BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU (SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞU)
Kelime anlamı “sınırda-belirsiz” demek olan borderline, zorlu bir kişilik bozukluğudur. Psikiyatrik teşhisler, iki ana başlıkta ele alınmaktadır: Nevrozlar ve Psikozlar. Borderline ise nevroz ve psikozun belirsiz sınırında yer almaktadır. Başka bir deyişle ne tam bir nevroz ne de tam bir psikozdur. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkmaktadır. Kişide ani ruh hali değişimleri gözlemlenir, düşünce ve algılama sistemlerinde sorun vardır, ayrıca insan ilişkilerindeki yoğun problemlerle karakterizedir. Bir gün çok samimi olduğu kişiyi ertesi gün düşmanıymış gibi görüp öyle davranabilmektedir. Olaylar, kişiler ve durumlar kesin bir değerlendirmeye tabidir. Başka bir deyişle “Bir şey ya siyah ya da beyazdır, gri yoktur”. İnsanlara dair fikirleri de sebepsiz yere hızla değişebilir. İlişkilerinde tutarsızdır. Duyguları uçta yaşar. Giyim, makyaj, dövme, piercing şekil ve sınırlarında aşırıya kaçma göze çarpar. Hızlı araba kullanmayı sever, aşırı para harcarlar. Abartılı cinsel davranışlar, kumar, madde kullanımı gibi dürtüsel davranışlara da sıkça rastlanır. Kendine zarar verme, öfke kontrol güçlüğü, boşlukta hissetme, güven problemi, yersiz şüphecilik gözlemlenebilir. Semptomların belirmesinde ileri travmatik bir yaşantıya gerek yoktur; sıradan bir olayla da başlayabilir. Özellikle romantik ilişkideki problemler tetikleyici olabilir. Genetik yatkınlık, beyin yapısındaki biyolojik temelli farklılık, sosyo-kültürel faktörler, erken yaş travmaları (taciz, ihmal, terk edilme…) sebepleri arasında gösterilmektedir. Borderline Kişilik Bozukluğu olan bireyler tedavi olmazlarsa birçok alanda birçok güçlük yaşar ve yaşatırlar:
*Eğitimini yarıda bırakma
*Partnerini yıpratma
*İstenmeyen gebelik
*Hukuki yaptırımlara mecbur ve maruz kalma
*İntihar ya da girişimi
*Cinsel hastalıklara yakalanma
*İş kaybı
*Boşanma
*Trafik kazası ya da kavgaya karışma
*Madde kullanımı ve kumar…
Çocuk ve gençlerde BKB tanısı konulmaz, yaş ilerledikçe bazı bulgular da kaybolabilir. Tedavide psikoterapi temel yaklaşımdır. Empati gelişimi, dürtü kontrolü, hastalıklı duygu ve düşünceleri yönetme, psikoterapinin esas amaçlarıdır. Tedavi süreci zahmetli ve uzun sürelidir. Bireyin yakın çevresi ve ailesinin baskıcı değil destekleyici tutumu, terapi verimini artıracaktır.