Bir tür kaygı bozukluğu çeşidi olan fobi kişinin belirli durum, canlı-cansız varlık veya mekana yönelik olarak hissettiği ileri düzeydeki korku hali olarak tanımlanmaktadır. Fobisi olan kişiler belirli tehlikeleri gerçekte duyulması gerekenden daha fazla tehdit edici olarak algılayarak, tehlikeli kabul edilen bu durumlardan ciddi düzeyde kaçınırlar. Bu kişiler fobinin nesnesi olan koşullarla karşı karşıya kaldıklarında ise çok büyük bir sıkıntı yaşarlar ki bu durum kendisini tam bir panik hali ve dehşet hissi şeklinde gösterebilmektedir.
Fobiler nasıl başlamaktadır?
Korkunun nesnesi olan belirli bir cisim, hayvan ve mekan türünden şartlardan kaçınılmaya çalışıldığı ve hayatın buna göre şekillendirildiği aşamada fobiler ortaya çıkmaktadır. Fobiler sıradan korku hissine göre çok daha şiddetli ve ciddi özelliktedirler, kişinin hayatını çok daha derinden etkilerler.
Fobi nesnesi kişinin çok ender olarak karşılaşacağı bir durum olduğunda (örneğin yılan fobisinde olduğu gibi) gündelik hayatın etkilenmesi düşük ihtimaldir. Oysa kimi karmaşık tipteki fobilerde kişinin hayatının daha ciddi düzeyde etkilenmesi söz konusu olmaktadır. Örneğin agorafobide olduğu gibi evden dışarı çıkma ve kalabalık mekanlarda bulunmaktan korkulduğunda, yada sosyal fobide olduğu gibi diğer kişilerle birlikte olma, toplum önünde konuşma yapma durumundan korkulduğunda bu durum daha ciddi bir hal alabilmektedir.
Fobi İle Korku Aynı Şeyler Değildir!
Korku gerçekte var olan ve algılanabilen tehditlere karşı verilen normal ve zararsız tepkilerdir. Bizi istenmeyen durumlara karşı bizleri korumasından dolayı hayatımızın sağlıklı ve normal bir parçasıdır. Örneğin; elektriğin sık gidip geldiği bir zaman diliminde asansörün bozulmasından korkarak binmemeyi tercih etmek yararımıza olabilir.
Fobi ise tehlikenin gerçek boyutlarına bakılmaksızın verilen aşırı ve irrasyonel bir tepkidir. Bu durum, kişinin hayatını giderek zorlaştırabilir. Yine asansör örneğini düşünecek olursak; hiçbir somut tehdit olmadığı halde asansör fobisi geliştiren bir kişi, her gün, evine ulaşmak için on kat merdiven çıkmak zorunda kalabilir.
Fobiler iki temel kategoride değerlendirilmektedir:
Özgül fobiler: Özgül ve belirli nitelikteki canlı-cansız cisim, mekan veya aktiviteye yönelik olarak aşırı korkulu olma durumudur. Aşağıdaki örnekler bu tür fobilerin en sık karşılaşılan türleridir:
– Köpek, yılan, örümcek gibi hayvanlarla karşılaşma, yüksek bir mekana çıkma, suya girme gibi durumlara yönelik fobiler
– Karmaşık fobiler: Sosyal fobi ve agorafobide olduğu gibi kişinin korku ve kaygısı tek bir nesneye yönelik olarak değil, birbirinden farklı birçok sahada ortaya çıkmaktadır.
En Sık Rastlanan Fobi Çeşitleri:
Agorafobi (Açık Alan Korkusu): Agorafobi kişinin kolayca kaçıp kurtulamayacağını düşündüğü mekanlarda bulunmaktan kaçınması ve bu mekanlarda bulunduğunda ileri düzeyde korku yaşaması olarak tanımlanabilir. Agorafobide otobüs, dolmuş gibi kapalı mekanlar, alışveriş merkezleri ve sinema gibi alanlardan kaçınma davranışı belirgindir. Agorafobi hemen her zaman panik nöbetleriyle birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Panik nöbeti geçiren bir kişi, panik nöbeti geçirmesi halinde yardımsız kalacağını, kontrolünü kaybedeceğini düşündüğü her türlü mekandan uzaklaşma eğiliminde olacaktır. Agorafobi hastası örneğin bir başkası yanında olmadan evden çıkmak istemeyebilir, doktora ve hastaneye kolaylıkla ulaşamayacağı mahallerden kaçınabilir.
Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) : Kapalı yerlerde bulunmakla ilgili mantıklı olmayan, orantısız korkuya klostrofobi diyoruz. Klostrofobisi olanlar genellikle kendilerini asansör, uçak, tren, gemi kamarası gibi nispeten küçük ve kapalı yerlerde rahatsız hissederler. Kapıları kapalı, pencereleri dar ve az sayıda olan geniş ama kalabalık yerlerde de korku duyarlar.
Kapalı yer korkusu olan kişiler korktukları ortamlara girdiklerinde aşırı endişe duyarlar. Bu çoğu zaman panik atağa kadar ilerler. Kendilerini kapana kısılmış gibi hissederler. Sanki duvarlar üstlerine geliyormuş gibi olur. En sık rastlanan şikayet ise bu ortamlarda boğulacak gibi olma duygusudur. Korkunun bedensel tepkileri de kendini gösterir. Çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, yeterince hava alamadığını hissetme, bayılacakmış gibi olma, baş dönmesi, bulantı, ellerde, kollarda, bazen bacaklarda karıncalanma-uyuşma ortaya çıkabilir. Korku birkaç defa yaşandıktan sonra kişiler kapalı yerlerden uzak durmaya çalışırlar. Artık asansöre, uçağa, kapalı odalara, sinema gibi ortamlara giremezler. Eğer kişi kapalı bir oda veya salona girmek zorunda kalırsa ilk iş olarak çıkış kapılarını, pencereleri kontrol eder, kapıya yakın oturur. Eğer mümkünse kapıların kapatılmasını engeller.
Pediofobi: Oyuncak bebeklerden korkulmasıdır. Bu fobiye sahip kişilerin robotlardan veya vitrin mankenlerinden de korktuğu görülebilir.
Sosyal fobi (sosyal kaygı bozukluğu): Kişinin belirli sosyal şartlarda ileri düzeyde kaygılı olması durumu olarak tanımlanır. Sosyal fobi düğünler, konferanslar gibi kişinin kendisini yabancı hissedebileceği ortamlarda ve topluluk önünde konuşma gibi tüm dikkatlerin kendisine yöneleceğini düşündüğü eylemler sırasında ortaya çıkan aşırı kaygılılık hali olarak tanımlanır. Temeldeki düşünce insanlar tarafından yanlış değerlendirilme, alaya alınma ya da gülünç duruma düşme şeklindeki abartılı varsayımlardır. Sonuç olarak kişi kabiliyeti olup başarı gösterebileceği bir çok sahadan kendisini soyutlamaya başlar. Sosyal fobi genellikle ergenlik çağı ile erken erişkinlik döneminde ortaya çıkmaktadır.
Akrofobi (Yükseklik Korkusu):Yükseklik korkusuna sahip insanlar hız trenlerinden, cam asansörlerden hatta yürüyen merdivenlerden bile korkabilirler. Akrofobi, kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha yaygındır.
Bazı insanlar yükseklikten o kadar korkarlar ki yerel alışveriş merkezlerindeki asansörler bile başlarının dönmesine sebep olur.
Araknofobi: Örümcek, böcek, akrep ve diğer eklem bacaklı hayvanlardan korkmak. Bazı aşırı durumlarda araknofobik kişiler örümcek ağı gördüklerinde bile tepki gösterebilirler. Araknofobik kişiler kamp, dağcılık, yürüyüş ve benzeri sporları yapamayabilirler.
Ofidiyofobi (Yılan Korkusu): Kişiler, canlı yılanların haricinde yılan resimlerinden, videolarından, sesinden ve hatta ‘yılan’ kelimesinden bile korkabilirler.
Araştırmalara göre insanların üçte biri ofidiyofobiye sahiptir. Bazen herpetofobi (sürüngen korkusu) olarak da adlandırılabilir. Bazı insanlar yılan şeklindeki şeylerden de korkabilirler.
Sinofobi (Köpek Korkusu): Köpek korkusu, özellikle çocuklar arasında yaygın olan bir korku türüdür. Bu korku bir hayvan ile olumsuz bir deneyim yaşamakla daha da şiddetlenebilir. En zor fobilerden birisi olabilir.
