İnsanlar içinde bulundukları durumları kendilerine göre algılamakta ve bu durumlarda kendi algılamalarına göre davranmaktadırlar. Bireyin içinde bulunduğu fenomenal alan –herhangi bir anda, kendisini, çevresini, kendine özgü bir biçimde algılaması- gerçeğin tam kendisidir, her an değişir, yeniden örgütlenir ve yeni anlamlar kazanır (Baymur, 1978, s.304).
Yaşam, en iyi durumunda bile, akıp giden ve içinde hiçbir şeyin sabit kalmadığı bir değişim sürecidir.
•Her insan, duyuş, algılayış ve davranış biçimleri ile kendine özgü bir varlıktır.
•İnsanın canlı kalmaktan öteye giden amaçları vardır. İnsan, özgürlüğünü korumak, potansiyellerini gerçekleştirme sorumluluğunu duyup kendi öz doğasına göre davranmak ve gelişmek isteyen bir varlıktır.
•İnsan kendinden, edimlerinden kendisi sorumludur. Hayatını kendisi için anlamlı hale getirmek üzere seçim ve tercihlerde bulunma yetisine sahiptir.
•İnsan ölümsüz değildir, dünyadaki varlığı sürelidir ve hiçbir yaşantısı tekrar etmeyecektir.
•Geçmiş ya da gelecek değil, yaşanılan an önemlidir. İçinde yaşanılan zaman geçmişi kapsadığı gibi, geleceği de bir ihtimal olarak içerir.