Tüm kişilik bozukluklarında olduğu gibi sınır durum kişilik bozukluğunda da kalıtımsal etkenler ve çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar bozukluğun oluşum nedenleri arasında yer almaktadır (Öztürk & Uluşahin, 2016). Günümüze göre en geçerli kabul edilen Kernberg’in öne çıkardığı hipoteze göre; psiko-seksüel gelişimin erken döneminde çocuğun, anne figürünü hem bakım sağlayan ve ilgilenen kişi olarak, hem de cezalandırıcı ve otorite oluşturan kişi olarak algılayarak annenin iki yönünü birleştirememesinden kaynaklandığı kabul edilir (Kernberg, 1967). Doğum esnasında oluşan kafa travmaları, beyin hasarı ya da beyin rahatsızlıkları geçirmiş kişilerde sınır durum kişilik bozukluğuna sık rastlandığı gözlemlenmiştir (Yüksel, 2006). Araştırmalara bakıldığında, çocukluk çağında yaşanan fiziksel, cinsel ve duygusal kötü muamele öyküsü yer aldığı bilinmektedir (Jhonson, Bromley, & McGeoch, 2005).
SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN EPİDEMİYOLOJİSİ
Literatüre bakıldığında, sınır durum kişilik bozukluğunun yaygınlığı ve görülme sıklığı ile ilgili yeterli bir çalışma mevcut değildir. Yapılan farklı çalışmalara bakıldığında görülme sıklığı % 2-4 olarak belirtilmiştir, ancak %90 orana sahip olguların başka bir psikiyatrik tanısı daha mevcuttur (Bayat & Şengül, 2003).
SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Sınırda kişilik bozukluğunun analizi oldukça zordur ve psikoterapist yardımcı ego olarak işlev görür, hastanın dürtü kontrolü, öfke, eleştiri ya da reddedilme gibi durumlar karşısında duyarlılığını azaltmak hedeflenir, yoğun psikoterapi sonrasında hastalar genellikle iyi olurlar (Bayat & Şengül, 2003). İlaç tedavisi tercihine, belirtilerin izlenmesi ardından bir psikiyatr tarafından karar verilir (Bayat & Şengül, 2003). Sınır durum kişilik bozukluğunun tedavisi için duygu durumun kontrol edilmesi ve dürtü denetimi sağlamak açısından ilaç ile tedavi yöntemine başvurulabilir (Köroğlu, 2007). Sınırda kişilik bozukluğunun tedavisinde, transferans olan terapiler, şema terapi, düşük seviye BKB’de farmakoterapi, ve hipnoz etkili olan tedavi yöntemleri arasında sayılabilir (Keskin, 2014).
Dinamik Yönelimli Destekleyici Psikoterapi, sınırda kişilik bozukluğuna sahip hastalarının tedavisinde üç farklı yol izlenir. Birinci yeğin depresyon, yemek problemleri ve kendine yönelik yıkıcı davranışlar gibi bu hastalarda akut krizler en iyi destekleyici şekilde tedavi edilirler. İkinici, bir grup sınır durum kişilik bozukluğu (BKB) hastası muhtemelen ilk aşamada destekleyici yaklaşımla başlayarak sonrasında irdeleyici yaklaşımla başlayıp sonrasında irdeleyici geçiş yapılan model için daha kullanışlıdır. Üçüncüsü ise, BKB hastalarının büyük çoğunluğu dinamik yönelimli destekleyici yaklaşım ile en iyi şekilde tedavi edilebilmektedir (Bateman & Fonagy, 1999).