Narsisizm, büyüklenmeci bir kendini beğenmişlik duygusu, başkalarına karşı empati yoksunluğu, aşırı hayranlık ihtiyacı ve kendinin benzersiz olduğu ve özel muameleyi hak ettiği inancı ile karakterize bir kişilik bozukluğudur. Patolojik narsisizm veya narsisistik kişilik bozukluğu nadirdir ve nüfusun tahmini yüzde 1'ini etkiler. Bu işlev bozukluğu, genellikle patolojik narsistin empati eksikliği nedeniyle ilişkilerde sürtüşmeye neden olur. Aynı zamanda büyüklenmecilik ve dikkat aramayla beslenen tartışmalar olarak da kendini gösterebilir. Kendilerini üstün gören patolojik narsist, doğal olarak diğer herkesi aşağı görür ve anlaşmazlıklara neden olurken ayrıca sorgulanmaya karşı da hoşgörüsüz olabilir.
Bir narsistle bir ilişki içerisinde olmak oldukça zordur. Kontrol ve hayranlık arayışında olan narsist bireyler başkalarını manipüle edebilir, benlik saygılarına zarar verebilir ve hatta gerçeklik duygularını değiştirmeyi amaçlayabilir. Bir narsistle eylemleri hakkında tartışmak çoğu zaman sonuçsuz kalır. Daha başarılı bir çözüm, sınırlar oluşturmak ve kendinizi duygusal olarak uzaklaştırmaktır. Bir kişi hakkındaki duygularınızı kontrol edemeyebileceğinizi kabul edin, ancak onlara nasıl tepki vereceğinizi kontrol edebilirsiniz. Narsist bir eş, aile üyesi veya patronla bağları kesmek, tek çözüm değilse de eninde sonunda en iyisi olabilir. Bu süreçte, gelecekte benzer senaryolarda bulunmamak için bireyin özellikleri üzerinde düşünmek faydalı olacaktır.
Narsisizmin iki alt tipi vardır: narsisistik kişilik bozukluğu ile devam eden büyüklenmeci narsisizm ve kırılgan (veya aşırı duyarlı/örtük) narsisizm. Her iki alt türün de temel bir özelliği olarak benmerkezcilik vardır, ancak kendini ifade iki durumda farklı şekilde oluşur.
Büyüklenmeci narsisizm, dışa dönüklük, düşük nevrotiklik ve üstünlük duygularının açık ifadeleriyle karakterizedir. Görkemleri nedeniyle, bir şekilde geri kalanlarımızdan üstün olduklarına ve bu nedenle özel muamele görme hakları olduğuna inanırlar. Onlara göre bizim işimiz onların ihtiyaçlarını karşılamak. Büyüklenmeci narsisizmi olan bireyler, hırs, çekicilik ve karizma ile birlikte diğerlerinden daha iyi olma tutumuna sahiptir. Sevimli olabilirler, yüksek özgüvene sahip olabilirler ve yeteneklerini ve zekalarını abartma eğilimindedirler. Hayatlarının büyük bir bölümünü daha sağlıklı ve daha başarılı olmaya çalışarak geçirebilirler. Bu kişiler oldukça arkadaş canlısı, sıcak ve ikna edici olabilirler.
Öte yandan kırılgan narsistler güvensizdir. Düşük özgüvene sahip olmalarına ek olarak, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken pasif olabilirler. İçedönük olma eğilimleri, arzularını tatmin etme konusunda onları daha işe yaramaz hale getirir. Kırıkgan narsisizm, içe dönük bencilliği, yüksek nevrotikliği, nazik eleştirilere bile aşırı duyarlılığı ve sürekli bir güvence ihtiyacını yansıtır. Kırılgan narsistler, diğer narsistler kadar diğerlerinden daha iyi olduklarına ikna olmuşlardır, ancak eleştiriden o kadar içten korkarlar ki, bu onları diğer insanlardan uzak tutar.
Yapılan çalışmalara göre dışadönüklükteki farklılıkları kontrol ederek, büyüklenmeci ve kırılgan narsistlerin, hor görme eğilimi de dahil olmak üzere ortak bir narsisistik özellikleri paylaştığını görülmektedir. Ancak iki alt tipin farklı narsisistik tarzları, yalnızca dışadönüklük konusundaki farklı puanlardan kaynaklanmaz. Yüksek nevrotiklikleri ve eleştiriye karşı aşırı duyarlılıkları nedeniyle, savunmasız narsistler duygusal olarak aşırı tepki vermeye eğilimlidirler ve her zaman nefretle patlamanın eşiğindedirler.
Kişilik bozuklukları arasında en zor grup olan narsisizm, uygun psikoterapi ile iyileşebilir. Sağlıksız narsisizmi olan kişilerin, öfkelerinin tetikleyicilerine tepki vermek yerine onları anlamalarına, tanımalarına ve sağlıklı tepki vermelerine yardımcı olunabilir. Ek olarak, benliklerini korumak için algılanan ihtiyaca daha az bağımlı olan bir benlik duygusu geliştirmelerine yardımcı olabilirler.