İnsanların kişilik yapıları onların otomatik düşünce sıklığını olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. Kaygıya yatkın kişilik yapısına sahip olanlar davranışlarında daha dikkatli olacaktır. Hangi kişilik yapısına sahip olduğunun bilinmesi ona karşı alınacak önlemleri kolaylaştıracaktır. Otomatik düşünceler ile kişilik türleri arasındaki ilişkinin incelenmesi depresyona yatkın düşüncelerin azaltılması veya durdurulmasına yarar sağlayacaktır. Bu araştırmada ise A ve B kişilik tiplerine sahip kişilerin otomatik düşünce sıklıkları zaman ve imkân yeterlilikleri dikkatince üzerinde durulacaktır. Bu araştırma ile kişilerin hangi kişilik tiplerine sahip olduğu ve bunların otomatik düşünce sıklıkları incelenerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Yapılması planlanan bu çalışmada çeşitli kişilik tiplerinin özellikleri ve otomatik düşünce sıklığı hakkında bilgi sağlanacaktır. Kişilik tipleri ve otomatik düşünce sıklığının incelenmesinin yanı sıra bunları etkileyen faktörlerde incelenecektir. Bu araştırmada örneklemin 18 yaş üstü bireylerden oluşturulması ve katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları bu araştırmayı özgün kılan faktörlerdir. Örneklem, tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Ölçme araçları 347 kişiye uygulanmıştır. Örneklemi oluşturan 347 kişiden 117’si kadın ve 230’u erkektir. Bu çalışmada veriler Kişilik Tipi Ölçeği ve Otomatik Düşünce Sıklığı Ölçekleri kullanılarak toplanmıştır. Kişilik Tipi Ölçeği, Batıgün ve Şahin tarafından Rathus ve Nevid’in katılımcıların A veya B Tipi kişilik özeliklerine sahip olup olmadıklarını ortaya çıkarmak için hazırladıkları soru listesinden esinlenerek geliştirilmiştir(Batıgün ve Şahin 2006; Şahin, Hisli ve Basım ve Akkoyun, 2009). Otomatik Düşünceler Sıklığı ölçeği, bireyin kendisine yönelik olumsuz düşüncelerin sıklığını ölçmek amacı ile geliştirilmiştir.(Savaşır ve Şahin, 1997;Tümkaya ve İflazoğlu,2000).Çalışmadaki ölçeklerin verilerinin analiz edilmesinde SPSS 22 programı kullanılmıştır. Katılımcıların ölçek puanlarına ilişkin verilerin sahip oldukları kişilik tipine göre karşılaştırılmasında Independent Samples T testi kullanılırken, sahip oldukları kişilik tiplerinin demografik değişkenlere (cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu) göre karşılaştırılmasında X2 ve F testi kullanılmıştır. Yapılan analizlerin bazılarında anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları kişilik tiplerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir.(P: 0.000, P˂.05). A tipi kişiliğe sahip katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları daha yüksek çıkmıştır.
Kişilik ve Kişilik Tipleri Kişilik bugüne kadar farklı şekillerde açıklanmıştır. Latince bir kavram olan ‘’Persona’’ kelimesinden türemedir. Zihinsel ve bedensel durumda görülen farklılıklardır. (Barlı,2008: 79; Avcı ve Kaya, 2010). İnsanın başkaları açısından kişiliği ise onun insanlar arasındaki durumunu ifade eder. (Eren, 2007: 83; Avcı ve Kaya,2010). Bu yönüyle kişiliğin, ‘’kişinin kendisi ve çevresiyle kurduğu diğer bireylerden ayırt edici, aynı seviyede devam eden temas şekli’’ olduğu (Cüceloğlu, 1997: 404; Avcı ve Kaya,2010) söylenebilir. Kişiliğin oluşumunda birçok faktör etkilidir. Bu yüzden birçok araştırmaya konu olmuştur. Bunlar; fiziksel görünüm, yetenek, zeka, ahlak vb. gibi faktörlerdir.