İşte Bu Doktor İndir
Halk arasında reflü olarak da bilinen gastroezefagial reflü; mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri kaçması olarak tanımlanır. Mide ile yemek borusu arasında bir kapakçık bulunur. Bu kapakçık yiyeceklerin yemek borusundan mideye doğru geçişini yönetir. Yani sağlıklı bireylerde bu geçiş yemek borusunda mideye doğrudur. Gastroözefagial reflüde ise; midedeki artan basınç, kapak ile dengelenemez ve içerik yukarıya doğru ilerler. Mide içeriği de asidik olduğundan kişi bu durumu " yanma " ya da " ekşime " olarak ifade eder.  Hastalığın ilerleyen durumlarında; ağız kokusu, öksürük, karın ağrısı ve mide bulantısı da görülebilir. Uzun vadede seyeden hastalıkla beraber de diş çürüklerinin oluştuğu da bilinen semptomlar arasındadır.  Tedavi için hekim gerek görürse ilaç ya da cerrahi tedaviler uygulanabilir. Ancak çoğunlukla beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomlar azalır ya da kaybolur. Vücut yağ dokusunun ve bel çevresi yağ dokusunun artması mideye basınç uygulanmasına ve semptomların artmasına zemin hazırlar. Kilo kaybı, alkol ve sigaranın bırakılması ya da azaltılması, dar kıyafetlerden kaçınılması semptomları azaltmada yararlıdır. Ancak yine de tetikleyicileri de bilmek gerekir.  Gün boyu tüketilen yiyecek ve içecekleri not almak, belirtilerin ortaya çıktığı zamanı ve tetikleyiciyi bulmak için en kolay yöntemdir ve uygulanacak beslenme tedavisini özelleştirmeye yardım eder.  Yağlı etler, kızartmalar, yağ ilave edilmiş çorbalar, baharatlı yiyecekler, yağlı hamur işleri, kafeinli içecek ve yiyecekleri çikolata, alkol genel olarak reflüyü tetikleyen besinler arasındadır.  Öğün içeriğinin yüksek hacimli olması, az sayıda öğün ile beslenmek yine semptomların artmasına sebep olur. Daha küçük hacimlerde öğün tüketmek ve öğün sıklığını arttırmak önerilir.