Sevilen bir kişiyi kaybetmemiz, travmatik bir duygudurumdur. Kaybın ardından yaşananlar ve yas süreci çoğu birey için farklı ilerlemektedir. Kayıp sürecinin 5 aşaması vardır. İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul… Bu süreçleri her birey farklı zaman dilimlerine böler. Kimi kaybını 1 yıl yaşarken kimi için bu süreç 3 hatta 5 gibi sayılara uzayabilir. Yas, sadece vefat eden kişinin ardından tutulmaz. Bazen biten bir ilişkinin, kopan bir dostluğun ardından da yas
tutulabilir. Kaybını kabullenmek yavaş yavaş ilerleyecek bir süreçtir. Kendinizi bazı günler evet iyileştim diyerek bazı günler ise eski fotoğraflara bakıp ağlarken bulabilirsiniz. Bu sürecin tamamen normal bir durum olduğunu kabullenmeli ve ‘Ne yaparsam yapayım ben onu asla unutamam’
gibi bir algının içine girmemenizi önerebilirim. “Sevdiğimiz kişiyi kaybettikten bir süre sonra hayatımıza biri girerse, kaybettiğimiz kişiyi aldatılmış olur muyuz?” sorusunun yanıtı iki seçeneklidir. Eğer ki kayıp yaşanmış, ardından yas süreci tamamlanmışsa kimse aldatılmış olmaz. Ama ölen veya kaybedilen kişi hâlâ her gün düşünülüyor, hayaleti evin içinde dolaşıyorsa, yeni bir partner baş etmesi zor suçluluk duygularına neden olabilir, kişi o anki partnerini aldattığını hissedebilir. “Kayıp yaşayan kişiler ne zaman başka biriyle görüşülebilir?” sorusuna verilebilecek tek bir yanıt yoktur. Psikolojik olarak, hazır hissettiği anda; ideal olarak yaşadığı kayıpla halleşip geride bıraktığı anda… Uygulamada ise tamamen çevresel faktörlere bağlı; bazı kişiler için cevap “hemen” iken, kimileri için de “Ömür boyu asla” olabiliyor. Duygularla ilgili kurallar olmaz. Hepimiz farklı seviyor, aşkı yaşıyor; farklı şekillerde kayba tepki veriyor ve yasımızı tutuyoruz. Bu anlattığım duygular ve süreç size tanıdık geliyor ve başa çıkmakta zorlanıyorsanız kurumumuzla veya herhangi bir uzman psikologla birlikte terapi sürecinize girmenizi önerebilirim.