(Eren, 2007:83-84; Avcı ve Kaya, 2010). Kişilik yapısını etkileyen faktörler incelendiğinde, kişinin yaşadığı coğrafi bölge, insan ilişkileri, sosyal durumu da sayılabilir. (Yelboğa, 2006: 198; Avcı ve Kaya,2010). Bireylerin kişilik yapısını belirlemek için farklı kişilik ölçekleri ve farklı kişilik türlerinden bahsedilir. A ve B kişilik türleri diğer kişilik türlerine göre daha geniş alan bulur. (Zel, 2001: 430; Avcı ve Kaya, 2010) . A ve B tipi kişilik türlerini ilk defa Friedman ve Roseman bulmuştur (Hogihara vd., 1997: 468; Avcı ve Kaya, 2010). Kardiyolog olan Meyer Friedman ve Rosenman tarafından ortaya konması şöyledir. “Düşünce ilk olarak odada oturakları onaran döşemecilerin oturakların genelinin yalnız ön taraftan yıprandığını beyan etmesi sonucu elde edildi’’ İki kardiyolog, kalp rahatsızlığı yaşayanların genelinin kaygılı aynı zamanda stresli olduğunu ve otururken zorlandıklarını gördüler. Yaşanan bu durumu klinik uygulamalarında temel alan Friedman ve Rosenman danışanların iki değişik eylem modeli sergilemediği konusunda fikir birliğine vardılar. Bu durumun kişilik yapısından kaynaklandığını buldular. (Moorhead/ Griffin, 1992:463; Durna, 2004). A tipi davranış özelliklerini gösteren bireyler sabırsız, aceleci ve kendini daha çok işe adarlar. Kısa sürede daha çok iş yapmaya çalışırlar. (Moorhead/Griffin, 1992: 463; Avcı ve Kaya, 2010). Tatilde bile çalışmaya heveslidirler, kendileri gibi çabuk olmayan bireylere kızarlar, onun gibi hızlı olmasını isterler. Bekletilmeyi ve beklemeyi sevmezler. A tipi bireylere karşı hoşgörülü olunması, onları alttan alınması bu durumdaki bireylerle diyalog kurmada yarar gösterecektir(Turul, 2000; Avcı ve Kaya,2010). A tipi davranış biçimi günümüzde oldukça yaygındır. Bunun nedeni bu kişilik tipine sahip olan insanların ödüllendirilmesidir. Bu tip davranış özelliklerine sahip insanlara daha çok değer verilir. B tipi davranış biçimine sahip kişiler, A tiplerine göre daha rahattırlar. Yeterli hızda çalışmayı tercih ederler. Kendilerine güven duyarlar. A tipi kişilere göre başarı düzeyleri genelde aynıdır (Moorhead/ Griffin, 1992: 463; Durna, 2004) B tipi kişiler küçük şeylerden bile zevk alırlar. Her şeyden, yaptıkları işten bile zevk almaya çalışırlar. Hayatın hüzünlü yanları yanında eğlenceli yanlarını da görürler(Aşık, 2005) Friedman ve Rosenman tarafından A tipi ve B tipi kişilikler konusunda yapılan çalışmalar sonucunda şaşırtıcı sonuçlara varılmıştır. Bilhassa A tipi kişiler kalp hastalıklarına daha çabuk yakalanırlar. Bunun yanında bazı araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalarda A tipi kişilerin kalp hastalıklarına o kadar da sık yakalanmadıkları sonucuna varıldı. Otomatik Düşünceler Beck birçok ruhsal bozukluğun nedeni olarak bireyin çarpıtılmış fikirlerini, yanlış yorum ve değerlendirmelerini görür. Otomatik düşünceler umutsuzluğun ve kaygının en büyük nedenlerin biridir(O’connor, Berry, Weiss ve Gilbert,2002; Erözkan,2011). Bütün bu yanlış düşünceler, bireyin yanlış yorum ve değerlendirmelerinden kaynaklanır. Bilişsel davranışçı yaklaşımda, bireyin yanlış yorum ve değerlendirmelerin farkına varması, bunların duygu ve davranışlarına etkisine, bu düşüncelerin yerine alternatif düşüncelerin getirilmesini sağlar(Hiçdurmaz ve Öz, 2011). Beck bireyin o an olaya ilişkin anlık, kendiliğinden gelen ve düşünülmeyen yorumları için otomatik düşünce kavramını kullanır. Otomatik düşünceler yapay değil ve müdahaleye uğramadan ortaya çıkarlar. Aynı zamanda içerikleri çok zengindir. Otomatik düşünceler psikolojik bozuklukların gelişiminde temel bir role sahiptir. Otomatik düşünceler anlaşılırsa bireyin sahip olduğu tepkiler de rahatlıkla anlaşılır( Hiçdurmaz ve Öz,2011). Otomatik düşüncelerin de bazı özellikleri vardır. Oldukça özgüldür. Son derece otonomdurlar. Otomatik düşüncelerin ortaya çıkması için çaba harcanmaz.