Bir duyguyu anlama, farkında olma, dengeleme ve duygusal tepkileri düzenlemek demektir. Günün her anında duygusal süreçlerimizi etkileyen bir şeyler yaşarız ve bilinçli olarak yaptıklarımızla ya da otomatik olarak duygularımızı yeniden sakinleştiririz.
Çocuklarda ise bu süreç beyindeki ayna nöronlar sayesinde doğduğu andan itibaren başlar, bebek bu nöral sistem sayesinde ebeveynin eylemlerine,duygularına,niyetlerine uyum sağlayarak hayatta kalır.
Çocuk korktuğunda,kaygılandığında,öfkelendiğinde ebeveynin beden dili, ses tonu, yüz ifadelerini de içeren sakin yaklaşımı çocuğun duygularını nasıl yatıştıracağını öğrenmesini sağlar. Eğer ebeveyn kendi duygusunu yatıştıramaz panikle ve öfkeyle yaklaşır ya da çocuğun duygusunu önemsemezse çocuk yine ayna nöronlar aracılığıyla ebeveyninin duygusunu içselleştirir ve sonrası için duygusunu sakinleştiremez.
Dil ve ifade becerilerinin yetersizliği deneyim ve bilgi eksikliklerinin olmasından dolayı çocuklar duygularını çok daha yoğun yaşarlar.Yine beyin gelişimleri gereği duygusal dünyaları zengindir.Duygu regülasyonunda sorun yaşayan çocukların sakinleşmeleri uzun zaman alır bir duyguda kontrolden çıkarlar ve zamanla sorunlu olarak etiketlenen davranışlar geliştirebilirler.
Çocukları zor duygularda yalnız bırakmamak,duygularını engellemeden alan açmak,duygusunu anladığınızı hissettirmek bunu yaparken de kendimizde zorlandığımız parçayı bulmak ve kabul etmek ebeveynin dayanıklılığı ve şefkati bu sürece yardımcı olur.