Hiç dikkat ettiniz mi, acil servise başvuran hastalarımızda şikayet hemen hemen ne olursa olsun öncelikle serum takılarak vücuda sıvı desteği (replasmanı) yapılır. Travma-kanama durumunda eksilen damar içi sıvıyı geçici olarak yerine koymada, taş düşürürken, ishal başta olmak üzere çoğu enfeksiyon tablosunda, damardan vermemiz gereken ilaçların vücuda aktarılmasında ve aklınıza gelen birçok başka durumda öncelikle bir damar yolu açılır ve serum takılır.
Eskiden özellikle sağlıklı beslenme konusunda (çoğu zaman da tadını sevmediğimiz sebzeleri kastederek) büyüklerimiz ‘ilaç niyetine yemek lazım’ derdi. Gelin vücudumuzun neredeyse yapı taşı sayılabilecek, hayati fonksiyonlarımızı sürdürebilmek için mutlaka ihtiyaç duyduğumuz suyun görevlerine ve faydalarına göz atalım..
- Su, insan vücudunun yaklaşık %60-75’ini oluşturmakta. Bu oran organ sistemlerine göre de farklılıklar göstermekte olup kalp, beyin ve akciğer dokusunda deri ve kemiklerimizden daha fazla su mevcut. Vücudumuzdaki suyun kabaca 2/3’ü hücrelerimizin içerisinde bulunmakta ve su bilinen tüm hücresel fonksiyonlar için olmazsa olmaz bir element.
- İnsan vücudundaki su oranı yaş ve cinsiyete göre de değişiklik göstermekte. Bebeklerde ve erişkin erkeklerde su oranı daha fazla iken bayanlarda oran daha düşük. Oran ne olursa olsun, başta vücut ısımızın düzenlenmesinde, protein, karbonhidrat ve yağların sindiriminde, atık maddelerin vücudumuzda uzaklaştırılmasında suyun önemi büyük.
- Başta merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilik ile anne karnındaki bebeğin etrafını sararak dışardan gelen kuvvetlerin (düşme, vs) emilmesinde, zararın en aza indirilmesinde suyun ‘süspansiyon’ etkisi önemli.
- Vücudun susuz kalması durumunda en basit tabirle verimi azalmakta. Yorgunluk, mutsuzluk, halsizlik gibi tabloların gizli sebeplerinden birisi yeteri kadar su içmemek.
- Sindirim sisteminin etkin çalışması ve kabızlığın engellenmesi için de yeteri kadar su içmemiz gerekiyor.
- Bir diğer başlık ise migren ve baş ağrılarının engellenmesi ve tedavisi. Özellikle migren tipi baş ağrılarında beyinde mekanizması net bilinmeyen bir damarsal kasılma ve gevşeme döngüsü oluyor. Bu dönemde alınacak yeterli sıvı ile klinik tabloyu daha hafif atlatmak mümkün.
- Kilo vermeye çalışırken mutlaka belirli bir miktar suyu içmemiz gerekiyor çünkü hücrelerimiz yağ yakarken su moleküllerini kullanıyor.
- Böbrek taşlarının engellenmesi ve tedavisinde daha fazla idrar çıkarmayı sağlayarak taş düşürmeyi kolaylaştıran yine su..
- Su içmeden başta solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere nezle-grip benzeri tablolar ile savaşmak mümkün değil. Sonuçta vücudumuzun en uç noktalarına kadar uzanan binlerce kilometrelik bir kılcal damar ağına sahibiz ve ilaç da içseniz bu molekülleri en ücra hücrelere taşımak için yeteri kadar sıvı almış olmamız şart.
- Özellikle damar tıkanıklığı, kalpte-şah damarında stent olan, bypass geçirmiş hastalarımız için de belirli bir miktarda günlük sıvı tüketmek çok önemli. Diğer türlü, bu damarlardan yeteri miktarda kan geçemeyerek tıkanmalara ve yeni hadiselere zemin hazırlıyor.
Maddeleri çok daha fazla uzatmak mümkün aslında.. Peki gelelim, günlük ne kadar su içmemiz gerektiğine. Genelde su diye kastettiğimiz şey sıvı alımı. Sadece su içmek değil, sulu meyveler, sulu gıdalar, soda, taze meyve suları da vücudun sıvı gereksinimini karşılamakta işimize yarıyor. Erişkin bir insanda, eğer kalp veya böbrek yetmezliği gibi istisnai durumlar yoksa günlük 2,5-3 litre sıvı alınımını öneriyoruz. İçerisine ne isterseniz katabilirsiniz. Taze nane yaprağı, bir iki dilim meyve, ceviz, limon,.. gerisi sizin yaratıcılığınıza kalmış ))
Üniversite hastanelerimizden birinin çocuk acil servisinden gastroenteroloji bölümüne bir telefon geliyor.. O zamanlar hastanede bir tane endoskopi cihazı var, acilen gönderilmesini istiyor telefondaki hekim. Bir çocuk bilmediği bir bardak sıvıyı içmiş ve yutak borusunda yanık oluşmuş. Telefon kapandıktan 5 dakika sonra tekrar çalıyor, bu sefer arayan erişkin acil servis hekimi, bir bayan hastamız var, yabancı bir madde içmiş, yutak borusu yanığından şüpheleniyoruz diye. Olay kısa süre sonra aydınlanıyor. Çocuk bir bardakta duran çamaşır suyundan bir yudum alıp bağırmaya başlıyor, annesi de neymiş bu içip bağırdığı diye kalanını içiyor.. Özellikle çocuklarımıza su içmeyi öğretirken belirli renkte veya işaretli bardak/biberon kullanımına da çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu tip basit gözüken ev kazaları tahmin ettiğinizden çok daha sık görülmekte..
Vücudumuz için bildiğimiz en faydalı hammadde olan suyu hayatınızdan eksik etmemeniz dileklerimle..
Herkese mutlu ve sağlıklı günler dilerim.
Prof. Dr. Arda Özyüksel