İşte Bu Doktor İndir
  Doğum Sonrası Korkulu Rüya: Postpartum Depresyon     Giriş Bir kadının yaşamında doğum yapmak, hiç şüphe yoktur ki hayatını ve yaşam şeklini radikal bir şekilde değiştiren bir olaydır. Erkeklerin askerlik anıları ile kadınların doğum anıları başabaş yarışırlar. Doğum sonrasında kadınların hormon düzeylerinden tutun da eski sağlıklı psikolojik durumlarına dönmeleri belirli bir toparlanma süreci gerektirecektir. Genellikle doğum sonrası rahatsızlıklar deyince aklımıza doğum sonrası depresyonu (post partum depresyon) gelmektedir. Ancak bununla birlikte doğum sonrası hüznü, obsesif kompulsif davranış bozukluğu, psikotik bozukluklar gibi çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir. Bu çalışmada doğum sonrası depresyonu ele alırken, bu konu ile ilgili yapılan çalışmalarda özellikle meta analiz çalışmalarında geçen tespitler literatürden taranarak ele alınacaktır. İncelenen makalelerde geçen bulgular paylaşılarak doğum sonrası depresyon olgusu anlatılmaya ve anlaşılmaya çalışılacaktır.   1. Postpartum Depresyon Doğum, psikolojik problemleri tetikleyici etkisi olabilen bir olgudur. DSM-5’te peripartum başlangıçlı bir major depresif epizot hamilelikte veya doğum sonrası 4 haftaya kadar ortaya çıktığında doğum sonrası depresyon olarak tanımlanmıştır.(APA, DSM-5, 2013) Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise doğum sonrası 1 yıla kadar olan dönemi doğum sonrası depresyon olarak tanımlarken, ICD-10 ise, doğumdan sonraki 6 hafta içinde başlayan mental bozuklukları lohusalıkla ilişkilendirmektedir (Öztürk,1993). Doğum sonrasında anneler genellikle düşmanca tavırlar sergiler, düşük toleranslı ve ihmalkar olabilirler, bebeklerin ihtiyaçlarına daha az yanıt verirler. Ayrıca annenin doğum sonrasında yaşadığı depresyonun baba depresyonu da etkilediği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Anneler genellikle geçici duygu durum değişkenliği, uykusuzluk, sinirlilik, ajitasyon ve düzensiz davranış ile karakterizedir. Doğum sonrası depresyon ile ilgili biyolojik faktörler gibi nedenler öne sürülmüş olsa da spesifik olarak etiyolojisi belirsizdir. (Shorey ve ark, 2018)   2. Postpartum Depresyonu İle İlgili Faktörler:   2.1. Emzirme Doğum sonrasında bir diğer önemli konu ise annenin bebeği emzirmesidir. Sadece fiziksel olarak bir ihtiyacın karşılanması anlamında değil aynı zamanda güvenli bağlanmanın temeli de düzenli bir emzirme ilişkisinden geçmektedir. Doğum sonrası depresyon yaşayan anneler kimi zaman çocuklarını emzirmek istemediklerinden fiziksel ve ruhsal anlamda çocukların gelişimi olumsuz etkilenebilmektedir. Bunun yanı sıra yeterli sütü olmayan annelerin çocuklarını yeterince besleyemedikleri kaygısı ve çaresizlik hissi de doğum sonrası depresyon içerisinde görülebilen bir durumdur. Her iki durumda da o bebeğin emzirilmesi ile annenin doğum sonrası depresyon arasında anlamlı bir ilişki olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. (Xia ve ark, 2022)   2.2. Baba depresyonu Ayrıca doğum sonrası depresyon sadece annelerde görülen bir olgu olmayıp babalarda da doğum sonrası depresyon görülebilmektedir. Babalarda görülen doğum sonrası depresyon annede görülebilecek doğum sonrası depresyon riskini artırmaktadır. Babaya ait doğum sonrası depresyonu tüm aile sağlığı üzerinde bir çok olumsuz etkisi olabilmektedir, babalar için yorgunluk, uykusuzluk, iştahsızlık ve intihar riski gibi yaşam kalitesi ve sosyal etkileşimi bozan durumlar meydana gelebilir. Yapılan çalışmalar doğum sonrası baba depresyonunda risk faktörü olarak; i̇şsizlik, mali sıkıntı, düşük sosyal destek, algılanan stres, akıl hastalığı öyküsü, doğum, annenin doğum sonrası depresyonu ve düşük evlilik ilişkisi doyumu gösterilmiştir. (Wang ve ark, 2021)   2.3. Kişilik özellikleri Klinik depresyon ile kişilik özellikleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Bazı kişilik özellikleri, depresyona karşı savunmasızlığı artırır. Doğum sonrası