Panik atak, kişide çocukluk döneminden itibaren yaşadığı travmatik olayların yarattığı kaygı ve korku duygularının birikmesi sonucu oluşan kaygı fazlalığı ile ilgili bir psikolojik sorundur. Kaygı fazlalığının biriktiği yer beynimizin limbik sistem bölgesidir. Limbik sistemde birikmiş ve hapsolmuş kaygı ve korku duygularının, güncel hayatta aniden ve yoğun bir şekilde kaygı atağı şeklinde ortaya çıkması kişinin panik atak yaşamasına neden olur.
Panik atağa yol açan ve ister çocukluk ve ergenlik ister erişkinlik döneminde yaşanmış olan travmatik olaylar çok çeşitlidir ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu olumsuz deneyimler panik atak yaşayan kişilerle yapılan titiz bir klinik değerlendirme ile EMDR seansında ortaya çıkartılır. Genellikle panik atak çeşitli fobi ve korkular eşliğinde olur. Fobiler belirli durum ve yerlerde yoğun korku yaşanma halleridir. Kişi fobik olduğu bir durumun içine girdiğinde panik atak yaşar ve bir süre sonra da panik atak yaşamamak için korktuğu ve panik atak yaşayabileceği durumlardan ve yerlerden kaçınır.
Panik atak her kişide fobi eşliğinde görülmez. Böyle olduğunda kişilerde panik atak herhangi bir yer ve zamanda ortaya çıkar. Panik atak yaşama korkusunun kendisi ya da düşüncesi de panik atağa yol açabilir. Başka kaygı ataklarının geleceği beklentisi ve korkusu hem panik atağın şiddetini hem de fobi geliştirilen durumdan kaçınma davranışının derecesini artırır.
EMDR psikoterapisinde esas hedef, panik atak semptomuna yol açan ve limbik sistemde birikmiş ve hapsolmuş olan kaygı fazlalığından kurtulmaktır. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde olmak üzere geçmişte yaşanan travmatik deneyimler sonucu oluşan kaygı birikmesi, EMDR tekniğinden faydalanılarak yapılan travma psikoterapisi ile ortadan kaldırılır; panik atak, psikoterapi çalışması klinik nosyonu olan ve EMDR yönteminde deneyimli bir psikoterapist tarafından titiz bir şekilde yapıldığında tamamen ortadan kalkar.
“Panik atak hiçbir zaman tam olarak iyileştirilemez” türünden inançlar psikoterapi çalışmasının sağlıklı bir şekilde yapılmaması ve/veya sadece ilaç tedavisi uygulanması nedenleri ile insanlar arasında yerleşmiş yanlış bir inançtır.
Özetle, kişinin büyük içsel acılar yaşamasına neden olmakla kalmayan, aynı zamanda hayattaki işlevselliğini de büyük ölçüde bozan bu sorunla yaşamak EMDR yöntemi ile artık insanların kaderi değil.