Hava bir ısınıyor bir soğuyor bu durum insanın enerjisini olumsuz etkiliyor. Bu yorgunluktan kurtulmak için
beslenmenin önemini gözardı etmemek ENERJİNİZİN DÜŞMESİNİN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ ENGEL. Doğanın
uyanmasıyla beraber soğuk havaların yerini sıcak havalara bırakması, mevsimsel beslenme alışkanlıklarının
değişmesi, havanın nem oranının artması birçoğumuzu güçsüzlük, isteksizlik, uykusuzluk, baş ağrısı gibi belirtiler
ile karşı karşıya bırakabiliyor. Bahar yorgunluğu, havadaki elektrik yükü iyonlar taşınırken meydana gelen
dengesizliklerle birlikte, dokularımıza ulaşan oksijenin kış aylarına nazaran daha az miktarda ulaşmasıyla ortaya
çıkıyorAlkol, çevre kirliliği, stres, aşırı kafein, sigara, düzensiz beslenme gibi etmenlerin tetiklediği bahar yorgunluğu
dikkat edilmez ise yorgunluk ve halsizliğin yanı sıra mide ekşimesi, mide yanması, konsantrasyon bozukluğu,
tansiyon yüksekliği, adale ağrıları gibi pek çok farklı problemi beraberinde getirebiliyor.
Tüm belirtiler aslında vücudumuzun dış çevreye verdiği olağan bir tepkidir. Ve sağlıklı bir beslenme planı içerisine
ustaca yerleştirilecek küçük püf noktalarıyla bahar yorgunluğuna karşı savaşmak mümkün olabilmektedir.
SAĞLIKLI DENGELİ YETERLİ VE ÇEŞİTLİ BESLENMEK İÇİN;
1- DÖRT YAPRAKLI YONCAMIZDAKİ TÜM GIDALARDAN YARARLANIN: Dört yapraklı yonca diyeti, bahar
yorgunluğunun üstesinden gelmek için uygulanabilecek en ideal diyettir. Dört yapraklı yonca diyetinde temel hedef
ihtiyacımız olan taze mevsim meyve ve sebzeleri, az yağlı süt ve süt ürünleri, rafine edilmemiş tam tahıllılar, et ve
et ürünlerini sofralara taşıyarak beslenme çeşitliliği oluşturulmuş öğünler tüketmektir.Baharla birlikte kışın alınan
kiloları vermek için en sık başvurulan yöntem genellikle az öğün tüketimine dayanan aç kalma diyetleri ya da düşük
kalorili popüler diyetleridir. Oysa yukarıda bahsettiğimiz gibi mevsimle birlikte değişen dengeyi kurmak için
çabalayan vücudun gerek kilo vermek, gerek bahar yorgunluğundan kurtulabilmek için aç kalmaya değil sağlıklı
beslenme ile doyurulmaya ihtiyacı vardırBu hem ruhumuz hemde bedenimizin sağlıklı kalabilmesinin vazgeçilmez
unsurudur
2- ÖĞÜN ATLAMAYIN: Bu dönemde üç ana ve iki- üç ara olmak üzere toplamda beş-altı öğün tüketmek sindirim
sisteminin yorulmasını önler, zinde bir vücudun temelinde yer alan taşlardan birisi olan kan şeker regülasyonunun
sağlanmasında yardımcı olur.Metabolizmanızı yormaz, hücreler günün her saatinde enerji bulacağından son
derece verinmli ve keyifli çalışacaktır.
3- VİTAMİN VE MİNERAL ALIMINIZA ÖZEN GÖSTERİN: Bahar aylarında savunma sistemimiz zayıflayabileceği
için yorgunluğa karşı savaşmakta bize yardımcı olacak vitamin ve minerallerin eksiksiz alınması büyük önem taşır.
Niasin, Tiamin, Riboflavin, B6, B9, B12, C vitamini, demir, potasyum, krom, selenyum, iyot gibi vitamin ve
minerallerin eksik alınması yorgunluk tablosunu ağırlaştırır. Yeterli ve dengeli bir beslenme ile yetersizliklerin önüne
geçilmelidir.Özellikle ekmek ve tahıl-kurubaklagillerin çıkarıldığı diyet(!)ler bu duruma zemin hazırlayacak zaten
yorgun bedeni iyice çıkmaza sokacaktır.
4- CANLANDIRAN BESİNLERİ DİYETİNİZE DÂHİL EDİN: Sebze ve meyveler, tahıllar, et ve et ürünleri, süt ve süt
ürünlerinden oluşan dört yapraklı yonca diyeti bahar yorgunluğunun önlenmesi için önemlidir. Balık, yağlı tohumlar,
avokado,çilek, ananas, kivi, muz, üzüm, erik, kiraz, incir, süt, kefir ve süt ürünleri ile yorgunluğun önüne geçmeye
ne dersiniz?.
5- METABOLİZMAYI OLUMSUZ ETKİLEYEN BESİNLERDEN UZAK DURUN: Kalori bakımından yoğun, besinsel
açıdan fakir olan fast food ürünleri, şekerli ve asitli içecekler, paketli gıdaların tüketimi bahar yorgunluğu belirtilerini
arttırmaktadır.Anlık enerji veren bu gıdalar kan şekerinizi hızlıca yükseltip hızlıca da düşürdüklerinden gün boyu
halsizliğinizi tetikler durur.Ayrıca uykusuzluğu da tetikleyebileceği, sıvı elektrolit dengesizliklerine neden olabileceği
için koyu çay ve günde 1-2 den fazla kahve tüketiminde de aşırıya kaçılmamalıdır. Özellikle midesinde sorun olan
bireyler koyu çay ve sık kahve tüketmekten kaçınmalıdır. Çünkü çay ve kahve tüketimiyle birlikte mide asit
salgısında ortaya çıkan artış, mide-barsak problemlerinin tetiklenmesini de beraberinde getirmektedir. Bu dönemde
çay ve kahve yerine su ve ayran, uygun açık bitki çaylarını aşırıya kaçmadan tercih etmek en doğrusudur.
