İşte Bu Doktor İndir
Ego State Terapisinde İlişki Düzeyleri Ego State terapisi beş ilişki düzeyinde çalışır. Her seviyenin kendine has özellikleri vardır. Ayrıca özel terapötik müdahaleler gerektirir. Başarılı bir Ego States terapisi için her seviyeyi gözetmek gerekmek ve bunlar üzerinde esnek hareket edebilmek esastır. Beş ilişki düzeyi şunlardır: 1. Terapist ve danışan arasındaki ilişki düzeyi 2. Terapist ile danışanın ego durumları arasındaki ilişki düzeyi 3. Danışan ile ego durumları arasındaki ilişkinin düzeyi 4. Ego durumları arasındaki ilişki düzeyi 5. Terapistin ego durumları ile danışanın ego durumları arasındaki ilişkinin düzeyi İlk ilişki düzeyi, danışanımızla ilişki kurma biçimimizle ilgilidir. Bir insanla bir bütün olarak terapötik bir ilişki yaşar ve yaratırız. Danışanımızın stabilitize (sağlamlığı) bizim için ön plandadır. Ancak karmaşık dissosiyatif bozukluk taşıyan danışanlarla, bu düzeyde çalışılmaya başlanmamalıdır. İkinci düzeyde, terapistler olarak danışanlarımızın ego durumları ile ilişki kurarız. Ego durumları ile iletişime geçmenin birkaç yolu vardır. Bu ilişki düzeyinin en önemli yönü danışanın ego durumları ile somut karşılaşmadır. Bir terapist olarak Ego State'e, onun dünyaya bakış açısına, gelişim düzeyine ve ilişki kalıplarına uyum sağlamam gerektiğini düşünüyorum. Çocuksu Ego State ile, ergenlik çağındaki veya yetişkin bir Ego-State'den farklı bir şekilde temasa geçerim. Aynı şekilde yıkıcı bir Ego State ile semptom odaklı Ego State ile başka bir şekilde bir ilişki kurar ve terapötik süreci farklı şekillendiririm. Önemli olan, danışanın ego durumları ile sürdürülebilir bir ilişki geliştirmeyi nasıl başarabilirim sorusudur. Bu ilişki, daha sonraki terapötik adımlar için ön koşuldur. İlişki kurmada başarısız olunursa, devamındaki müdahalelerden ego durumuna ulaşamayacak veya sunulmaya çalışılan desteğe dahil olamayacaklardır. Üçüncü ilişki düzeyi, danışanın kendi ego durumları ile ilişkisidir. Buradaki ilişki düzeyleri yine farklılıklar göstermektedir. Kaynak açısından zengin ego durumları söz konusu olduğunda, çoğu durumda olumlu tepkiler alınmaktadır. Danışanlar çoğu zaman şaşırır, mutlu olur, doğrulur, hareket etmeye başlar, kelimenin tam anlamıyla renklenir, enerjilerini ve yeteneklerini hissederler. Buna karşılık, travmatize edilmiş Ego States ile ilişkiler kurmak farklıdır. Örneğin, travmatize olmuş Ego durumları reddedilir, görmezden gelinir, marjinalleştirilir, değersizleştirilir veya suçlanır. Öte yandan, aşırı acıya ve şiddetli ağrıya neden olabilirler. Bu durumdaki tepkiler şunları içerir: Şefkat, koruma ve kurtarma dürtüleri. İlginç bir şekilde, birçok danışan ego durumları ile ilişki kurdukları ve onları daha da geliştirmeye karar verdikleri anda kendileri için daha fazla sorumluluk alırlar. Yıkıcı Ego States ile ilişkiler kurmak daha az talepkâr değildir. Sabır, beceri, cesaret ve şiddetle reddedilebilecek veya bir ilişki teklifini kesinlikle reddedebilecek iç kısımlarla yüzleşmeye istekli olmayı gerektirmektedir. Danışanın ego durumları ile temas kurma girişimlerinin reddetmesi, gerek semptomlarla ilişkili ego durumları veya travmatize ego durumları ile olduğu kadar yıkıcı ego durumları ile çalışırken psikoterapötik çalışmayı daha zor hale getirebilmektedir. Dördüncü ilişki seviyesi, Ego States arasındaki ilişkileri tanımlar. Bu durum, grup terapisindeki katılımcılar arasındaki ilişkilere bakmakla karşılaştırılabilir. Koalisyonlar, cepheler, güç mücadeleleri bulmak olasıdır. Dışarı çıkmaya