Borderline Kişilik, ülkemizde ve dünyada giderek artan yaygın bir kişilik türüdür. Daha çok kadınlarda görülür. Borderline kişiliğin algısı ya siyah ya beyaz şeklindedir. Bazen iyi algıladığı durumu bazen kötü algılar. Ruh hali ile duygu durumu hızlı değişkenlik gösterir. Borderline kişilik, terk edilmeye karşı çok hassastır. Zihni sürekli kaybetme korkusuyla meşguldür. Kaybetmek ve terkedilmek büyük korkusu olduğu için çoğunlukla hayatına onu terk edecek kişileri seçerler. Aslında gerçek bir ilişki kurma kabiliyetleri gelişmemiştir.
Bu yüzden şiddet gördüğü, kötü hissettiği ilişkileri devam ettirmeye gayret gösterirler. Mutsuzdurlar ancak ayrılamazlar.
Değerli hissettikleri anları ve ilişkileri de bilinçdışı bir şekilde baltalar ve bozarlar. Terkedilmeye hassaslardır ancak kendilerini terk ettirecek davranışlar sergilerler.
Bu kişiler 0-6 yaş aralığında tutarsız ve yüksek ihtimal border bir yapılanması olan anne veya bakım verenlerle büyümüşlerdir. Anne bazen evi kirleten çocuğu iyi algılarken bazen çok kötü algılamıştır. Anne bazen çok işgal ederken bazen ihmal etmiştir. Bu kişiler çoğunlukla kendi kendilerine büyümüşlerdir.
Borderline kişilik, kendiliğini iyi veya kötü olarak aşırı uçlarda yaşar. Normal yapılanmalarında kendilikleriyle ilgili iyi veya kötü algıları vardır. Borderline yapılanmada bu iyi ve kötünün arası çok geniştir.
Gerçekte sevdiği ve ilişki kurmak istediği insanları kaybetmekten çok korkarlar. Yakınlaşmak ve ilişki kurmak onlar için riskli bir şeydir. Yakınlaştıkça artan kaygılarını insanlara kötü duygular yükleyerek yatıştırırlar.
Borderline, insansız yapamaz. Tek başına kalmak yok olmak gibidir. Kendi duyguları üreten bir beyni yoktur bu insanların. Amaçları içlerindeki kötü duygularla hiç temas etmemektir. Bu yüzden alkol ve uyuşturucu kullanmaya, ekstrem sporlar yapmaya çok meyillidirler.
Borderline kişilik, genelde terapiye ilişki problemleri veya boşluk hissi duygularıyla gelir.
Aktarım odaklı ve dinamik psikoterapi çalışmalarıyla tedavileri mümkündür.
Bazen terapiye koşa koşa gelirler bazen de terapiste kötü duygu yüklemek için gelirler. Tutarsız danışanlardır.
Bu kişiliğin aslında neye ihtiyacı olduğunu görebilen bir terapist eşliğinde gerçek duygularıyla tanışmaları ve kendiliklerini yeniden inşa etmeleri mümkündür.
Psk. Seray Yıldırım