1-Temel düşünceler ve zihinsel şemalar panik atağın ana kaynağını oluşturur. Çevremdeki herkesin sorumluluğu bende, çok güçlü olmalıyım, dinlenmeden çalışmalıyım vb. Ve
tabiki bu düşünceler, ailenin, toplumun, kültürün yüklemeleri ve deneyimlerce oluşurlar.
2- Negatif düşünceler paniği sürekli tetikler ve pekiştirir. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, farkında olarak ya da farketmeden gelen düşünceler, nefes ve ardından oluşan kimyasal ve psikolojik durumları tetikleyerek panik atağı oluştururlar.
3- Düşünceler paniğin merkezinde yer alan beklenti anksiyetesinin kalıcı olmasını sağlar. Panik atak birkaç kez geçirildiğinde ve tıbbi tetkikler normal çıktığında kişi artık panik atak geçirmese de, geçmiş atak deneyimleri nedeniyle sürekli panik atak geçirme korkusu ve bunu engellemeyle ilgili düşüncelerle zihnini meşgul etmeye başlar.
Bir çok danışanımıza paniğe neden olabilecek ya da tetikleyecek bir sorunu olup olmadığını sorduğumuzda, “hayır her şey yolunda” diyenlerin çok büyük bir yüzdesi, maddiyat, sağlık ve aile sorunları ile ilgili sürekli düşünme alışkanlığına sahiptir. Yani şöyle düşünün, maddi sorunum yok diyen birisi, endişeli bir biçimde günün büyük bir bölümünü karamsar maddi gelecek düşünceleri ile geçiriyor olabilir, ya da çocukları sağlıklı birisi defalarca çocuklarının başına kötü bir şey geleceğini fark etmeden düşünüp paniği tetikliyor ya da zemin hazırlıyor olabilir.
Bu nedenlerle, panik sorunu olan birisi, sadece ilaç tedavisi ile düzelemeyebilir ya da oluşan düzelme çoğunlukla yetersiz ve geçici olacaktır. Uygulanacak psikoterapide olumsuz ve paniği tetikleyici düşünceler tespit edilmeli, düzeltilmeli ve yardımcı teknik ( mindfulness vb. ) ve önerilerle desteklenmelidir. Spor, yoga, meditasyon, doğa, hobiler ve kendi merkezinde bir yaşam tarzı ve kişisel gelişim mutlaka sürece eklenmelidir.