cesaret edemeyen izole edilmiş ego durumları ya da kendini gizlemiş ego durumları ile karşılaşılabilir. İpleri elinde tutan destekçileri, boykotçuları, çalışkan ve yıldırılmış ego durumlarını da burada bulmak mümkündür. İlişkiler ağı, çok çeşitlidir. Pek çok durumda, saygılı ve yardımsever bir işbirliği, imkansız görünebilir. Ancak unutulmaması gerekir ki burada gerçekleştirilen ilişki çalışması, Ego State terapisinin en önemli yapı taşlarından biridir. Beşinci ilişki düzeyi, terapistin ego durumları ile danışanın ego durumları arasındaki ilişkiyle ilgilidir. "Hangi ego durumum, danışanın hangi ego durumuna nasıl tepki veriyor?" önem kazanmaktadır. Öz-farkındalığın önemini açıklığa kavuşturan bu sorular, terapi ve diğer insanlarla günlük ilişkilerimiz için de esastır. Bir Ego State terapisti için, kendi Ego State terapisinde sunulan yukarıdaki beş ilişki düzeylerinin hiçbirinin önceliği yoktur. İlişki seviyeleri hiyerarşik olarak düzenlenmemiştir. İkinci ve üçüncü ilişki düzeyinin önemi, ego durumları arasındaki ilişki çalışması kadar önemlidir. Her ilişki düzeyi ayrı bir öneme sahiptir. Ego State terapisinin entegrasyonu ve süreç odaklı hedefleri: Ego State terapisinin amacı, insanların çevre ile değişim sürecinde daha yüksek bir iç tutarlılık yaratmak için Ego State'lerini kullanmalarını sağlamak ve böylece büyüme süreçlerini, gelişme potansiyelini, ilişki kurma yeteneğini ve kendi kaderini tayin etme yeteneğini teşvik etmektir. Amaç benlik durumlarının sağlıklı entegrasyonudur. Entegrasyon, kişinin dünyada yolunu bulma, yani hayatın taleplerini uygun şekilde karşılayabilme, hayatı şekillendirebilme yeteneğini arttırır. Kişinin kendi çeşitliliğini, memnuniyetini ve mutluluğunu deneyimleme yeteneğini arttırır. Ego States'in işbirliği süreç için, çok önemli bir ön koşuldur. Oradaki yol bazen çok kolay bazen de çok zor olabilmektedir. Süreç odaklı hedefler doğrusal olarak değil, dairesel olarak ele alınmalıdır. Her hedef, daha önce işlenip işlenmediğine bakılmaksızın, terapi sürecinde zaman içinde farklı noktalarda tekrar karşımıza çıkabilmektedir. Hedefler birbirinin üzerine inşa edilmektedir. Hedeflerden birine ulaşmak, önceki hedefe ulaşmayı gerektirmektedir. Örneğin, bir Ego State ile iletişim, ancak önceden başarılı bir şekilde o Ego State ile temasa geçilmişse mümkündür. Öte yandan, temas kurmak akışkan iletişimini otomatik olarak etkinleştirmez. Bununla birlikte, Ego State iletişim kurmayı reddedebilir. Bazı hedefler paralel veya farklı bir sırayla gerçekleştirilebilir. Sıklıkla birçok Ego State ile çalışmak zorunda kaldığımız için, her Ego State için ayrı belirlediğimiz hedeflere ulaşmak hedeflenir. Süreç odaklı hedefler, aynı zamanda terapi sürecinde oryantasyon işlevi de görür. Terapi sürecinde yaşanan zorluklarda, öncelikle şu anda hedeflerden hangisinin daha çok dikkat gerektirdiğini netleştirmek önemlidir. Süreç odaklı hedefler şunlardır: 1. Ego durumları ile temas kurmak 2. Ego durumları ile iletişim kurmak 3. Ego durumları için kabulün geliştirilmesi 4. Ego durumlarının işlevselliği hakkında bir anlayış geliştirme 5. Ego durumları için destek 6. Ego durumlarının kullanımı 7. Ego durumları için iç destek sisteminin geliştirilmesi Ego State terapisinde, Ego State ile iletişim kurmanın çeşitli yolları vardır. Çoğu zaman bu yöntem çeşitleri birleştirilmekedir. Danışanın konuşma kalıpları (Sprachmuster) Ego State ile temas kurmak için birçok olanak sunmaktadır. Bir danışan, bir yanının farklı, diğer yanının farklı