(Hiçdurmaz ve Öz, 2011). Genelde somut düşünce halindedirler. Belli bir sıraları yoktur. Nesnel gerçekliğe uymazlar buna rağmen oluşumlarını sürdürürler. Araştırmanın Önemi Yapılan incelemede, Yurt içinde A ve B kişilik tiplerinin otomatik düşünce sıklığını taramaya dönük araştırmaların az sayıda olması bu araştırmayı önemli kılmaktadır. Sürdürülen bu araştırma sonucunda elde edilen sonuçların geçmişte yapılmış olan çalışmalara yardımda bulunacağı, daha sonra yapılacak çalışmalara öncü olacağı düşünülmektedir. Araştırmanın Amacı Araştırmanın amacı katılımcıların kişilik tiplerini ve otomatik düşünce sıklıkları düzeyini ortaya koymak, A ve B kişilik tiplerinin otomatik düşünce sıklığını karşılaştırmak; kişilik tiplerinin ve otomatik düşünce sıklığı düzeyinin katılımcıların bazı kişisel özelliklerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Araştırmanın Problemi ve Alt Problemler Bu çalışmada kişilik tipleri ve otomatik düşünce sıklığı arasında nasıl bir ilişki olduğu incelenmektedir. Yukarıdaki genel amacı test edebilmek için aşağıdaki alt problemler düzenlenmiştir. 1. Katılımcılar hangi kişilik tiplerine sahiptir? 2. Katılımcıların kişilik tipleri cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 3. Katılımcıların kişilik tipleri medeni durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 4. Katılımcıların kişilik tipleri eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 5. Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları nasıldır? 6. Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları kişilik tiplerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 7. Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 8. Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları medeni durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 9. Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? YÖNTEM Bu bölümde Araştırma Modeli, Evren ve Örneklem, Verilerin Toplanması, Verilerin Analizi ve yorumları yer almaktadır. Araştırma Modeli Bu araştırma, genel tarama modellerinden ilişkisel tarama türünde bir araştırmadır. Bu modelde iki ya da daha fazla değişken arasındaki bağlantıya bakılmaktadır(Karasar, 2011). Araştırmada A ve B kişilik tiplerinin ayrı ayrı otomatik düşünce sıklıkları bulunmakta ve A ve B kişilik tiplerinin otomatik düşünce sıklıkları karşılaştırılmaktadır. Ayrıca; medeni durum, cinsiyet, eğitim durumu gibi demografik bilgilerin de kişilerin sahip oldukları kişilik tipleri ve otomatik düşünce sıklıkları arasındaki bağlantılı durum da incelenmektedir. Bu araştırmadan elde edilen verilerin “SPSS 22” programı alt testleri olan T- testi, X2 testi, F testi gibi testler ile analiz edilmesi planlanmaktadır. Kişilik Tipi Ölçeği: Ölçek beşli Likert formatında cevaplanması beklenen 25 maddeden oluşmaktadır. Kağıt kalem testi grup olarak uygulanabilir. Zaman sınırlaması yoktur. (Öner,2012). Puan aralığı 25- 125 aralığındadır(Batıgün, Durak ve Şahin Hisli,2006).Ölçekten elde edilen en düşük puan 25, en yüksek puan ise 125’tir. Ortanca değer olan 75 ve üstü puan alan kişiler, A tipi kişilik olarak kabul edilir. Araştırmada kullanılan ölçek, Batıgün ve Şahin tarafından Rathus ve Nevid’in katılımcıların A veya B Tipi kişilik özeliklerine sahip olup olmadıklarını ortaya çıkarmak için hazırladıkları soru listesinden esinlenerek geliştirilmiştir. Ölçeğin tümü için Cronbach Alfa güvenilirlik katsayıları iki farklı çalışmada α= .86 ve .90 olarak tespit edilmiştir. Ölçekte “işe verilen önem”, “sosyal etkinliklerden uzaklaşma”, “hıza verilen önem”, “zamanlamaya verilen önem” gibi alt boyutlar vardır. Bunlar için elde edilen güvenilirlik katsayıları, α=.40 ile .79 arasında değiştiği bildirilmektedir (Batıgün ve Şahin 2006; Şahin,Hisli ve Basım ve Akkoyun, 2009). Otomatik Düşünce Sıklığı Ölçeği: Otomatik Düşünceler Sıklığı ölçeği, bireyin kendisine yönelik olumsuz düşüncelerin sıklığını ölçmek amacı ile geliştirilmiştir. 