depresyon incelendiğinde ise klinik depresyona benzer sonuçlara ulaşılmakla birlikte doğum sonrası depresyon ile nevrotiklik arasında anlamlı ve yüksek derecede bir ilişki bulunmuştur. Yine kaygılı bir kişilik yapılanması olan ve savunmasız kişilik tarzı ile doğum sonrası depresyon arasında anlamlı ve güçlü bir ilişki bulunmuştur. (Puyane, M, 2022)   2.4. Perinatal Ağrı Perinatal ağrı gebeliğin 28. haftasından itibaren ortaya çıkan ağrıyı ifade etmektedir. Yaşanan ağrılar doğum sonrasında gelişebilecek depresyon için risk faktörü oluşturmaktadır. Epidural gibi yöntemlerle Ağrının azaltılabileceği doğumlar, ve yeterince hafiflemiş ağrı, doğum sonrası depresyon riskini azaltabilir mi? Bu noktada yapılan çalışmalar her ne kadar iki değişken arasında ilişki olduğunu gösterse de, hamilelik sırasında yaşanan kaygı, algılanan stres, önceki stresli yaşam olayları, sosyal destek eksikliği gibi diğer faktörlerin araştırılmasının doğum sonrası depresyon riskini azaltmak için gerekli olduğunu ortaya koymuştur. (Mo, J ve ark, 2022)   2.5. Gebelik Kilo Alımı Hamilelik esnasında alınan kilo miktarının ve doğum yapacak annelerin rutin kontrollerinde kilolarının takibi bu süreç için önemlidir. Aşırı kilo alımı veya yetersiz kilo hamilelik döneminde anneyi ve bebeği olumsuz etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar da bu yöndedir. Sağlık bilincini artırmak, gebelikte sağlıklı kilo yönetimi ve bunun sağlanması için stratejiler geliştirilmesi, aşırı kilo alımı ve yetersiz kilonun önlenmesi doğum sonrası depresyonun önlenmesi için uygulanabilecek stratejilerden birkaçıdır. (Qiu, X ve ark, 2022)   2.6. Gebelik Diyabeti Gebelikteki şeker yükselmesi, glikoz intoleransı durumudur. Diyabet öyküsü olmayan gebelerin vücudunda ortaya çıkar. Gebelikte ortaya çıkan diyabet anne ve bebek için ciddi sorunlara neden olabilir ve yaygın bir sorundur. Genellikle gebeliğin 24 ve 28. haftalar arasında ortaya çıkar. Kronik hastalık tedavisinin neden olduğu stres de üzerine eklendiğinde yapılan çalışmalarda gebelikteki diyabetin doğum sonrası depresyon geliştirebilecek risk faktörleri arasında bulunduğu görülmüştür. (Azami, M ve ark, 2019)   3. Türkiye’de Durum: Türkiye'de doğum sonrası depresyonla ilgili yapılan çalışmalarda özellikle kırsal kesimde görülme oranı yüksek bulunmuştur. Türkiye'de yapılan çalışmalarda en yüksek risk faktörünün ailevi sorunlar olduğu görülmüştür. Geleneksel bir ailenin getirdiği zorluklar Türk kadınları için önemli bir risk faktörüdür. Yine sosyo ekonomik yetersizlikler, eşin statüsü ve çalışma durumu, yetersiz eğitim, erken yaşta evlilik, planlanmamış gebelik, hamilelik esnasında yaşanan stresli olaylar risk faktörleri arasındadır. (Özcan, N.K. ve ark, 2017)   4. Postpartum Depresyon Tedavisi Doğum sonrası depresyon tedavisinde ilaç, psikoterapi ve fizik tedavi kullanılmaktadır. Bunlardan psikoterapi doğum sonrası depresyon tedavisinde birinci basamak tedavi yaklaşımıdır. Semptomların şiddeti fazla olan ve psikoterapi almayı reddeden hastalar için antidepresan ilaçlar seçenekler arasındadır. Doğum sonrası depresyon geliştiren kadınları geliştirmem kadınlara kıyasla daha düşük D vitamini seviyelerine sahip olma olasılığı önemli ölçüde yüksektir.(Ogiji, J ve Zengin, W., 2022) Doğum sonrası depresyon için kullanılan ilaçlar başlıca depresyon, anksiyete ve psikoza dirençli ilaçlar ile sedatif hipnotik ilaçlar ve duygudurum düzenleyicilerini içerir. Bu dönemde alınan ilaçların anne sütüyle bebeğe geçme ihtimali bulunduğundan ilaçlar özenle seçilmeli ve bebek için güvenli olmalıdır. Yine normal hastalara verildiği gibi ilaç belirlenirken hastanın daha önce kullandığı ilaçlar, ilaç alerji öyküsü, ilaç yan etkileri ve annenin istekleri de dikkate alınmalıdır. Çin Halk Cumhuriyetinde yapılan bir meta-analiz çalışmasında, SSRI ve SNRI  grubu ilaçlar doğum sonrası depresyon için ana ilaçlardır. Klinik pratikte; Essitolopram, Sertralin ve Venlafaksin etkinlikleri