ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU TANILI KAYGILI ORTAOKUL ÖĞRENCİSİNE YÖNELİK BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TEMELLİ DANIŞMANLIK UYGULAMASI Bu çalışma Öğr. Gör. Özge ERDURAN TEKİN ve Prof. Dr. Seval ERDEN ÇINAR tarafından yürütülmüştür. Makale ‘Olgu Sunumu’ olarak desenlenmiştir. Makalenin amaçlarına bakıldığında ‘Özgül öğrenme bozukluğu tanısının getirilerini kabul ederek, danışanın kaygı düzeyini azaltmak ve kaygısıyla baş etmesini sağlamak’ bu çalışmanın en temel amacıdır. Bu çerçevede danışanın ‘Kaygısını tanıma ve farkındalık kazandırma’, ‘Duyguların ifade edilmesine engel olan hatalı bilişleri fark etmeye ilişkin farkındalık kazandırma’, Hatalı bilişleri sağlıklı olanlarla değiştirebilme’, ‘Kaygıyla baş edebilme’, ‘Değişim için motivasyon oluşturma’ alt amaçlarını oluşturmaktadır. Araştırmanın genel amacı doğrultusunda yedi oturumluk bilişsel davranışçı yönelimli bireysel psikolojik danışma uygulaması gerçekleştirilmiştir. Olguyu ele aldığımızda, 14 yaşında ve sekizinci sınıf öğrencisi, özgül öğrenme bozukluğu tanısı almış erkek bir danışandır. Aynı zamanda danışana psikiyatristi tarafından kaygı bozukluğu tanısı konmuş olup ilaç tedavisine başlanmamış, psikoterapi önerilmiştir. Araştırmada, ‘Çocuk durumluk sürekli kaygı envanteri’, ‘Sürekli kaygı envanteri’, ‘Durumluk kaygı envanteri’ ölçekleri kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan yöntem ise ‘Psikoterapi ve Veli Görüşmesi’ şeklindedir. Bireysel danışma oturumları yaklaşık olarak 45 dakika sürmüştür ve danışanın gönüllü olmasına dikkat edilmiştir. Oturumlar sırasında, ABC modelinin öğretilmesi, otomatik düşüncelerin keşfedilmesi, bu düşüncelerin işlevselliğinin sorgulanması, duygu-düşünce ve davranış arasındaki ilişkinin keşfedilmesi, somut amaçların oluşturulması ve akılcı olmayan inançların yeniden tanımlanması, davranış değişiminde etkili olan faktörlerin gözden geçirilmesi, alternatif düşünce yapılarının oluşturulması ve yeni duygu-düşüncenin test edilmesi diğer amaçlardandır. Oturumlara başlamadan önce ön test olarak uygulanan ‘Çocuklar için durumluk-sürekli kaygı envanteri’, oturumlar sonlandıktan sonra son test olarak ve iki ay sonra da izleneme testi olarak uygulanmıştır. ÇDSKE Durumluk Kaygı Envanteri Toplam Puan Sürekli Kaygı Envanteri Toplam Puan Ön test 43 51 Son test 26 25 İzleme 27   26   Tabloya bakıldığında danışmalardan önce alınan toplam puanların, danışmalardan sonra azaldığı ve iki ay sonra yapılan izleme çalışmasında da azalmanın korunduğu görülmektedir. Sonuç olarak danışanın oturumlardan fayda sağladığı ve gelinen son aşamada kaygısının azaldığı, kendini olduğu gibi kabul etmeye başladığı ve böylece kendini daha iyi hissetmeye başladığı görülmektedir. Makalenin sonunda, araştırmayı yapan bireylerin yorumları öngörüleri yer almaktadır; ‘Bu vaka sunumunun; benzer durumlarda psikolojik destek almaya gönüllü danışanlara, ebeveynlere, psikolojik danışmanlara ve alanda çalışan uzmanlara gerek psikolojik yardım çalışmalarında gerek ise kendi ebeveyn-çocuk ilişkilerinde yol gösterici bir öneme sahip olduğu düşünülmektedir.’ Kaynakçası incelendiğinde ise iki sayfa olduğu ve genel anlamda yabancı kaynaklardan faydalanıldığı görülmüştür.