Yaz aylarının bitmesiyle artık havalar iyiden iyiye serinlemeye başladı. Kış sert yüzünü göstermese de rüzgârlı, yağmurlu havalar geldi. Havanın nasıl olduğunu tahmin edemez, ne giyeceğimizi bilemez hale geldik. İşte, havanın nasıl olduğunu tam kestiremediğimiz bu dönem mevsim geçişidir. Sıcak günlerin bitip, soğuk günlerin ara ara kendini gösterdiği döneme mevsim geçiş dönemi denir. Mevsim geçişlerinde kişi kendisine dikkat etmez, yediklerine özen göstermezse kolayca hastalanır ve bağışıklık sistemi zarar görür.
Soğuk ve kuru havada virüs ve bakteri miktarı artarken, hava sıcaklığındaki ani değişimler bazı sağlık problemlerine yol açabilir. Mevsim geçişlerinde; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, yutmada zorluk, yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, şiddetli öksürük ve kas ağrısı gibi bulguların birkaçı görülebilir.
Altın Kural: Sağlıklı ve Dengeli Beslenme
Özellikle havaların serinlediği şu günlerde dengeli beslenmek daha fazla önem kazanmaktadır. Yaz aylarındaki serbest beslenme düzenini bırakıp düzenli beslenme planına geçilmelidir. Günde 3 ana 2-3 ara öğün tüketin ve ara öğünlerinizde siyah çay, kahve gibi içecekleri tercih etmek yerine bitki çayları tercih edin.
Vücut direncinizi arttırmak için mevsiminde taze sebze ve meyveleri tüketin. Sebze yemeği pişirirken uzun uzun yüksek ateşte pişirmemeli, kısık ateşte olabildiğince kısa sürede pişirmelisiniz. Akşam yemeklerinizde bol yeşillikli salatayı unutmayın. Havuç, sivri biber, limon, yeşil sebzeler, maydanoz, kayısı, muz, kuru baklagiller gibi antioksidandan zengin sebze ve meyveleri sofranızdan eksik etmeyin. Bağışıklık sisteminde önemli görevleri olan çinko ve magnezyum mineralleri için de kuru yemişlerden; fındık, fıstık, badem ve cevizi tüketin. Ayrıca bu kuru yemişleri satın alırken çiğ olmasına dikkat edin. Yağlı tohumların kavrulması içeriğindeki minerallerin ve organik bileşiklerin bozunmasına yol açar ve vücut için alınabilecek yararı azaltır. Bu nedenle aldığınız kuru yemişlerin çiğ mi kavrulmuş mu olduğuna dikkat edin.
Bu dönemde kilo alabilirsiniz!
Bu dönemde metabolizma ve kan dolaşımı yavaşlar. Düşen vücut ısısını arttırmak için metabolizma daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Bundan dolayı kişide istemsiz yeme isteği oluşabilir. Düzenli beslenme rutininizde haftada 1-2 kere kendinizi şımartabilirsiniz. Hafta sonu sevdiğiniz bir yemek veya tatlı ile kendinizi sıkmadan bu dönemi geçirebilirsiniz. Ancak kaçamakların sürekli olmamasına dikkat etmelisiniz.
Güneşli günlerin azalmasıyla vücutta D vitamini eksiklikleri görülmeye başlar. Bu dönemde bedenimizin omega-3 gibi doymamış yağ asitlerine de ihtiyacı artar. Omega-3 ve D vitamini bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, iltihapların önlenmesinde, kalp sağlığı, bağırsak sağlığı gibi birçok hastalığın korunmasında elzem görevler üstlenir. Doktorunuz kontrolünde eğer D vitamini eksikliğiniz var ise takviye almalı, omega-3 için haftada 2 gün balık tüketmeli, ceviz, fındık, yumurta tüketimini de arttırmalısınız.
Sağlam uyu, dinç kal
Sağlıklı bir yaşam için günde 6-8 saat uyumalısınız. İyi bir uyku bağışıklık sisteminizin korunmasında da rol oynar. Sonbahar yorgunluğunuzun nedeni düzensiz ve belirsiz uyku saatleriniz olabilir.
Son bir not: Su içmeyi ve egzersizi de unutmayalım..
Kasların dengesi, eklemlerin kayganlığı, ödemin atılmasından sorumlu, yaşamın vazgeçilmez kaynağı olan su; aynı zamanda zararlı maddelerin vücuttan atımını da sağlar. Canınız su içmek istemese de mutlaka bol bol tüketmeye çalışın ve suyunuzun soğuk olmamasına, oda ısısında olmasına özen gösterin. Sağlığınız için günde 2-2,5 litre su tüketmelisiniz.
Vücudunuzu hareketsiz bırakmayın. Havalar soğuyunca hareket isteği azalabilir. Ancak ne kadar eve kapanırsanız hastalıklara yakalanma riskiniz de o ölçüde artacaktır. Bedeninizin dinç kalması için 30-45 dakikalık açık hava yürüyüşü yapın. Yürüyüş yapmak yalnız bedensel değil aynı zamanda ruhsal olarak da çok iyi gelecektir.