Bir kadının yaşamında doğum yapmak, hiç şüphe yoktur ki hayatını ve yaşam şeklini radikal bir şekilde değiştiren bir olaydır. Erkeklerin askerlik anıları ile kadınların doğum anıları başabaş yarışırlar.
Doğum sonrasında kadınların hormon düzeylerinden tutun da, eski sağlıklı psikolojik durumlarına dönmeleri, belirli bir toparlanma süreci gerektirecektir.
Genellikle doğum sonrası rahatsızlıklar deyince aklımıza doğum sonrası depresyonu (postpartum depresyon) gelmektedir.
Ancak bununla birlikte doğum sonrası hüznü, obsesif kompulsif davranış bozukluğu, psikotik bozukluklar gibi çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir.
Türkiye'de doğum sonrası depresyonla ilgili yapılan çalışmalarda özellikle kırsal kesimde görülme oranı yüksek bulunmuştur. Türkiye'de yapılan çalışmalarda en yüksek risk faktörünün ailevi sorunlar olduğu görülmüştür. Geleneksel bir ailenin getirdiği zorluklar Türk kadınları için önemli bir risk faktörüdür. Yine sosyo ekonomik yetersizlikler, eşin statüsü ve çalışma durumu, yetersiz eğitim, erken yaşta evlilik, planlanmamış gebelik, hamilelik esnasında yaşanan stresli olaylar risk faktörleri arasındadır.
Doğum sonrası depresyon tedavisinde ilaç, psikoterapi ve fizik tedavi kullanılmaktadır. Bunlardan psikoterapi doğum sonrası depresyon tedavisinde birinci basamak tedavi yaklaşımıdır. Semptomların şiddeti fazla olan ve psikoterapi almayı reddeden hastalar için antidepresan ilaçlar seçenekler arasındadır.
Psikoterapi yoluyla psikolojik müdahalelerin doğum sonrası depresyon üzerinde etkileri bir çok çalışmayla olumlu yönde ortaya konmuştur. Bu noktada yapılan çalışmalarda kişiler arası psikoterapi ön sıralarda görülmektedir.