Gelişimsel konuşma apraksisi (DAS), nörolojik temelli bir bozukluk olup, konuşma üretim organlarının bozulmuş nöromüsküler fonksiyonu ile beraber,
artikülasyonu koordine edici hareketleri gerçekleştirme becerisinde problem olmasıdır. (Marquardt, Sussan ve Davis (2001)’in tanımı) Çocukluk çağı konuşma apraksisi olan bireylerde gözlenen bulgular motor planlama hataları olduğu için konuşma sesi üretim hataları olarak ortaya çıkmaktadır. Gözlenen hatalar genel olarak çoklu üretim hataları olmakla beraber bireysel, kendine özgü hataların görülme sıklığı da yoğundur. Hatalar seslerin oluşum yerlerine ve sesletim şekillerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Genel olarak sürtünmeli, durak sürtünmeli, patlamalı ve nazal seslerde sorun yaşanmakla beraber, ses ekleme gibi sıra dışı hatalarda gözlenmektedir. Ses uzatma gibi hataların birçoğunun nedeni ise ardından gelen sonraki sese hazırlık yapmak için motor hareketlerin planlamasında sınırlılık yaşanmasıdır. Gözlenen bir başka problem ise ses ve hece tekrarlarıdır, kelimenin üretimi sırasında seslerin sıralanmasın da yaşanan bir problem olarak ortaya çıkar ve denemeler ve arama gibi davranışlar gözlenir. Çocukluk çağı konuşma apraksisi olan
bireylerde ötümlü ve ötümsüz seslerin üretiminde oluşan sınırlılık ise konuşma sesi bozukluğu olan ve normal gelişim gösteren çocuklara oranla 2 kat fazla
gözlenmektedir. Normal gelişim gösteren çocuklarda gözlenmeyen ve sadece çocukluk çağı konuşma apraksisine ait olan ünlü seslerin üretiminde gözlen problemler ise oral kavitenin şekillendirilmesi yoluyla oluşurken, ünsüz seslerin üretimleri oral kavitenin sınırlandırılması yoluyla oluşur. Ayrıca Ünlü seslerin üretimindeki sınırlılıklar, konuşma anlaşılırlığını ciddi oranda bozmaktadır ve bu sınırlılık ayırıcı tanıyı sağlamaktadır. Çocukluk çağı konuşma apraksisi olan bir çocuk, izole olarak fonemleri üretebilirken, onları daha kompleks konuşma üretimlerine dönüştüremez. (çok heceli kelime, sözcük öbekleri veya cümleler) Bu bireylerin yaptığı hatalar ise genel olarak değişken ve tutarsızdır. Hataların tutarsızlığı bizi ayırıcı tanıya götüren özelliklerdendir. Bu özelliklerin yanı sıra konuşmadaki anlaşılırlık, konuşma seslerinin rezonansı (nazalite ve nazal emisyon), arama davranışı ve artikülatör organların sessiz bir biçimde postür alması, konuşmanın prozodisinin etkilenmesi de (vurgu, tonlama) ayırıcı tanı için ışık tutmaktadır.