Freud ve Breuer 1890 larda karşılaştıkları vakalar ve bunlarla ilgili izledikleri tedavi yollarını detaylı bir şekilde aktarırken biraz da kitabın çevrilmesinden kaynaklandığını düşündüğüm problemlerden dolayı okurken insanı zihinsel açıdan yoran ve artık bitse dedirten bir üslup kullanıyor. Fakat bunun nedenlerinden birisi de kitap da özellikle tıbbi terimlerin çok kullanılması.
Histerik örüntülerin ruhsal düzenekleri kısmı ile kitaba adeta kullanım kılavuzu gibi başlayan yazarlar kendi vaka öyküleri ile destekledikleri histerinin neden ve nasıl oluştuğunu anlatarak başlıyorlar.
Olgu öykülerinde ise Breuerin Anna vakası ile Freud un Emmy, Lucy, Katherina ve Elisabeth ile ilgili gözlemleri, yorumları, seans sırasındaki müdahaleleri ile ilgili detaylı anlatımları var.
Freud Psikanalizin de temellerinden birini oluşturan hipnoz ve katarsis yöntemlerini kullanarak serbest çağrışımla hastalarının semptomlarını tedavi ettiğini anlatıyor. Aktarımdan da bahsedilen bu kitapta bastırılmış duyguların ve özellikle cinselliğin histerinin en büyük nedenlerinden birisinin olduğu olgularla birlikte desteklenerek anlatılıyor.
Kitabın ben de bıraktıklarından birisine de gelecek olursak önce pozitif psikoterapi ve bu kitap ne alaka? Diye düşünmeme sebep olduktan sonra okuduktan sonra ve özellikle aktarım konusu ile ilgili şöyle bir çağrışım yaptı ben de. Pozitif Psikoterapide Genogram ve kuşaklar arası aktarım ile bağlantılı olarak pozitif psikoterapinin atalarından birisi psikanaliz olduğu için oradaki aktarım konusunda pozitif psikoterapiye kuşaklar arası bir aktarım olduğunu düşündüm. Biraz karışık bir cümle olduysa kısaca şöyle de diyebilirim psikanaliz kendi aktarımını pozitif psikoterapiye yapmış ve onu etkilemiş olduğunu okuyarak görmüş oldum bu kitapla birlikte.