İşte Bu Doktor İndir
Öfkeyi Tanımak Toplumumuzda bir anket yapsak ve: “Gün içinde en çok hangi duyguyu ifade ediyor ve işitiyorsunuz?” diye sorsak genel sonuç sizce ne olur? Bence öfke olur. Çünkü öfke anlaşılan o ki toplumca gün içinde çok sıklıkla deneyimlediğimiz ve gözlemlediğimiz duygulardan birisidir. Twiter’da linç ve trol; TikTok’ta birine hakaret; trafikte küfür kıyamet; mecliste kavga dövüş… Bu kadar sık gözlemlediğimiz bu duygunun yönetiminde genel bir zorluk yaşandığını çıkarımını yapabilir miyiz? Bence çıkarabiliriz. Sebeplerinden birisi ise öfkeyi tam olarak tanımamak. Genellikle öfkeyi olumsuz bir duygu olarak tanımlarız. Ancak her duygu gibi öfke de hayati bir fonksiyon üzerine evrilmiştir. Öfkenin işlevi, karşılaşılan tehlike anına karşı koruyuculuktur. Savaşma modunu tetikleyip atalarımızın hayatta kalmasını sağlayabilen duygulardan birisidir. Fark edilen bir problemi çözmeye yönelik bir yakıttır. Peki hayati tehlike durumları dışında yaşanan öfke nereden kaynaklanıyor? İşte modern insan atalarına göre burada ayrışıyor. Çünkü bu yeni öfkelerimizin kaynağı yine düşüncelerimiz. Daha açık haliyle: beklentiler içeren düşüncelerimiz. Norman Cotterell’e göre “beklenti ve gerçek arasında ne zaman bir boşluk olursa, öfke bu boşluğu doldurmaya istekli olmaktan daha fazlasıdır.” “Arabasını şuraya park etmeliydi.” ifademin aksi yaşandığında öfkeleniriz. “Şöyle davranmalı; böyle hissediyor olduğumu anlamalı; şunu şöyle yapmalı” ifadelerindeki ortak tema beklentilerimizdir. Bazen beklentilerimizde haklı olabilir ve öfke yaşayabiliriz. Zaten öfkelenmem çoğunlukla sorun değildir. Fakat bunu nasıl yansıttığımız daha büyük sorunlara yol açabilir. Çünkü modern hayatta öfkemizi, ilkel hayatımızdaki gibi yansıtamayız. Dolayısıyla öfkenin işlev bozduğu asıl nokta davranışa dönüştüğü yerdir. Öfke, bağırma, çıkışma, söylenme, hakaret etme, küfretme ve fiziksel saldırganlık olarak aktif bir biçimde aktarılabilir. Bunların yanında, trip atma, iğneleyici konuşma, görmezden gelme gibi pasif bir davranış ile de yansıtılabilir. Bu davranışların ortak sonucu ise, kişilerarası ilişkileri bozmaktır. Kişinin kendine olan saygısında azalmaya yol açmaktır. Dışarıya karşı nezaketsizleşen bireyin, kendine de nezaketini yitirmesidir.