Hepimiz hayatın basamaklarını tırmanırken yaşadığımız olumsuz olaylar sonrasında kendimizi umutsuz hissedebiliriz.Bu umutsuzluk hissi bazen hemen geçer ama bazen de uzun bir süre devam eder.Peki bu his nasıl ortaya çıkar?
Depresyon Nedir?
Kişiyi olumsuz yönde etkileyen stres etmeni ya da etmenleri kişide depresyon oluşumu için zemin hazırlar.
Seneler önce yakın çevrenizden biriyle yaşamış olduğunuz ve çözmediğiniz bir problem, çocukluk döneminde yaşamış olduğunuz manevi ya da maddi sıkıntılar ,öğrenim hayatınızda yaşadığınız zorluklar....
Bu örneklerin hepsi depresyonun başlaması için tetikleyici olabilmektedir.Kişilerin aniden ortaya çıktığını düşündükleri bu durum aslında biriken negatif yaşantıların bir sonucudur.Çözmediğiniz ya da çözemediğiniz her problem sizde mutluluk hormonunun biraz daha azalmasına neden olacaktır dolayısıyla bu da depresyonun kapınızı çalması için yeterlidir.
Kadınlar-Erkekler:
Depresyonda kadın ve erkek arası farka baktığımızda, erkeklere oranla kadınlarda depresyonun iki kat fazla görüldüğü araştırmalarla desteklenmiştir.Bunun en büyük nedeninin, kadınların duygusal olmaları ve stresle başa çıkma stillerinin erkeklerden daha farklı olduğu düşünülmektedir.
Hava Durumu ve İnsan
Kış aylarına girdiğimiz ilk günleri anımsamaya çalışın.Ailenizi, arkadaşlarınızı düşünün.Çevrenizden birilerinde mutlaka halsizlik ,mutsuzluk, bezginlik belirtileri gözlemlemişsinizdir.Aynı şekilde bu durum ,hava sıcaklığının artış göstermeye başladığı bu günler için de geçerli.Soğuk ya da sıcak,hava değişimi ,kişiler üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir.Bu etki hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendini hissettirebilir.Hem hormonlarımız hem de ruh dengemiz sağlıklı işlemeyebilir.Bu durumda kapıyı çalacak en büyük düşman depresyondur.
İnsan ,depresyon ve hava durumu ilişkilendirmemizden sonra günümüzde çok önemli bir problem haline gelmeye başlayan annelerde bahar depresyonu temamızla ilgili bilgi vermek ve önlemlerden bahsetmek istiyorum.
Hamile Kadının Psikolojisi:
Gebelik ,kadın üreme hücresi olan yumurta ile erkek üreme hücresi olan spermin, kadın üreme organlarının bir parçası olan kanallarda karşılaşarak spermin yumurtayı döllemesi sonunda yeni bir canlının yani bebeğin oluşmasıdır.
Gebelik fizyolojik bir olaydır ancak bu fizyolojik işleyişler sırasında kadının sadece gebeliğinin oluştuğu bölge değil tüm vücut sistemi ve psikolojiside etkilenir.Gebeliğin oluştuğu andan itibaren annelik hormonları salgılanmaya ,vücut değişmeye başlar.Gebelerin büyük bir kısmında üç ayda baş gösteren depresif duygu hali, depresyon ile karıştırılabilir.İlk 3 aydan sonra devam eden olumsuz duygu yaşantısı bu durumdan farklıdır. Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri beyindeki depresyon ve anksiyete ile ilişkili kimyasal maddeleri etkileyebilir.Bununla birlikte bahar döneminin gelmesiyle vücudun kendini yenileme ve arınma ihtiyacı anne adayının kendini daha çıkmazda hissetmesine yol açar.Özellikle havaların ısınması ile birlikte kıyafetlerdeki değişiklik ve kışa oranla hatların daha belli olması hamile kadının dış görünüşü ile ilgili bir kaygı içine girmesine neden olur.Yakın çevresine ve arkadaşlarına ‘Çok mu kilo aldım? ,Nasıl görünüyorum ?,Hiçbir şeyin içine giremiyorum,Eskiden şu kiloydum çocuk beni ne hale getirdi’ gibi olumsuzluk içeren ifadelerde bulunur.
Birçok anne adayı havaların ısınması ile birlikte evden çıkabilecekleri ve hamilelikten
öncesi gibi günlerinin büyük bir kısmını dışarıda geçirebilecekleri konusunda umutludurlar.Ancak bebeğin büyümeye başlaması ile birlikte anne artık hem kendini hem de farklı bir canı taşıyıcı hale gelmiştir.Dolayısı ile hamilelik öncesi kadar hareketli olamayabilir.Tatil programını bebeğini de düşünerek yapmalıdır.Tüm bu faktörlerde anne adayını olumsuz yönde etkileyebilir.Ayrıca çalışan anne adaylarınında gebeliklerinin başlaması bu aylara rastladığında, fiziksel olarak yaşayacakları rahatsızlıklar (mide bulantısı,baş dönmesi) nedeni ile evde kalma zorunluluğu onlar için zor geçecek bir dönemin başlangıcı olabilecektir.Hava değişimi ile birlikte hormonların değişimi, gebelik hormonlarının artışı ,sosyal etmenler ,aile ve çevre problemleri, imaj ve görünüş kaygısı, alkol sigara gibi maddelerin tüketiminin azaltılmak zorunda olunması ,daha önce yaşanmış bebek kaybı ,istenmeyen hamilelik, genç yaşta yapılan evlilikler ,eşten ilgi görememe, ilk defa anne olacak olma, beklenmedik kayıplar(deprem,ölüm) gibi olumsuz yaşantılarda anne adayının bahar depresyonuna girmesini daha çok tetikleyebilir.
