Bağışıklık sistemini güçlendirmek için C Vitamininden Destek Alın
Bağışıklık sistemi zararlı bakteri ve virüsler ile direkt olarak savaşan hücrelerin organizasyonu anlamına gelir.
Uykusuzluk, yetersiz ve/veya dengesiz beslenme, yanlış beslenme saatleri, çok fazla alkol, sigara, beden ısısını
koruyamama gibi etkenler ile bedeninizi yormak onun savunma mekanizmasını zayıflatır ve dış etkenlerin bağışıklık
sisteminiz üzerindeki etkisini arttırır.
Yorgun bir beden bünyesinde barındırdığı ancak güçlü bir bağışıklık sistemi ile üstesinden gelebildiği virüs ve
bakterilere karşı savunmasız düşer ve hastalıklar, dolayısı ile yatak istirahati kaçınılmaz bir hal alır.
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olan bünyeler mikrop ile karşı karşıya geldiklerinde hiç bir şey olmamış gibi
yollarına devam edebilir ve hepinizin bildiği gibi mikroba maruz kalan herkes hayatını kaybetme riski ile karşı
karşıya değil.
Zayıf bir bağışıklık sistemine sahip iseniz yalnızca salgın mevsiminde değil, her zaman enfeksiyonlar karşısında
risk altındasınız demektir. Kemoterapi ve radyasyon terapisi gören kanser hastaları, küçük çocuklar, yaşlı bireyler,
ameliyatlı hastalar, AIDS hastaları da bu gruba dahil.
Sizlere önerebileceğim doğal savaşçı hücreleri geliştiren ve bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeler:
C vitamini : Grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmede oldukça etkili bir vitamindir.
Hayati önem taşıyan pek çok olayda görev alır. Tüm vücutta (kanda, karaciğerde, kalp ve beyinde, organların
içindeki hücrelerde) önemli bir işlev görür.C vitamini soğuk algınlığı geçiren kişilerde hastalık süresini kısaltır; burun
akıntısı, baş ağrısı, göz akıntısı gibi problemlerin ciddiyetini azaltır; bunu hastalığa neden olan virüslerin
hareketliliğini azaltarak ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek gerçekleştirir.
C vitamininin işlevleri
Pek çok vitamin ve mineral bağışıklık sisteminde başroldedirler, özelikle de gıdalardan alınan çinko ve C vitamini.
Meyvelerin çoğu ve kırmızıbiber, C vitaminin en mükemmel kaynağıdır. Çinko ise zencefil, kuru yemişler ve
tohumlarda bulunur..
Kanda ve karaciğerde serbest radikal denilen zararlı maddeleri etkisiz hale getirerek metabolizmayı korur.
Antioksidan bir vitamin olan E vitamininin aktivasyonu için gereklidir. Hücre duvarlarının yapısal olarak
güçlenmesine yardım eder. Kan damarlarında lipoproteinlerle yarışarak plaka oluşumunu, böylece damar
tıkanıklıklarını engeller.
Damarları tıkayan LDL kolesterolün oksidasyonunu engelleyerek kardiyovasküler koruma sağlar.
Tümör büyümesini engelleyerek ve kanserli hücrelerin programlanmış ölümünü gerçekleştirerek kanser riskini
azaltır.
Beyaz kan hücreleriyle beraber bakteri ve viral enfeksiyonlara karşı vücudun savunmasında görev alır.
Strese karşı koruma sağlar.
Kemikler, eklemler ve epitel doku için önemli olan kolajen ve kıkırdak dokunun yapılanmasını sağlar.
Egzersiz ve yaralanma sonrası bağ dokusunun yeniden yapılması için gereklidir, yaraların iyileşmesine yardım
eder, eklem ve tendonlardaki yıpranma veya yırtıkların onarılmasını sağlar.
Turunçgillerin faydaları
Turunçgiller C vitamininin en önemli kaynakları arasındadır. Genel sağlık açısından faydalarını şöyle sıralayabiliriz.
İçerdikleri C vitamini, karotenoidler, flavonoidler, glutatyon gibi enzimlerle bağışıklık sistemini destekler, kanser ve
kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar, gözü korurlar.
Yüksek potasyum ve düşük sodyum içerikleriyle yüksek kan basıncına karşı koruma sağlar, vücudun sıvı
dengesinin ayarlanmasına yardım ederler.
İçerdikleri çözünür ve çözünmez posa ile bağırsak florasının dengesini sağlar, kabızlık probleminin
çözümlenmesine ve kan yağlarının düşürülmesine yardım ederler.