30 maddeden oluşur. Likert tipi bir ölçektir. Ölçekten elde edilen en düşük puan 30, en yüksek puan ise 150’dir. Otomatik düşüncelerin sıklığı ölçekten alınan puanın yüksek olması ile ilgilidir(Savaşır ve Şahin, 1997; Tümkaya ve İflazoğlu,2000). Ölçeğin güvenirlik katsayısı .47 ile .97 arasındadır. Geçerlik katsayısı ise .45 ile .79 arasındadır. Cronbach Alpha iç tutarlık katsayısı Şahin ve Şahin (1992) tarafından .93 bulunmuştur. Aydın ve Aydın (1990) tarafından .95 olarak bulunmuştur (Tümkaya ve İflazoğlu, 2000) . Madde toplam korelasyonları Şahin ve Şahin (1992) tarafından .30 ile .69 arasında, Aydın ve Aydın (1990) tarafından .37 ile .85 bulunmuştur. Verilerin Analizi Çalışmadaki ölçeklerin verilerinin analiz edilmesinde SPSS 22 programı kullanılmıştır. Katılımcıların ölçek puanlarına ilişkin verilerin sahip oldukları kişilik tipine göre karşılaştırılmasında Independent Samples T test kullanılırken, sahip oldukları kişilik tipi ve otomatik düşünce sıklıklarının demografik değişkenlere (cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu) göre karşılaştırılmasında X2 ve F testi kullanılmıştır. Yapılan analizlerin bazılarında anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak belirlenmiştir. Bu analizlere ek olarak katılımcıların demografik bilgilerinin frekans ve yüzdelik dağılımlarının belirlenmesinde frekans analizi kullanılırken, ölçek puanlarına ilişkin ortalamaların ve standart sapmalarının belirlenmesinde tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmıştır. Alt problemlerin analizi için kullanılan istatistiksel teknikler şöyledir: Birinci alt problem için verilerin aritmetik ortalamaları alınmıştır. İkinci, üçüncü ve dördüncü alt problemler için X 2 testi kullanılmıştır. Beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci alt problemler için T testi kullanılmıştır. Dokuzuncu alt problem için F testi kullanılmıştır. BULGULAR Bu bölümde alt problemlere yönelik bulgular ve yorumdan bahsedilmektedir. Birinci Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın birinci alt problemi ‘Katılımcılar hangi kişilik tiplerine sahiptir?’ olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde kişilik tipi ölçeğine göre elde edilen veriler üzerinde frekans ve yüzdelik değerler hesaplanmıştır. Frekans ve yüzdelik değerlerle ilgili bulgular Tablo 3’de gösterilmektedir.Araştırmaya katılanların % 47,3’ü A-Tipi kişilik özelliğine sahipken, %52,7’si B-Tipi kişilik özelliğine sahiptir. Araştırmaya katılan toplam 347 kişiden 164’ü A tipi kişiliğe sahipken, 183’ü B tipi kişiliğe sahiptir. Kişilik tipi ölçeğinde en düşük puan 25, en yüksek puan 125’tir. Ortanca puan olan, 75 ve üstü puan alan katılımcılar A tipi kişilik olarak sayılmıştır. İkinci Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın ikinci alt problemi “Katılımcıların kişilik tipleri cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde kişilik tipi ölçeğine göre elde edilen veriler üzerinde X2 testi kullanılmıştır. İlgili bulgular Tablo 4.’de gösterilmektedir. Çalışmaya katılan 117 kadın katılımcıdan 54’ü A tipi kişiliğe sahipken, 63’ü B tipi kişiliğe sahiptir. 230 erkek katılımcıdan 110’u A tipi kişiliğe sahipken, 120’si B tipi kişiliğe sahiptir. Kadınlarda A tipi kişilik beklenen değerin altında, B tipi kişilik beklenen değerin üstünde çıkmıştır. Erkeklerde ise A tipi kişilik beklenen değerin üstünde, B tipi kişilik ise beklenen değerin altında çıkmıştır. Kadınlar ve erkeklerde B tipi kişilik daha fazla bulunmaktadır. Çalışmaya katılan 347 katılımcıdan 164’ü A tipi kişiliğe sahipken, 183’ü B tipi kişiliğe sahiptir. Tablo 4 incelendiğinde, katılımcıların kişilik tipleri cinsiyetlerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir(X2=0.087, P= 0.768, P>.05).