şeyler istediğini ifade ettiğinde, her iki parçanın da söz sahibi olabileceği yollar bularak ego durum terapisine başlamak için bir davettir. Danışanların istem dışı olarak tanımladıkları ve hemen geride bırakmak istedikleri olaylar da, temas kurmanın bir başka iyi yoludur. Önemli olan, danışanın sorunlu davranışın, özellikle sorunlu oluşun, kendi kendine bilerek yapılmadığını vurgulamasıdır. Temas kurmanın başlıca yolu, bu deneyimden sorumlu olan bir parçanın, EgoState olup olmadığının ve danışanın bu Ego State'i tanımayı ve onu daha iyi anlamak için uygulamayı hayal edip edemeyeceğine bağlıdır. Belirli bir konu, soru veya semptom ile ilişkili birkaç Ego State ile de temas kurulabilir. Önemli olan, konuyla ilgili tüm Ego State'leri konu üzerinde çalışmaya davet etme teklifidir. Çalışma için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Figürler veya semboller gibi. Bunun için, içsel imajinasyon ve beden odaklı terapi müdahaleleri kullanılır. Hipnoterapötik yaklaşımları ve çalışma yöntemleri özel bir öneme sahiptir. Hipnoterapötik çalışma yöntemlerinin ve trans çalışmalarının uygulanması, Ego State terapisi için merkezi bir önem teşkil etmektedir. Hipnoz, Ego States ile iletişim kurmak için kullanılır. Aynı zamanda çeşitli metaforlar ve terapi sürecindeki sonraki adımlar için de kullanılabilir. Hipnoz ve trans çalışmaları dışında da ego durumları ile çalışmak mümkündür ancak bilhassa travma içerikli ego durumlarına ulaşmak için hipnoterapötik yöntemleri kullanmak çok önemlidir. Ego States ile temas, herhangi bir müdahale sırasında tesadüfen olabilir. Ancak özellikle trans halinde Ego State’e ulaşma ve çalışma olanakları daha kolaydır. Hipnotik trans altında, kendini gizleyen ve saklayan Ego Statelere ulaşmak daha basittir. Süreç odaklı ikinci amaç ise, temas kurduktan sonra Ego State ile iletişim kurmaktır. Ego States, tabiatı gereği hemen iletişim kurmaz. İletişim kurmayı reddedebilir. Onlarla çalışacak, anlayacak, ulaşacak ve bütüncül sisteme dâhil edeceksek, onlarla iletişim kurabilmemiz gereklidir. Hipnoterapötik çalışmalarda, Ego State ile doğrudan temasa geçip konuşulabilir. Bu durumdaki en büyük avantaj, terapötik trans yardımıyla, trans durumları kullanılmadan ulaşılamayacak olan EgoStates'e ulaşılabilinmesidir. İletişimin başka varyantlarıü başka terapötik yaklaşımlarda kullanılabilir ve kombine edilebilinir. Bunun için de bir yandan, iletişimi sürdürmek için olası koşulları göz önünde bulundurulmalı ve yerine getirilmelidir. Öte yandan, en uygun iletişim biçimi de ayarlanmalıdır. Ego State’in reddetme nedenleri çok çeşitli olabilir. Örneğin, terapistler olarak bizimle güven ilişkisi yeterli olmayabilir veya Ego State ortaya çıkar çıkmaz, danışan tarafından saldırıya uğramaktan korkabilir. Öte yandan, bilginin dışarı sızmaması için iç yasaklar olabilir. Ayrıca Ego State sözlü iletişimin mümkün olmadığı dil öncesi dönemde de olabilir. Bu çeşitli örnekler, sürdürülebilir iletişim kurmak için ve bu iletişimi sürdürmek için çeşitli ve yaratıcı tekliflerin gerekli olduğunu göstermektedir. Üçüncü süreç odaklı hedef, Ego States'in kabul edilmesidir. Ego Statesler ile temas kurmak ve onlarla iletişime geçmek mümkündür. Ancak bu durum, Ego Stateslerin danışan tarafından kabul edilecekleri anlamına gelmez. Pek çok durumda Ego Stateler danışanlar tarafından reddedilir, görmezden gelinir veya onlara karşı savaşılır. Aynı durum Ego Statelerin danışana yönelik kısmında da yer alabilir. Ego Stateler danışana karşı çok mesafeli veya