Bahar depresyonuna girmiş hamile kadın depresyondaki gibi umutsuzluk hali içinde girer.Uyku niteliği ve niceliği değişir.İştahı artar ya da azalır. Sürekli üzüntü ve mutsuzluk hali, dikkatsizlik, ölüm düşünceleri, kaygı hali, bebeği ile ilgili ümitsizlik, onun geleceği için aşırı endişelenme, anneliğini sorgulama gibi olumsuz duygular içine girer.Çevresindekilere uzak davranır ,toplumdan kaçar ,güzel sözleri bile hakaret gibi algılayabilir.
Hamilelik Depresyonunun Bebeğe Etkileri:
Tedavi edilmeyen hamilelik depresyonu hem anne hem bebek açısından, psikolojik ve fiziksel sıkıntılara yol açabilir.
Bu gibi durumlarda anne hem kendisine hem de bebeğine bakamaz.Kendinde psikolojik olarak bu yeterliliği görmez.Dolayısı ile bu durum bebeğe direkt olarak yansır.
Bebek anne karnındayken psikolojik gelişimine başlar ve ilgi görmek ister.
Hamilelik döneminde bebeği ile yeterli iletişim kuramayan annelerin bebeklerinde doğumdan sonra bağlanma bozuklukları ve davranış sorunları görülebilmektedir.Ayrıca annenin bebeği ile tam bağ kuramaması bebeğin yetişkinlik yaşamındaki ikili ilişkilerine ,arkadaşlık ilişkilerine, iş ilişkilerine ,problem çözme yöntemlerine, stresle başa çıkma derecesine ve en önemlisi kendine güvenine olumsuz olarak yansıyacaktır.Ayrıca alkol ve sigara kullanımı,beslenme ve uyku bozuklukları,intihar eğilimi,erken doğum,prematüre doğum,gelişimsel problemli bebekler ve kaygılı bebekler gibi sorunlar ortaya çıkabilecektir.
Önlemler-Tedavi:
Depresyon, bahar depresyonu, hamilelik depresyonu birbirine benzer şikayetler içerdiğinden bahar aylarında hamilelerde görülen depresyonu teşhis etmek oldukça güçtür.İlk üç ayda anne adaylarında görülen hormonal değişimlerle hamilelik depresyonu karıştırılmamalıdır.Bu durumun teşhisi zor olsa da, kendindeki değişimin ne olduğunu idrak edecek kişi yine anne adayıdır. Ancak anne bunu fark edemeyecek kadar kötü bir ruh hali içindeyse, eş ve yakın çevre çok dikkatli olmalıdır çünkü anne böyle bir durumdayken kendine ya da bebeğe zarar verebilir.
1.)PSİKOTERAPİ:
Anne adayını rahatsız eden duygular bir uzman eşliğinde ortadan kaldırılabilir.Birçok rahatlama ve gevşeme egzersizi sorunların çözümünde kişiye yardımcı olmaktadır.
2.)EŞ ÇEVRE DESTEĞİ:
En önemli faktörlerden birisidir.Sevgi, ilgi en iyi ilaçtır. Eşin ve yakın çevrenin anne adayına onun yanında olduklarını göstermeleri, korkmadan duygularını ifade etmesini sağlamaları anne adayı için oldukça rahatlatıcı olacaktır.
3.)İLAÇ TEDAVİSİ:
İlaç tedavisi bebeğin sağlığı için önerilmemekle birlikte eğer kullanımı zorunluysa kullanılacak ilaç çok dikkatlice incelenmelidir.
4.)GRUP TERAPİSİ:
Ülkemizde çok yaygın olmasada bir çok ülkede kullanılan bu yöntem anne adaylarının bir sinerji içinde duygu paylaşımı yaşamalarını sağlamaktadır.Sorunu sadece kendisinin yaşamadığını gören anne diğer annelerle empati kurarak iyileşme için adım atar.
Tüm önlemlerle birlikte aslında en önemli destek kişinin kendisine olan inancıdır.Bu dönemin geçici olduğunu bilmek, elinden geldiği kadar kendini motive etmeye çalışmak, bir şeylerle meşkul olup kendini dinlememek anne adayı için yolun yarısını yürümüş olmak demektir.
SANCILAR VE SIKINTILAR SONLANACAK ,HİSSETTİĞİNİZ KÖTÜ DUYGULAR GEÇECEK. ELİNİZİ KARNINIZA KOYUN VE MUCİZEYİ HİSSEDİN, O SİZİN…
GÖZLERİNİZİ KAPATIN VE ONU HAYAL EDİN İŞTE CENNET ,
SİZİN CENNETİNİZ....
Sevgilerimle...