2018 - 2019 eğitim öğretim yılının ilk dönemini bitirmek üzereyiz. Tabi ki dönemi karne ile kapatıyoruz. Karne o kadar geniş bir yelpazeye sahip ki zayıflar, pekiyiler 95 not ortalamaları görmemiz mümkün. Peki, karne günü tabusu?
Cuma günü yani 18.01.2019 tarihinde ilk ve orta öğretim kurumları dönem sonu tatiline girecekler ve çocuklara sınav notlarının yazdığı bir kâğıt parçası olan karneyi verecekler. Kimisi iyi kimisi kötü olacak bu karne de iyi not nedir? Tüm okullarda notların 95 ortalama da olması sizce ülkemize katkı sağlar mı?
Tüm çocuklar özeldir. Bu özelliği karne notları belirlemez. Okulun amacı çocuğun eğitim alması, bu eğitimi alırken de yeteneklerin sınıflandırılmasıdır. Sayısal alanda yetenekli çocuğun matematikçi, dil alanında yetenekli bir çocuğun İngilizce bölümünü seçmesi gibi.
Eğitimdeki amaç çocukları hayata güzel şekilde hazırlamaktır. Çocuklarımızın karneleri bunun aynasıdır. Eğer ki çocuğumuz sözel derslerde başarılı ise sözel becerilerde de başarılı olacaktır. O halde bizim çocuğumuzdan kimya mühendisi olmasını istememiz sağlıklı olmayacaktır.
Karneler bir sonuç olarak değerlendirmelidir. Sonucu değiştirmek istiyorsak sürece odaklanmamız gerekir. Her sene okullar Eylül'de açılır, Haziran'da kapanır. Eğer akademik başarımız düşükse bunun nedenlerini incelememiz gerekir. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktan başka bir şey değildir.
Çocuklarımıza önce ders çalışmayı özendirecek etkinlikler düzenlemek gerekir. Haftalık programını tamamladığında hafta sonu basketbol oynamaya gidebiliriz gibi (özendirici etkinlikleri lütfen spor ve sanat etkinliklerinden seçin avm'de pizza yemeyi değil).
Psikoterapi toplumun büyük bir çoğunluğuna iyi geldiği gibi çocuklara da iyi gelecektir. Nitekim psikoterapi alan ergenlerin deneme sınav başarıları (özellikle üniversitelere giriş sınavı) psikoterapi almamış dönemlerindekinden çok daha yüksek çıkmaktadır. Bu durumun neden çocukların motivasyonlarının artmasıdır. Bir ergen psikoloğu danışanının duygularını anlayacak ve ona kendisini iyi hissettirecektir. Duyguları anlaşılmış ve kendini iyi hisseden bir ergende motivasyonu artacak ve hedefi olan mimarlık fakültesini kazanmak için gerekli puanı alacaktır.
Ergenlerde bireysel terapi yapılabilir ve çok iyi kazanımlar sağlar. Ergenlik dönemi çocuğun kendisini tanıdığı dönem olduğu için bu süreçte kendisini ifade edecek bir terapistin olması hem akademik hem de psikolojik fayda sağlayacaktır.
Çocukların akademik başarılarını düşüren en önemli nedenlerden biri de ayrılık anksiyetesidir. Özellikle birinci sınıf çocuklarda gördüğümüz bu sorun kendisini anneden ayrılmasına engel olacak ve çocuklar annesiz okula gidemeyeceklerdir. Ayrılık anksiyetesi çocukların okul ortamına olumsuz başlaması ve bunun ardından okul hakkında olumsuz bir algı geliştirmelerine neden olabilir. Çocukların algısındaki okul anneden ayıran ve olumsuz hissettiren bir yer olarak kalırsa çocuğun okul algısı uzun bir süre olumlu olmayabilir. Bu sürecin atlatılmasında mutlaka bir çocuk psikoloğundan destek alınmalıdır. Özellikle oyun terapisi bu konuda oldukça faydalı olacaktır.
Çocuğumuzda dikkat etmemiz gereken en önemli şeyler; disleksi (özgül öğrenme güçlüğü), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, zeka yetersizliği gibi psikolojik olabilirken. Akran zorbalığı, öğretmen ilgisizliği, okul içi bir travma, aile içi sorunlar gibi ilişkisel de olabilir. Bu konularda çok dikkatli olunmalı ve destek alınmalıdır.
Çocuk - ergen terapisinde en az çocuk kadar faydayı aile görür ve asıl amaç ailenin doğru tutumları kazanmasını sağlamaktır. Çocuklar korkutma, ceza, ödül ile kazanılmazlar. Çocukları kazanmak için sevgiye ihtiyaç vardır. Çocuklar sevgiyi hissederler. Çocukların tutumlarını değiştirmek için sevgi dili kullanırsanız çoğu zaman fayda göreceksiniz.
Odaklanmamız gereken olay karne notları değil çocuğumuzun motivasyonu olacak. Doğru motivasyon ile karne notlarımız toplanacaktır. Motivasyon çocuktan çocuğa ve aileden aileye değişebilir. Burada aileyi göremeden öneride bulunmak yanlış olur.
Benim odaklanmak istediğim şey çocukların karneleri değildir. Notlar düzelir veya bozulabilir. İlk önce vermemiz gereken değer akademik değer değil, insanı değer olmalıdır.
Aileler çocuklarının akademik ihtiyaçlarına duydukları hassasiyeti duygusal hassasiyete de duymalılar. Unutmayın fizyolojik olmayan en büyük beyin gelişimini etkileyen dışsal etmen ihmaldir. Duygusal ihmale uğrayan çocukların zihin gelişimleri yaşıtlarının altında kalmaktadır.
Yapılan araştırmalar baba sevgisi gören çocukların daha zeki ve başarılı olduklarını bize göstermektedir. O halde çocuk yetiştirirken anneleri babalar yalnız bırakmayacaklar!
Öğretmenlerimiz başarılı öğrenciler yetiştirirken hekim, avukat, mühendis gibi popüler mesleklere yöneltmek yerine, iyi bir insan iyi bir yurttaş olma yönünde çaba göstermeliler.
Günümüzde oldukça yaygın olan ve her yıl daha fazla yaygınlaşan tükenmişlik sendromunun en önemli nedeni, yanlış meslek seçimidir. Eğer kişi tüm hayatını seve seve çalışacağı bir meslek seçimi ile şekillendirirse hayat boyu bir doyum alacak, tükenmişlik sendromu, orta yaş bunalımı gibi psikolojik problemler yaşama ihtimali de azalacaktır. Hayattaki en temel iki seçimden olan iş seçimi kişinin hayatını değiştireceği için bu konuda destek alınması çok faydalı olacaktır.
Gelecek dönemde çocukları zorla çalışma masasına oturtmuyoruz. Onların motivasyonlarının yerine gelmesi için iki haftalık tatilinizi iyi değerlendirin. Çocuklarınız ile duygusal ve fiziksel yakınlık kurun. Öpün, sohbet edin. Gönlünden geçen mesleğe ulaşması için onu cesaretlendirin.
Herkese iyi tatiller.