nedeniyle doğum sonrası depresyonun tedavisinde öncelikli olarak kullanılmaktadır. Özellikle Sertralin Çin halk cumhuriyetinde en çok tercih edilen ilaçtır. Doğum sonrası emzirme ile ilgili çalışmalar ilaç noktasında sınırlıdır ve güncel - kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. (Wang, X. Ve Sun, K., 2022) Psikoterapi yoluyla psikolojik müdahalelerin doğum sonrası depresyon üzerinde etkileri bir çok çalışmayla olumlu yönde ortaya konmuştur. Bu noktada yapılan çalışmalarda kişiler arası psikoterapi ön sıralarda görülmektedir. Bu ekol, anda kalmaya odaklanan ve depresif belirtilerin bulunduğu kişiler arasında durumu belirten ve kısa zamanlı bir terapi ekoldür. Yapılan çalışmalar, yalnızca ilaç tedavisi alan bireylerle terapi ve ilaç tedavisini birlikte alan bireyleri karşılaştırdığında, ikisini birlikte alan grubun sosyal problem çözme becerisinde ve depresyon düzeyinde ilk gruba göre anlamlı bir iyileşme göstermiştir.(Spinelli MG, Endicott J., 2003)               Kaynakça American Psychiatric Association: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5), 5th ed. Arlington (VA): American Psychiatric Publishing; 2013. Azami, M, Badfar, G., Soleymani, A., Rahmati, S., The association between gestational diabetes and postpartum depression: A systematic review and meta-analysis, diabetes research and clinical practice 149 (2019) 147–155, https://doi.org/10.1016/j.diabres.2019.01.034 Mo, J, Ning, Z., Wang, X., Lv,F.,  Feng,J., Pan, L., Association between perinatal pain and postpartum depression: A systematic review and meta-analysis, Journal of Affective Disorders 312 (2022) 92–99 , https://doi.org/10.1016/j.jad.2022.06.010 MO Öztürk, B Uluğ (Çeviri Ed), Dünya Sağlık Örgütü. ICD-10 Ruhsal ve Davranışsal Bozukluklar Sınıflandırılması, Ankara: Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği Yayını, 1993. Ogiji, J ve Zengin, W., An exploratory study of vitamin D levels during pregnancy and its association with postpartum depression, Psychiatry Research Communications 2 (2022) 100021,  https://doi.org/10.1016/j.psycom.2022.100021 Qiu, X, Zhang,S, Yan,J., Gestational weight gain and risk of postpartum depression: A meta-analysis of observational studies,  Psychiatry Research 310 (2022) 114448, https://doi.org/10.1016/j.psychres.2022.114448 Özcan, N.K., Boyacıoğlu N.E., Dinç H., Postpartum Depression Prevalence and Risk Factors in Turkey: A Systematic Review and Meta-Analysis,  Archives of Psychiatric Nursing 31 (2017) 420–428, http://dx.doi.org/10.1016/j.apnu.2017.04.006 Puyane, M,  Subira, S., Torres, A., Roca, A., Personality traits as a risk factor for postpartum depression: A systematic review and meta-analysis, Journal of Affective Disorders 298 (2022) 577–589, https://doi.org/10.1016/j.jad.2021.11.010 Shorey, S., Chee, C.Y.I., NG, D.E., Chan, Y. H., Tam, W.W.S., Chong,Y,S., Prevalence and incidence of postpartum depression among healthy mothers:A systematic review and meta-analysis , Journal of Psychiatric Research 104 (2018) 235–248, https://doi.org/10.1016/j.jpsychires.2018.08.001 Spinelli MG, Endicott J. Controlled clinical trial of interpersonal psychotherapy versus parenting education program for depressed pregnant women. American Journal of Psychiatry. 2003;160(3):555-562. Wang, D, Li, Y., Qui, D., Xiao, S., Factors Influencing Paternal Postpartum Depression: A Systematic Review and Meta-Analysis, Journal of Affective Disorders 293 (2021) 51–63, https://doi.org/10.1016/j.jad.2021.05.088 Wang, X. Ve Sun, K. Real-world pharmacological treatment of patients with postpartum depression in China from 2016 to 2020: A cross-sectional analysis, Saudi Pharmaceutical Journal 30 (2022) 1418–1425 , https://doi.org/10.1016/j.jsps.2022.07.002 Xia, M, Luo, J., Wang, J., Liang Y., Association between breastfeeding and postpartum depression: A meta-analysis , Journal of Affective Disorders 308 (2022) 512–519, https://doi.org/10.1016/j.jad.2022.04.091