Üçüncü Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın üçüncü alt problemi “Katılımcıların kişilik tipleri medeni durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde kişilik tipi ölçeğine göre elde edilen veriler üzerinde X2 Testi kullanılmıştır. İlgili bulgular Tablo 5.’de gösterilmektedir.Çalışmaya katılan 123 evli katılımcıdan 56’sı A tipi kişiliğe sahipken, 67’ si B tipi kişiliğe sahiptir. 224 bekar katılımcıdan 108’si A tipi kişiliğe sahipken, 116’sı B tipi kişiliğe sahiptir. Evli olan katılımcılarda A tipi kişilik beklenen değerin altında, B tipi kişilik beklenen değerinde üstünde çıkmıştır. Evli ve bekar olan katılımcılarda B tipi kişilik daha fazla bulunmaktadır. Tablo 5 incelendiğinde, katılımcıların kişilik tipleri medeni durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir(X2=0.230, P: 0.632, P>.05). Dördüncü Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın dördüncü alt problemi “Katılımcıların kişilik tipleri eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde kişilik tipi ölçeğine göre elde edilen veriler üzerinde X2Testi kullanılmıştır. İlgili bulgular Tablo 6 ’da gösterilmektedir. Çalışmayan katılan 50 ilköğretim mezunundan 23’ü A tipi, 27’si B tipi kişiliğe, 102 ortaöğretim mezunundan 55’i A tipi, 47’si B tipi kişiliğe, 46 ön lisans mezunundan 25’i A tipi, 21’i B tipi kişiliğe, 149 lisans mezunundan 61’i A tipi kişiliğe, 88’i B tipi kişiliğe sahiptir. İlköğretim mezunlarında A tipi kişilik beklenen değerin altında, B tipi kişilik beklenen değerin üstündedir. Ortaöğretim mezunlarında A tipi kişilik beklenen değerin üstünde, B tipi kişilik beklenen değerin altındadır. Ön lisans mezunlarında A tipi kişilik beklenen değerin üstünde, B tipi kişilik beklenen değerin altındadır. Lisans mezunlarında A tipi kişilik beklenen değerin altında, B tipi kişilik beklenen değerin üstündedir. İlköğretim ve lisans mezunlarında B tipi kişilik daha fazla, ortaöğretim ve ön lisans mezunlarında A tipi kişilik daha fazla bulunmaktadır. Çalışmaya katılan 347 katılımcıdan 164’ü A tipi kişiliğe sahipken, 183’ü B tipi kişiliğe sahiptir. Tablo 6 incelendiğinde, katılımcıların kişilik tipleri eğitim durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir(X2=5,163, P: 0.160, P>.05). Beşinci Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın beşinci alt problemi “Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları nasıldır?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde otomatik düşünce sıklığına göre elde edilen veriler üzerinde Aritmetik Ortalama ve Standart Sapmaları hesaplanmıştır. Altıncı Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın altıncı alt problemi “Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları kişilik tiplerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde otomatik düşünce sıklığına göre elde edilen veriler üzerinde T testi kullanılmıştır. katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları kişilik tiplerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir(P: 0.000, P˂.05). A tipi kişiliğe sahip katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ( 𝑿̅:2,3583), B tipi kişiliğe sahip katılımcıların otomatik düşünce sıklıklarına ( 𝑿̅:1,7215) göre daha yüksektir. Ayrıca yapılan bir çalışmada A tipi kişilerde stres belirtileri daha fazla görülmüştür(Şahin, Hisli ve Basım ve Güler, 2009). Bu stres belirtileri, aynı zamanda kaygıya ve otomatik düşünce sıklığının fazla olmasına yol açacaktır. Otomatik düşünce sıklığı fazla olan bireylerde de depresyona yatkın düşünceler ağırlıklı olarak