aşırı derecede aşağılayıcı ve zarar verici davranışlar sergileyebilir. Bu durumda karşılıklı kabul uzak bir ihtimaldir. Kabul ve kararlılık, Ego State terapisi içinde başlı başına önemli bir konudur. Daha önce iç sistemde var olma hakkı reddedilen bir Ego State'i kendisine ait olarak kabul edebilmek, terapi sürecinde çok önemli bir adımdır. Kabul ve anlayış Ego State terapisinde çok önemlidir. Kabulu ve anlayışı oluşturmak, Ego State terapisinin dördüncü süreç odaklı hedefidir. Kimi zaman Ego States kabul edilebilir, ancak işlevleri anlaşılamaz. Kimi zamanda tersi olabilir. Bir Ego State’e karşı anlayış gelişebilir ancak varlığı ve işlevi hakkında bir anlayış olmayabilir. Her ikisi de önemli ölçüde psikoterapötik çaba gerektirmektedir. Bir Ego State fonksiyonunun anlaşılmasının geliştirilmesi, Ego State terapisinde merkezi bir adımdır. Danışan Ego State'in ne için önemli olduğunu, hatta bazı durumlarda hayatta kalmak için gerekli olduğunu anladığında, terapi sürecinde dramatik değişiklikler ve ilerlemeler yaşanır. İşlev hakkındaki bilgileri Ego States'in kendisinden alırız. Bunun için temas, iletişim ve en iyi durumda kabul gibi adımlara ihtiyacımız vardır. Kabul, anlayıştaki artışla çok sık artar. Bu bağlamda, bu iki hedef, birbirini destekler. Bununla birlikte, yedi süreç odaklı hedef, genel olarak iç içe geçmiştir ve birbirini etkiler. Bazı durumlarda, bir hedefe ulaşmak bir sonraki hedef için ön koşuldur, bazı durumlarda sıra arka plandadır ve ön planda olan, terapi sürecinde hangi adımların hangi hedefler için mümkün ve gerekli olduğudur. Beşinci süreç odaklı hedef, Ego States'i desteklemekten ibarettir. Ego durumlarının desteğimize ihtiyacı vardır. Bu destek terapi sürecinde başlatılmalıdır. Destekleme süreci ise kendi kendine oluşmamaktadır. Ego Statelerin, genellikle olumlu dış gelişmeleri algılama kapasiteleri çok azdır veya hiç yoktur. Bir çıkmazda kendilerini sıkışıp kalmış hissedebilirler. Sanki yeni deneyimlerden mahrum bırakılmışlar ya da tüm yeni deneyimler bu kalıp değişmeden eski bir kalıpla bütünleşmiş gibi görünebilirler. Bazı durumlarda danışanlar, Ego States'in kritik deneyimini daha da yoğunlaştıran ve stratejilerini haklı çıkaran gerçek tehdit edici durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumlarda elbette çeşitli düzeylerde desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Destek alanı, önceki hedeflerle ilgili olan soruların cevaplarını içermektedir. Örneğin; desteklenecek olan Ego States ile iletişime geçmek mümkün müdür? Onlarla danışan veya terapist aracılığıyla iletişim kurabilir miyiz? Danışan tarafından kabul ediliyorlar mı? Bu ego durumları için herhangi bir anlayış var mı? Bu sorular cevaplandıktan sonra asıl mesele, ego durumları hakkında bir şeyler öğrenmek, ihtiyaçlarını anlamak ve onlarla ilgilenmektir. Mevcut kaynaklar, Ego States desteğine entegre edilecektir. Örneğin kaynak zengini (recouces) Ego States çalışmaya dahil edilebilir. İç sistemden bu şekilde destek alınabilinir. Ego State terapisinde çeşitli seviyelerde destek sağlanır. Buradaki odak noktası, çeşitli şekillerde yardıma ihtiyacı olan bir veya daha fazla Ego State'i desteklemektir. Bu destek iç sahnede gerçekleşir. Öte yandan, birçok durumda, değişikliklerin aktif olarak dışarıda başlatıldığı dış sahnede destek de önemlidir. Altıncı hedef, Ego States'in kullanılmasıdır. Bu, bir yandan kaynak açısından zengin Ego States'i entegre etmekle, diğer yandan da yıkıcı Ego State'leri kazanmakla ilgilidir. Yıkıcı Ego