Viral enfeksiyonlara, alerjilere, mantar enfeksiyonlarına karşı da koruma sağlarlar.
Enerji içerikleri ve yoğunlukları düşüktür. Fazla kilolu veya obez olmak kalp hastalığı, kanser, diyabet, yüksek kan
basıncı, inme, artrit gibi pek çok sağlık probleminde artmış riske neden olacağından turunçgiller düşük enerji
içerikleriyle avantaj sağlarlar.
Ayrıca sebzeler de vücudun bağışıklık sistemine yardımcı olan vitaminler, mineraller ve bitkisel besinlerce
zengindir. Pek çok bakteri ve virüs asidik ortam sever ve sağlıklı alkali ortamda yaşayamaz. Egzersiz yapın, bol
miktarda su Su bütün besinleri ve atıkları vücutta kan ve lenf sıvıları yoluyla taşıyan bir çözücüdür. Günde en az 2
litre su içmek besinlerin hücrelerimize nüfuz etmesine, atıkların boşaltılmasına, sümüksü maddelerin sulanmasına,
bizi hasta eden bakterilerin ve virüslerin etkisiz hale gelmesine yardımcı olur. Llimon suyu için ve vücudunuzda
alkali ortamı sağlamaya yarayan yeşil sebzeler yiyin.
Lifli yeşillikler ve brokoli, karnabahar ve kabak gibi sebzeler ise besinler ve antioksidanlarca zengindir., her ana
öğünde tüketilebilirler.Örneğin sarımsak harika bir besindir. Vücudumuzu mikroplardan korur; aynı zamanda da
bağışıklık sistemi güçlendiricisidir. Sarımsağın kendi savunma sistemini oluşturan elementler, bizim de bağışıklık
sistemimizi güçlendirir.
Antibiyotik ve antivirallere alternatif canlı bakteriler barındıran bu besin takviyeleri ile hastalıklara sebep olan bakteri
ve virüsler ile savaşabilirsiniz. Probiyotikler bağışıklık sisteminiz ve tepkilerinin yanı sıra düzensiz bağırsak
hareketlerini de düzenler.
•3-Beta Glukanlar: Yulaf ve Maitake gibi mantarlarda bulunan beta glukanlar savaşçı hücre sayısını ve aktivitelerini
arttırır. Beta glukanları doğal yollardan elde etmek için yulaf tüketmenizi tavsiye ederim!
4- Ekinezya: Bağışıklık sistemini ve savaşcı hücreleri güçlendirdiği bilimsel olarak kanıtlanan ekinezya tavsiye
edilen dozlarda ve en fazla 8 haftalık kürler süresince alınmalıdır. Bağışıklık sistemi alkali ve oksijenli bir ortamda
güçlenir
Özellikle ceviz, kabak ve karpuz çekirdeklerinde zengin miktarda çinko vardır. Çekirdekleriyle birlikte sıkılmış
karpuz suyunu karıştırıp için; yaz için mükemmel bir serinleticidir, aynı zamanda hem alkalize eder, hem protein
hem de çinko sağlar.
Paketlenmiş ve işlenmiş hazır gıdalar, kafein, alkol ve sigara bağışıklık sistemimizi tehlikeye sokan zararlı
alışkanlıklardır. Bunları bırakarak yerlerine tam gıdalar, ekinezya ve ginseng gibi bitkisel çaylar, taze meyve ve
sebze suları koyun. Bu şekilde bağışıklık sisteminize ve vücudunuzun işleyişine destek verin.
Stres ve yorgunluk bağışıklık sistemimizi zayıflatır ve bu bitkinlik bizi daha kolay hasta eder. Dinlenme ve uyku
zamanlarında vücudumuz kendini toparlar ve onarır. Stres seviyenizi azaltmaya çalışın ve gevşemek için kendinize
zaman ayırın. Mutlaka her gece 7-9 saat arası uyuyarak vücudunuza kendisini toparlaması ve hastalıklarla
savaşması için izin verin.
Mutlu, pozitif, gün boyunca kahkaha atan ve arkadaşlarına, ailesine, çocuklarına sarılan ve hayvan besleyip seven
bir insanın bağışıklık sistemi bunları yapmayan bir insanınkinden çok daha kuvvetlidir. Hayata bakış açınız nasıl?
Eliniz ayağınız tuttuğu ve rahat büyük-küçük tuvaletinizi yaptığınız için Şanslı olduğunuzu hangi sıklıkta
hatırlıyorsunuz ve şükrediyorsunuz?
Hepinize ruh ve bedenen bağışıklı sağlıklı günler dilerim...