bulunacaktır. Yedinci Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın yedinci alt problemi “Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde otomatik düşünce sıklığına göre elde edilen veriler üzerinde t testi kullanılmıştır. katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları cinsiyetlerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemektedir(P: 0.059, P>.05). Kadın katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ( 𝑿̅:2,1336), Erkek katılımcıların otomatik düşünce sıklıklarına (𝑿̅:1,9659) göre daha yüksektir. Kadın katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları daha yüksek çıkmıştır. Yani kadınlarda depresyona yatkın düşünceler daha fazla bulunmaktadır. Bu konuda kadınların ekonomik durumu, eğitim durumu ve sosyal yaşamı dikkate alınmalıdır. Literatürde otomatik düşünceler sıklığı ve cinsiyet arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Sekizinci Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın sekizinci alt problemi “Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları medeni durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde otomatik düşünce sıklığına göre elde edilen veriler üzerinde t testi kullanılmıştır. katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları medeni durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermemiştir(P: 0.224, P>.05). Evli olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ( 𝑿̅:1,9534), Bekar olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıklarına ( 𝑿̅:2,0604) göre daha düşüktür. Literatürde Otomatik düşünceler sıklığı medeni durum arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalara rastlanamamıştır. Fakat görüş belirtmek istenirse, evli olan katılımcıların aile hayatı kurdukları için otomatik düşünce sıklığının daha az çıktığı söylenebilir. Dokuzuncu Alt Probleme Yönelik Bulgular ve Yorum Araştırmanın dokuzuncu alt problemi “Katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” olarak ifade edilmiştir. Bu problemin çözümünde otomatik düşünce sıklığına göre elde edilen veriler üzerinde F testi kullanılmıştır. homojen dağıldığı görülmektedir(p=0,051; p>0,05). Tabloda katılımcıların eğitim durumuna bakıldığında, ilköğretim düzeyinde olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları (𝑿̅:2,1487), ortaöğretim düzeyinde olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları (𝑿̅:2,2108), Ön lisans düzeyinde olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları (𝑿̅:2,0558), Lisans düzeyinde olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ( 𝑿̅:1,8409)’dur. Eğitim düzeyi arttıkça otomatik düşünce sıklığı azalmaktadır.katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları eğitim durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir(P: 0.001, P˂.05). lisans mezunu katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları düzeyi, ilköğretim, ortaöğretim ve ön lisans mezunu katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları düzeyine göre daha düşük seviyededir. Lisans mezunu katılımcıların otomatik düşünce sıklığının az çıkma sebepleri arasında iş bulma imkanları, ekonomik durum ve sosyal hayat gibi durumlar sayılabilir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırma bireylerin sahip olduğu kişilik tipleri ve otomatik düşünce sıklıklarına bakmak; bu verilerin bazı değişkenlere (Cinsiyet, medeni durum ve eğitim durumu) göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymak amacı ile yürütülmüştür. Sonuçlar Araştırmanın sonuçları şöyle sıralanabilir: 1. Araştırmaya katılanların % 47,3’ü A-Tipi kişilik özelliğine sahipken, %52,7’si B-Tipi kişilik özelliğine sahiptir. Kişilik tipi ölçeğinde en düşük puan 25, en yüksek puan 125’tir. Ortanca puan olan, 75 ve üstü puan alan katılımcılar A tipi kişilik olarak sayılmıştır. 