Stateler, genellikle çok şüpheci oldukları için değişim süreci içinde kazanılmalıdır. İşbirlikçi ve yapıcı davranmalarını beklemek anlamsızdır. Önemli olan onları kazanmaya çalışmaktır. Bu tür davranışların olasılığını artıran bir ilişki teklifi yapılmalıdır. Ancak işbirliğini zorlanamazlar. Psikoterapötik süreci boykot eden bir ego durumunu işbirliği için kazanabileceğinizi veya daha önce kendine zarar veren ve yeni stratejiler için bir Ego State kazanabileceğinizi hayal edin. Bu ego durumların kullanımı terapötik süreçte büyük bir zorluk teşkil eder ancak onları kazanmak gerekir. Çünkü yüksek bir değişim ve gelişim potansiyeli barındırırlar. Yedinci süreç odaklı hedef, kendi destek becerilerine sahip bir iç ekip veya iç aile geliştirmekten oluşmaktadır. Bu hedefe iki açıdan bakılabilir. İlk bakış açısı, çeşitli Ego States arasındaki etkileşime dayanmaktadır. İç takım ruhuna veya iç aile ortamına oluşturulmaya odaklanır. Hangi ego durumları bu takım ruhuna dahil edilebilir, hangileri bilinir, birbirlerine nasıl davranırlar, birbirlerine destek olabilirler mi, birlikte kendi destek stratejilerini geliştirip uygulayabilirler mi? Bu sorular, terapi sürecinde danışanın kendi ego durumlarının çeşitliliğini deneyimleyebilmesi açısından önemlidir ve farklı gelişim tasarım seçeneklerini hissedebilmekle ilgilidir. İkinci bakış açısı, ufak ayrıntılara bakılarak oluşturulur. Geniş açılı perspektif, ilgili yaşam koşulları ve ilişki durumları ile uğraşırken, iç sistemin “büyük resmini” tasvir ederken, mikroskobik perspektif, küçük şeylerin görüşünü keskinleştirir. Örneğin, psikoterapötik çalışmalarında içsel güçlü bir Ego State'e erişim kurulduğunda, önemli destek becerileri kullanılabilir hale gelebilir. Yedinci süreç odaklı hedef, bu nedenle psikoterapiyi sonlandırmaz. Tüm psikoterapi sürecine eşlik eder. Süreç odaklı tüm hedefler, tüm psikoterapi süreci ile ilgili olabileceği gibi, belirli bir terapi aşamasına ve tek bir müdahale ve seansa da aktarılabilir. Ego State Terapi Enstitüsü Türkiye Türkiye’de ego state terapi çalışmaları, "John Watkins Ego State Terapi Enstitüsü Türkiye®" kurucusu, Abdullah ÖZER tarafından yürütülmektedir. Ego State Terapi eğitimininde EGO-STATE-THERAPIE DEUTSCHLAND (EST-DE) "Almanya Ego State Terapi" eğitim programı uygulanmaktadır. John Watkins Ego State Terapi Enstitüsü Türkiye®(TESCİL NO 2021 067362 TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU) 2021 yılında İzmir’de kurulmuştur. Abdullah ÖZER Ego State Terapi eğitimini Almanya’da almış ve Almanya Ego State Terapi Birliği tarafından akredite bir Ego State Terapistidir. Abdullah ÖZER ayrıca Ego State Therapy International (ESTI) tarafından akredite olmuş uluslararası onaylı Ego State Terapisitidir. Abdullah ÖZER hem Almanya’da hem Uluslararası arenada Türkiye’yi temsil eden ilk ve tek akrediteli Ego State Terapistidir. Kurucu Başkanı olduğu Ego State Terapi Enstitüsü’nde eğitmen olarak Ego State Terapi eğitimleri vermektedir. Yayınlanan yazılar kaynak göstermeden, izinsiz kullanılması, kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Yayınlanan yazılar, makaleler, haberler kaynak gösterilerek içeriği değiştirilmemek şartıyla yayınlanmasına izin verilmektedir. Abdullah ÖZER Sosyal Çalışmacı, Bilim Uzmanı (Klinik Psikoloji) Eğitimini almış olduğu Psikoterapi Ekolleri: Focusing (DFI) Pozitif Psikoterapi (WAPP) Psikodinamik Psikoterapi (CSU) Ego State Terapi (EST-DE/ESTI) Ericksonian Psikoterapi (M.E.G.-DE) Logoterapi ve Varoluşçu Analiz (VFI-Wien)