6- SU SU SU: Ödem, hormonal dengelerdeki değişimler nedeniyle bahar aylarında en sık karşılaşılan
problemlerdendir. Bu aylarda ‘ Ödem tuttuğumu hissediyorum. Ve bu beni çok rahatsız ediyor. Çözmek için ne
yapmalıyım? Özel bir tarifiniz var mı? ’ şeklindeki sorularla sık karşılaşıyoruz. Oysa bahar aylarındaki ödemi
çözmenin en iyi yolu bol miktarda su içmektir. Ödem, baş ağrısı, kas krampları gibi sorunlardan uzak kalmak adına
günlük SU ve sıvı alımınızı arttırmalı, tuz alımınızı azaltmalısınız.Bunun en güzel yolu günde on on iki bardak su
içmekten geçmektedir.
7-YAŞAM TARZINIZ BESLENME ŞEKLİNİZLE ALAKALIDIR: Bu bahar kendinize kurduğunuz sofraları bir kere
olsun gözden geçirme şansı tanıyın. Doğru ve yanlışlarınızın okları hangi yöne doğru bakıyor gözlemleyin. Baharın
gelişi size kışın alınan kiloların geri verilmesinin sinyallerini mi veriyor? Yoksa vücudun yeniden taptaze bir şekilde
canlanmasını mı fısıldıyor? Cevabınız her ne olursa olsun bu baharı sağlıklı beslenmeye başlamak için bir fırsat
haline getirmeye çalışın. Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzınız haline getirerek sağlığın ve keyfin tadını çıkarmaya
başlayın.Bu şekile enerjinizin gündüz ve gece düşmediğini gözlemleyecek ve yalnızca bedenen değil ruhen de
kendinizi çok daha rahat ve enerjik hissederek, günlük veriminizin ve performansınızın asla azalmadığını
göreceksiniz.
BUNUN İÇİN TANRININ MUTFAĞINDAN ; DOĞADAN FAYDALANMAYA NE DERSİNİZ?
• ÜZÜM (Vitis vinifera L.): Karası, beyazı, yaşı ve kurusu ile her mevsim tüketilebilen üzüm yapılan çoğu çalışma
sonucunda önerilmesindeki doğruluğu bir kere daha kanıtlıyor. Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan bu mucize
meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Üzüm cildimizi güzelleştiriyor, göz sağlığına olumlu katkılar sağlıyor, vücuda
dinçlik katarak bahar yorgunluğuyla savaşmada bedene yardımcı oluyor.İçerdiği ve vücudun oksijenlenmesini
sağlayan demir minerali sayesinde enerjinizin gün boyu sürmesinde vazgeçilmez.
• ERİK(Prunus): Bahar aylarının başlarında can eriği, yaz ortalarında Japon eriği, ağustos aylarında Avrupa eriği
sağlıklı beslenme planımıza dâhil etmemizde faydası olan meyvelerdendir. Keyif ve lezzet dolu, B vitaminleri,
potasyum ve magnezyum açısından oldukça zengin olan erik bahar aylarında makul miktarlarda tüketilmelidir.Hatta
marmeladı yapılarak kahvaltılarımızda mucize lezzetler yaratabiliriz.
• KİRAZ(Prunus avium): Dünyada İran, Amerika, İtalya ve Rusya gibi ülkelerin yanı sıra önemli bir miktarda
ülkemizde üretilmektedir. Mevsim ve geleneklere bağlı olarak hoşaf, komposto veya reçeli yapılarak tüketilen kiraz
işlem görmeden taze meyve olarak da severek tüketilebilmektedir. Kalp sağlığına olan olumlu etkisi üzerine mide ve
barsak sistemi üzerine olan faydaları, yüksek antioksidan bileşimi ve posaı da eklendiğinde kiraz bahar aylarında
sofralarımızdan eksik etmememiz gereken bir meyve olarak çıkıyor karşımıza.Ayrıca şekersiz yapılan sütlü
tatlılarımızda da rahatlıkla lezzet vermesi açısından kullanılarak tüketeilebileceğini akılda tutmak gerekiyor.
• İNCİR(Ficus carica): Anavatanı Akdeniz ve Güneybatı Asya olan incirin dünyadaki en önemli üreticisi ülkemizdir.
İncir, lif açısından oldukça zengindir. Bu özelliği sebebiyle sindirim sistemimizi düzenleyerek barsaklarımızdan
toksik maddelerin atılmasını sağlar. İçerdiği meyve şekeri ve yüksek vitamin, mineral içeriği ile vücudun bahar
döneminde enerjik olabilmesi ihtiyacı olan makro ve mikro öğelerin pek çoğunu sağlar.Ancak yoğun enerji içerdiği
gözönünde tutulduğunda her zaman ölçüyü kaçırmadan tüketmekte de sayısız fayda var.
Tüm bilgilerle birlikte bütün meyvelerin de amacına uygun miktarlarda ve günün uygun zamanında tüketilmesi
vücuttaki işlevleri açısından önemlidir.Tek meyve diyetleri gibi tek tip gıdaları şeklini içeren beslenme modellerinin
hele de az su tüketiminin uzun vadede geri döşünşü zor sağlık sorunlarını beraberinde getirdiği her zaman
hafızamızda kalmalıdır...