF PSİKOTERAPİ YAPILARI İLE MUTLULUK DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 7(5), 319-331.
DEMİR, R., & Fulya, T. Ü. R. K. (2020). Pozitif psikoloji: Tarihçe, temel kavramlar, terapötik süreç, eleştiriler ve katkılar. Humanistic Perspective, 2(2), 108-125.
Eren, H. K., & Eryilmaz, A. (2019). Pozitif psikoterapinin birincil ve ikincil yetenekleri açısından anksiyete bozukluğu olan ve olmayan yetişkinlerin karşılaştırılması. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 20(3), 229-236.
ERYILMAZ, A. (2011). Pozitif psikoterapi ve gelişimsel rehberlik bağlamında ergenler için bütçe yönetme konusunda sınıf rehberliği programı. Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 1(1), 1-17.
Eryılmaz, A. (2011). Yetişkin öznel iyi oluşu ile pozitif psikoterapi bağlamında birincil ve ikincil yetenekler arasındaki ilişkilerin incelenmesi. Klinik Psikiyatri, 14, 17-28.
Eryılmaz, A. (2013). Pozitif psikolojinin psikolojik danışmanlık ve rehberlik alanında gelişimsel ve önleyici hizmetler bağlamında kullanılması. The Journal of Happiness & Well-Being, 1(1), 1-22.
Eryilmaz, A. (2017). Pozitif Psikoterapiler/Positive Psychotherapies. Psikiyatride Guncel Yaklasimlar, 9(3), 346.
KARAAZİZ, M., & ÇAKICI, E. Bağımlılık kavramının pozitif psikoterapi perspektifinden değerlendirilmesi
Kiliç, N., & Eryilmaz, A. (2019). Pozitif Psikoterapi Bağlamında Narsisistik Kişilik Özelliklerinin İncelenmesi. Archives of Neuropsychiatry/Noropsikiatri Arsivi, 56(1).
Ruhsal, D. D. A. İ. İ., AHMADOVA, P., & YAVUZ, M. Annenin Bağlanma Özelliği ile Ebeveyn Tutumları ve Çocukların.
Sarı, T. (2015). Pozitif psikoterapi: Gelişimi, temel ilk eve yöntemleri ve Türk kültürüne uygulanabilirliği. The Journal of Happiness & Well-Being, 3(2), 182-203.
Sinici, E., Aydın, S., & Öznur, T. (2018). Tedaviye dirençli obsesif kompulsif bozuklukta pozitif psikoterapi etkili olabilir mi? Bir olgu sunumu. Klinik Psikiyatri Dergisi, 21(4).
Sevük, D., & Rukeyser, M. METAFORLAR ARACILIĞIYLA HİKAYELERİMİZ VE PSİKOTERAPİ. PiVOLKA, 16.
Özbağrıaçık Çağlayan, P. (2014). Çocuklukta cinsel istismar ve buna bağlı duygusal bastırma: yetişkinlerle psikoterapi süreci ve sürecin terapiste etkileri.
Öztürk, M. (2016). Yaşlıda ruh sağlığını koruma-pozitif psikoloji ve müdahale yöntemleri. Ege Tıp Dergisi, 55.