Tuz (sodyum klorür) insanlar için yüz yıllardan beri büyük bir öneme sahiptir. Lezzet verici maddeler arasında tuzun önemli bir yeri vardır. Besinlerin üretiminde ve saklanmasında da önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Yüksek tuzlu diyetlerin hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, inme, mide kanserleri, osteoporoz, böbrek hastalıkları gibi bazı sağlık problemleriyle ilişkili olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Dünya’da birçok ülkede tuz tüketim miktarının otoriter kuruluşlar tarafından önerilenden fazla olduğu belirlenmiş ve diyette tuzu azaltmak adına gıda sanayi ortaklığıyla bazı uygulamalar yapılmaya başlanmıştır.
Sodyum Klorür (NaCl) diğer adıyla tuzun yüz yıllardan beri insanlar için büyük bir önemi vardır sodyum, yer kabuğunun %2.8’ini oluşturan ve dünyada en çok bulunan altıncı elementtir.
Tuz; denizlerden, göllerden ve kayalardan saf olarak alınıp, rafinasyon sürecinden sonra elde edilmektedir. Lezzet verici maddeler arasında tüketiciler için en önemli olanlarından birisidir. Bu özelliği ile besin seçiminde önemli bir rol oynamaktadır. Ekmek, hazır çorbalar ve soslar, et ürünleri gibi birçok besinin lezzetini arttırmak amacıyla eklenebilmektedir. Tuzluluğa katkıda bulunmasının yanı sıra besinlerin tüm lezzet özelliklerini arttırmakta ve acılığı bastırmaktadır. Besinlerdeki tuz konsantrasyonu azaldığında tüketiciler tarafından o besinin tercih edilme oranı da bununla orantılı olarak azalabilmektedir.
Yüksek tuzlu beslenme alışkanlıklarının, sağlık üzerine olumsuz etkilerinin olduğuna ve tuzun diyette azaltılmasının hastalık riskini azaltan önemli bir uygulama olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır.
Tuzun aşırı alımı kan basıncını, inme ve kardiyovasküler hastalıklar, gastrik kanserler, idrarda kalsiyum atımı, böbrek taşları ve osteoporoz vb. sağlık problemlerine yol açmaktadır ayrıca potasyum tuzlarının özellikle böbrek hastalığı olan bireylerde kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.
Bu nedenle hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak bazı önlemlerin alınması gerekmektedir. Bireysel olarak çocukluk çağından itibaren tuz tüketimi az olacak şekilde alışkanlıkların kazandırılması önemlidir. Toplumsal bazda yapılan uygulamalarda ulusal politikaların güçlendirilmesi, sürdürülmesi ve gıda sanayinin bu uygulamalara katılımının desteklenmesi gerekmektedir. Diyet ile tuz tüketiminin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde azaltılmasında diyetisyenler başta olmak üzere sağlık profesyonellerine önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Tuzu hemen hayatınızdan çıkarmak sanıldığı kadar zor değildir fakat yine de zorlanıyorsanız küçük dozlarda azaltarak tuz tüketimini azaltabilirsiniz. Güvenli alım düzeyi günlük 6 g’dır. Bu da 1 çay kaşığına denk gelmektedir