Kan Ve Yaralanma Fobisi: Halk arasında “kan tutması” olarak da bilinen bir durumdur. Kan görünce rahatsızlık hissetmek çoğu insanda görülen bir özelliktir. Bunun dışında bedensel sakatlık, parçalanmış insan vücutları, kazalar vb. görme, kan verme, iğne yaptırma, kulak deldirme, diş çektirme ve diğer tıbbi işlemler gibi durumlarla karşılaşınca bayılacak gibi olma, kalp hızında değişme ve bulantı şeklinde tepkiler verilebilir.
Fobilere Rastlama Sıklığı
Toplumun yaklaşık %8 ila %18’inde herhangi bir tür fobi mevcuttur. Fobilere kadınlarda daha sık karşılaşılır. Basit fobiler sıklıkla çocukluk döneminde ortaya çıkar. Karmaşık fobiler ise erken erişkinlik dönemi ya da bunu takip eden dönemde ortaya çıkar.
Fobi Sebepleri
Çocukluk çağında başlayan basit fobilerde rahatsız edici ve beklenmedik bir deneyim fobiye neden olabilir. Kimi zaman fobiler öğrenilen davranışlar olarak ortaya çıkmaktadır, aynı evdeki bir başka kişinin fobisini deneyimleyen bir çocuk aynı nesneye karşı fobi geliştirebilmektedir. Bununla birlikte kan fobisinin ve tıbbi işlemlere yönelik fobinin kalıtımsal özellikleri bulunmaktadır.
Erken erişkinlikte görülen karmaşık fobilerin gelişiminde ise kalıtımsal özellikler ve yaşam olaylarının etkisi daha belirgindir. Agorafobi denilen açık alan korkusu hemen her zaman panik nöbetlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Fobisi olan kişilerde fobi gelişimi esnasında beynin korkuyla ilgili merkezlerinde kimyasal bazı değişiklikler meydana gelmektedir.
Fobi Belirtileri
Korku nesnesiyle karşılaşıldığında kontrol edilemeyen bir kaygı hissi oluşur. Korku nesnesinden mutlak bir kaçınma hali, bazı hastalarda korku nesnesinin zihinde canlandırılması dahi ileri düzeyde rahatsız edici olabilir. Korku nesnesiyle karşılaşıldığında ortaya çıkan panik nöbet belirtileri görülür. Örneğin terleme, nefes darlığı hissi, kalbin hızlı çarpması, titreme, sıcak basması, boğulma hissi, göğüs ağrısı, mide bulantısı, ellerde ayaklarda uyuşma, ağız kuruluğu, baş dönmesi ve baş ağrısı.
Fobi Tanısı Nasıl Konulur?
Fobi hastaları sıklıkla fobilerinin farkındadırlar. Bununla birlikte basit fobiler genellikle ciddi yaşamsal sorunlara yol açmadığından, bu türden fobisi olan kişiler fobilerinden fazla şikayet etmemekte ve genellikle bir hekime başvurmamaktadır. Karmaşık fobilerde ise durum farklıdır. Bu fobilerde ciddi işlevsel bozulma görülür ve bu hastalar çok daha sıklıkla hekime gelmektedir.
Fobilerin Tedavisi
Fobilerin tedavisinde ilaç ve psikoterapi etkili sonuçlar vermektedir. Terapi sürecinin bir kısmı bilişsel yeniden yapılandırma gibi düşüncelerle ilgili kısıma yönelik bir diğer kısım da duyarsızlaştırmaya yönelik davranışçı müdahaleleri içermektedir.
Fobiler için sık kullanılan bazı terapi yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Bilişsel Davranışçı Terapiler
EMDR Terapisi
Şema Terapisi
Mindfullnes Terapi
Özgül fobilerin birçoğu, kısa sürede ve kalıcı biçimde düzeltilebilir. Bu nedenle kendinizde veya çevrenizde gördüğünüz mantıksız korkular nedeniyle bir psikiyatri uzmanına başvurmanız yararlı olacaktır. Korkular, insan hayatını acımasızca kısıtlayan belirtilerdir. Ancak bu kısıtlayıcı zincirlerden kurtulmanız mümkündür.