2. Araştırma, kişilik tipleri, cinsiyet, medeni durum ve eğitim durumları açısından incelendiğinde kadınlarda ve erkeklerde B tipi kişiliğe sahip olan kişi sayısı daha fazla çıkmıştır. Evli ve Bekar katılımcıların her ikisinde de B tipi kişiliğe sahip olan katılımcı daha fazla çıkmıştır. Ortaöğretim ve ön lisans mezunları katılımcılarda B tipi kişiliğe sahip olan katılımcı sayısı daha fazla çıkmıştır. 3. Araştırmada katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ölçeğine verdikleri cevaplara bakıldığında, aritmetik ortalaması en yüksek olan sorular; “Keşke başka bir yerde olsaydım”, “Bir şeylerin değişmesi gerek” , “keşke daha iyi bir insan olsaydım” olarak ifade edilmiştir. Aritmetik ortalaması en düşük olan sorular; “Kendimden nefret ediyorum”, “Hiçbir zaman başaramayacağım”, “değersiz bir insanım” olarak ifade edilmiştir. Standart sapması en yüksek olan soru; “Keşke daha iyi bir insan olsaydım” olarak ifade edilmiştir. Standart sapması en düşük olan soru; “Kendimden nefret ediyorum” olarak ifade edilmiştir. 4. Araştırma, otomatik düşünce sıklıkları ve kişilik tipleri bakımından incelendiğinde, katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları kişilik tiplerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. A tipi kişiliğe sahip olan katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları daha yüksektir. 5. Araştırma, otomatik düşünce sıklıkları ve cinsiyet açısından incelendiğinde, katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları ve cinsiyetleri arasında anlamlı düzeyde farklılık bulunmamıştır. 6. Araştırma, otomatik düşünce sıklıkları ve medeni durumlar açısından incelendiğinde katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları medeni durumları arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır.(Tablo 10). 7. Araştırma, otomatik düşünce sıklıkları ve eğitim durumları açısından incelendiğinde katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları eğitim durumları arasında anlamlı farklılık görülmüştür. Lisans mezunu katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları düzeyi, ilköğretim, ortaöğretim ve ön lisans mezunu katılımcıların otomatik düşünce sıklıkları düzeyine göre daha düşük seviyededir . Öneriler Bu başlık altında uygulayıcılara ve araştırmacılara ayrı ayrı önerilerde bulunulmuştur.
Uygulayıcılara Öneriler
1. Çalışmada A tipi kişiliğe sahip katılımcılarda otomatik düşünce sıklığı daha yüksek çıkmıştır. Bu kişilere gerekli psikolojik yardımın yapılması onların kaygı ve otomatik düşünce sıklığını azaltacağı düşünülmektedir. 2. Çalışmada ilköğretim mezunu katılımcıların, otomatik düşünce sıklıkları seviyesi daha fazla çıkmıştır. Bu konuda ilköğretim mezunu kişilere gerekli maddi ve manevi yardımın yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir Araştırmacılara Öneriler 1. Araştırmada erkek katılımcıların, kadın katılımcılara göre oldukça fazla olduğu görülmüştür. Daha sonra yapılacak çalışmalarda kadın katılımcılara da ağırlık verilmesi katkı sağlayacak ve bu sayede çalışmanın kadınlar üzerinde etkisi daha net ortaya çıkacaktır. 2. Otomatik düşünce sıklığının medeni durum değişkeni açısından etkilenmesiyle ilgili literatürde hiçbir çalışma bulunamamıştır. Bu konudaki çalışmalara daha fazla ağırlık verilmelidir. Çünkü bireylerin medeni durumlarını etkileyen faktörleri bilmek onlara sağlanacak psikolojik yardımda katkıda bulunacaktır. 3 Araştırmaya katılanlar meslek gruplarına göre ayrılmamıştır. Daha sonra yapılacak çalışmalarda bu konunun dikkate alınmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.