Dirsek ağrısı, günlük yaşam kalitemizi ciddi şekilde etkileyebilen yaygın bir sorundur. Özellikle kolunu sık kullanan kişilerde görülen Lateral Epikondilit, halk arasında daha çok Tenisçi Dirseği olarak bilinir. Bu durum, dirseğin dış tarafında yer alan kasların aşırı kullanımı ve zorlanması sonucu ortaya çıkar. Benzer şekilde, dirseğin iç tarafını etkileyen ve Golfçü Dirseği adıyla anılan Medial Epikondilit de, tendonlarda iltihaplanma ve dejenerasyonla karakterizedir. Her iki durum da başlangıçta basit ağrılarla kendini gösterse de, tedavi edilmediği takdirde kronikleşebilir ve günlük aktiviteleri kısıtlayıcı hale gelebilir. Konservatif tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda ise modern el cerrahisi çözümleri devreye girerek hastalar için kalıcı bir rahatlama imkanı sunar. Bu makalemizde, bu rahatsızlıkların nedenlerini, belirtilerini ve cerrahi müdahale seçeneklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Lateral Epikondilit (Tenisçi Dirseği) Nedir?

Lateral epikondilit, ön kolun dış tarafındaki kasların (özellikle extensor carpi radialis brevis) dirsek kemiğine yapıştığı noktada oluşan mikrotravmalar ve dejeneratif değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. Sadece tenis oyuncularında değil, boyacı, tesisatçı, marangoz gibi el bileğini ve ön kolunu tekrarlayıcı hareketlerle kullanan kişilerde de sıkça görülür. Ağrı, genellikle el bileğinin yukarı kaldırılması (ekstansiyon) veya bir nesneyi kavrama sırasında artar.

Belirtileri ve Tanısı

Tenisçi Dirseği'nin temel belirtisi, dirseğin dış kısmında, kemik çıkıntının hemen altında hissedilen ağrıdır. Bu ağrı, ön kola ve el bileğine yayılabilir. Nesneleri kaldırma, kavrama veya kapı kolunu çevirme gibi basit hareketler bile şiddetli ağrıya yol açabilir. Tanı genellikle fizik muayene ve hastanın şikayetleri dinlenerek konulur. Doktor, belirli hareketlerle ağrıyı tetikleyerek durumu teyit edebilir. Nadiren, MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.

Tedavi Yaklaşımları (Konservatif)

Lateral epikondilit tedavisinde ilk adım genellikle konservatif yöntemlerdir. Bunlar arasında; aktivite modifikasyonu (ağrıya neden olan hareketlerden kaçınma), istirahat, buz uygulaması, non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID'ler), fizik tedavi (germe ve güçlendirme egzersizleri), atel kullanımı ve kortikosteroid enjeksiyonları yer alır. Lateral epikondilit hakkında daha fazla bilgiye Wikipedia üzerinden ulaşabilirsiniz.

Medial Epikondilit (Golfçü Dirseği) Nedir?

Medial epikondilit, dirseğin iç kısmında, ön kolun bükücü kaslarının (fleksör kaslar) dirsek kemiğine bağlandığı noktada oluşan inflamasyon ve dejenerasyondur. Genellikle golf oynayanlarda görüldüğü için "Golfçü Dirseği" olarak adlandırılır, ancak tekrarlayıcı kavrama veya el bileğini bükme hareketlerini içeren mesleklerde (örneğin; marangozluk, bahçıvanlık, atış sporları) de yaygındır.

Belirtileri ve Tanısı

Golfçü Dirseği'nin ana belirtisi, dirseğin iç kısmındaki kemik çıkıntının çevresinde hissedilen ağrıdır. Bu ağrı, ön kola ve el bileğine doğru yayılabilir. El bileğini bükme, bir nesneyi sıkıca kavrama veya ön kolu döndürme (pronasyon) gibi hareketlerle ağrı şiddetlenebilir. Tanı, fizik muayene ve hastanın öyküsü ile konur. Doktor, ağrıyı tetikleyen spesifik testler uygulayabilir. Görüntüleme yöntemleri genellikle kesin tanı için gerekli değildir, ancak diğer durumları elemek için kullanılabilir.

