İşte Bu Doktor İndir
Oyun bir çocuk için nefes alıp vermek gibi spontan ve doğal bir eylemdir. Aynı zamanda ilişki kurmanın ve sosyal etkileşimin bir yoludur, çocuklar oyun oynarken sosyal becerilerini prova ederler, fiziksel ve duygusal olarak gelişirler. Çocuk oyunun içinde gücünü ve sınırlarını anlar, kendini nasıl kontrol edeceğini görür, stresiyle nasıl başa çıkabileceğini öğrenir. Çocuklar doğdukları andan itibaren belli bir yaşa kadar beyin gelişimleri gereği dünyayı deneyimlerine dayanarak tecrübe ederler. Çocukların dil becerileri ve kelime hazineleri yaşadıkları olumsuz deneyimi aktarmada yetersiz kaldığı için korkularını, acılarını, üzüntülerini, kendi doğal ortamlarında oyun ve oyuncaklar yoluyla ifade ederler. Oyunun temel işlevi evrenseldir ancak çocuğun oyun odasında oynadığı oyunun farkı, oyunundaki sembolleri görebilen bir uzmanın orada onunla olabilmesidir. Her çocuk empatik ve şefkatli yaklaşımın ne olduğunu bilir, terapistle kurulan güçlü terapötik ilişki değişimi başlatan ilk etkendir. Terapist çocuğun kendini iyileştirme kapasitesine güvenir, çocuğun seçtiği oyuncakların, verdiği rollerin anlamlarını okur. Çocuk oyunun içinde doğum anı da dahil olmak üzere bir çok şeyi metaforlarla anlatır. Oyunu anlaşıldığında bu, çocuğa kontrol, güç ve kendine inanç olarak geri döner. Çocuklar kendilerine travmatik gelen deneyimlerini oyun odasında tekrar tekrar ortaya çıkarırlar ve böylece çocuğun travma sırasında yarıda kalan, ifade edilemeyen travma tepkisi için çocuğa fırsat sunulur. Çocuk travmasını aktarırken terapist iyileştirici tepkileri ile bu sürece katkıda bulunur. Çocuk oyunu yaratır, terapist çocuğun yarattığı oyunun anlamını onaylar.