YKS’ DE 100 BİN ÖĞRENCİ NEDEN SIFIR ÇEKTİ ?
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) istatistikleri açıklandı. Barajında kaldırıldığı üniversite sınavında 96 Bin 516 aday Temel Yeterlilik Test’inden (TYT) sıfır çekti. Bu sene sıfır çekenlerin bu kadar artmasının sebebi, barajın kaldırılmasıyla birlikte aslında hiç sınava girme fikri olmayan öğrencilerimizin bile bir yerlere yerleşme arzusu ile başvuru yapmasından kaynaklanıyor. Geçen sene YKS başvurusu 2 milyon 600 bin civarındayken, bu sene 3 milyon 200 binin üzerine çıkmış, dolayısıyla öğrenci sayısında 600 bin civarında bir artış görülmüştür. Bu yığılma ile beraber kontenjanların daha da yetersiz kalacağını ve maalesef birçok öğrencinin yine hayal kırıklığı yaşanacağını söyleyebiliriz. Tüm bu verilere bakarak eğitim sistemimizin bir çıkmazda olduğunu görebiliriz. Peki, bu başarısızlık öğrencinin başarısızlığı mı, eğitim sisteminin başarısızlığı mı?
EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ BAŞLICA SORUNLAR
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin başlıca sorunlarından birisi de eğitim sistemidir. Eğitim sistemi bir toplumun gelişmesinde, ilerlemesinde, bölgesel kalkınmasında ve dünya devletleri ile rekabet edebilecek bir düzeye yükselebilmesinde en önemli faktördür. Peki ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlar eğitim sistemi ile çözülebilir mi? Cevap evet. Bu bağlamda eğitim sistemi bir ülkenin gelecek vizyonuyla yakından ilgilidir. Bu nedenle eğitim programımızın öngörülü bir şekilde gelecekteki dünya düzenine uyumlu olması ve ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda ilerlemeyi ve çağa ayak uydurmayı hedefleyen bir anlayışla yeniden planlanması şarttır. Eğer uyguladığımız eğitim sistemi ülkemizin stratejik hedeflerini yakalayamıyorsa ve donanımlı, çağı yakalamış bireyler yetiştiremiyorsa eğitim sistemini tekrar gözden geçirmek gerekmektedir. Öncelikle üretime dayalı bir eğitim sistemini yaratmak en önemli amaç olmalıdır. Öğrenciler ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarında fikir üretebiliyor mu? Bu fikirleri hayata geçirebilecek çeşitli mecralar bulabiliyor mu? Bu soruya da cevabımız mevcut koşullarda maalesef olumsuzdur.
Eğitim Sistemimizin Başlıca Sorunları ve Bazı Öneriler
1. Sınav sistemi
Ülkemizde her sene değişme ihtimali olan ve bir türlü düzene oturamayan bir sınav sistemi uygulanmakta olup, öğrencilerimiz sınava hazırlanmadan önce “ acaba bu sene sınav sistemi değişir mi?” kaygısı içinde çalışmalara başlamaktadır. Bununla birlikte Temel Yeterlilik Testi olan TYT sınavının eğitimi yetersiz düzeydedir. TYT sınavı tamamen okuduğunu anlamaya ve mantığa dayalı bir sınav formatıdır. İkinci oturumdaki AYT sınavı Alan yeterlilik sınavı olup bilgiyi ölçmeye yönelik uygulanmaktadır. Sınav sonuçlarına bakarak her iki alanın eğitiminde sıkıntılarımızın olduğu açıktır.
2. Öğretmen Sorunu
Hepimiz biliyoruz ki eğitim sisteminin temeli öğretmenlerdir. Öğretmen olarak yetiştirilecek adayların yetenekleri erken yaşlarda tespit edilmelidir. Öğretmen adayları, mesleki donanımları tam olarak üniversiteden mezun olmalıdır. Öğretmenler gelişen teknoloji ve yeni eğitim metotları konusunda sürekli bilgilendirilmelidir. Ayrıca eğitimciler eğitim ile öğretimi bir bütün olarak görmeli, sadece öğretime odaklanmamalıdır. Nitelikli öğretmen yetiştirmeyi başarabilirsek ve öğretmenlerin imkânlarını da artırabilirsek eğitim sistemimizde büyük bir iyileşme sağlayabiliriz. Bununla birlikte öğretmenlerin toplum içindeki prestijlerini artırmayı devlet politikası haline getirmek şarttır. Unutmayalım ki her öğrenci hayatta onu kendisine keşfettirecek bir öğretmen ile karşılaşmak ister.
3. Müfredat
Müfredatın eğitimin kalbi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bilgi ve teknoloji çağını yaşadığımız bu dönemde, insanlığın bilgi birikimi arttıkça bu bilgilerin okul kitaplarına yansıması şarttır. MEB bu konuda okul kitaplarına hemen hemen her yıl eklemeler ve düzenlemeler yapmaktadır. Bu nedenle öğretmenlerimizin her sene kendilerini bu bilgiler doğrultusunda yenilemesi gerekmektedir. Ayrıca müfredatın artık bilgi aktarımından çok uygulamalı eğitim doğrultusunda yeniden düzenlenmesi de bu doğrultuda atılacak adımlardan birisidir. Bununla birlikte eğitimde fiziksel alt yapı, donanım olanakların yetersizliği, ortaöğretim ve yükseköğretime geçişte sınav sorunu, klasik eğitim anlayışının terk edilmemesi de bu sorunlara eklenebilir. Kırsal ve kentsel okullar arası farklılıklar, eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliği, eğitim programının yoğunluğu ve yeterli olmaması, eğitim sisteminin değişime ayak uyduramaması, öğretmen ve personel yetersizliği, eğitime ayrılan bütçenin yeterli olmaması ve eğitimin sınav odaklı ve not temelli olması tüm bu çerçevede değerlendirilebilir. Bununla birlikte eğitimde fiziksel alt yapı, donanım olanakların yetersizliği, ortaöğretim ve yükseköğretime geçişte
sınav sorunu, klasik eğitim anlayışının terk edilmemesi de bu sorunlara eklenebilir. Kırsal ve kentsel okullar arası farklılıklar, eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliği, eğitim programının yoğunluğu ve yeterli olmaması, eğitim sisteminin değişime ayak uyduramaması, öğretmen ve personel yetersizliği, eğitime ayrılan bütçenin yeterli olmaması ve eğitimin sınav odaklı ve not temelli olması tüm bu çerçevede değerlendirilebilir.