Tedavi Yaklaşımları (Konservatif)

Medial epikondilit tedavisinde de Lateral Epikondilit'e benzer şekilde ilk olarak konservatif yöntemler tercih edilir. Bunlar; ağrıya neden olan aktivitelerden kaçınma, istirahat, buz uygulaması, ağrı kesici ve iltihap giderici ilaçlar, fizik tedavi (germe ve güçlendirme), özel dirsek bantları ve enjeksiyonlar (kortizon veya PRP) olabilir. Medial epikondilit hakkında detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Ne Zaman El Cerrahisi Çözümleri Gerekli Olur?

Çoğu Lateral ve Medial Epikondilit vakası konservatif tedavi yöntemleriyle iyileşme gösterir. Ancak, yaklaşık 6 ila 12 ay süren düzenli ve disiplinli konservatif tedaviye rağmen semptomları devam eden, günlük yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenen ve işlev kaybı yaşayan hastalarda el cerrahisi çözümleri gündeme gelir.

Cerrahi Müdahale Kararı

Cerrahi müdahale kararı, hastanın yaşına, aktivite düzeyine, genel sağlık durumuna ve semptomların şiddetine göre multidisipliner bir yaklaşımla alınmalıdır. Uzman bir el cerrahı, hastanın durumunu detaylıca değerlendirerek ameliyatın potansiyel faydalarını ve risklerini açıkça anlatır. Amaç, ağrıyı azaltmak ve kolun normal işlevini geri kazandırmaktır.

Sık Uygulanan Cerrahi Teknikler

Dirsek epikondilitlerinde uygulanan cerrahi teknikler genellikle hasarlı tendon dokusunu çıkarmayı ve sağlıklı dokunun iyileşmesini teşvik etmeyi hedefler. Bu operasyonlar genellikle lokal veya bölgesel anestezi altında yapılır ve hastanede kalış süresi kısadır:

• Açık Cerrahi: Dirsek üzerinde küçük bir kesi yapılarak, hasarlı tendon dokusu çıkarılır ve sağlıklı tendon dokusunun kemiğe tekrar yapışması sağlanır.
• Artroskopik Cerrahi: Minimal invaziv bir yöntemdir. Küçük deliklerden bir kamera ve özel cerrahi aletler kullanılarak operasyon gerçekleştirilir. Daha az travmatik olduğu için iyileşme süreci genellikle daha hızlı olabilir.
• Perkütan Tenotomi: Ameliyatsız sayılabilecek, iğne ile yapılan bir yöntemdir. Hasarlı dokunun iyileşme sürecini tetiklemek amacıyla iğne ile küçük delikler açılır.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci ve Rehabilitasyon

Cerrahi müdahale sonrası iyileşme süreci, uygulanan tekniğe ve hastanın bireysel özelliklerine göre değişiklik gösterir. Genellikle, ameliyat sonrası dirsek bir süre atelde veya askıda tutulur. Erken dönemde ağrı kontrolü ve yara bakımı önemlidir. Fizik tedavi, iyileşme sürecinin kritik bir parçasıdır. Uzman bir fizyoterapist eşliğinde yapılan egzersizler, dirseğin hareket açıklığını geri kazanmaya, kas gücünü artırmaya ve normal fonksiyonlara dönmeye yardımcı olur. Tam iyileşme ve aktivitelere geri dönüş genellikle 3 ila 6 ay sürebilir.

El Cerrahisinin Avantajları ve Beklentiler

El cerrahisi, kronik epikondilitin neden olduğu inatçı ağrı ve fonksiyon kaybı yaşayan hastalar için etkili ve kalıcı bir çözüm sunabilir. Başarılı bir cerrahi müdahale ile hastaların ağrıları önemli ölçüde azalır, dirsek gücü ve hareket açıklığı geri kazanılır. Bu sayede, günlük aktiviteler, iş performansı ve spor faaliyetlerine dönüş mümkün hale gelir. Ancak, her cerrahi müdahalede olduğu gibi, bu operasyonların da belirli riskleri (enfeksiyon, sinir hasarı, kısmi ağrı devamı) bulunur. Bu nedenle, cerrahi kararı almadan önce tüm yönleriyle değerlendirme yapmak hayati öneme sahiptir.

Tenisçi Dirseği veya Golfçü Dirseği belirtileri yaşayan kişilerin, doğru tanı ve tedavi planı için mutlaka bir ortopedi veya el cerrahisi uzmanına başvurması gerekmektedir. Erken tanı ve uygun tedavi ile çoğu hasta, cerrahiye gerek kalmadan iyileşebilir. Ancak konservatif yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda, modern el cerrahisi teknikleri, yaşam kalitesini geri kazandıran önemli bir seçenek sunar.