Kovid-19 aşılarının 2021 yılının ilk aylarından itibaren farklı ülkeler tarafından Faz-3 klinik çalışmalarının tamamlanıp uygulamaya konduğunu ifade eden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, “Ortalama olarak aşıların minimum yüzde 60-70 ile maksimum yüzde 90-96 arasında antikor oluşturdukları ve olası bir kovid-19 virüsüne yakalanma durumunda hastalığı hafif atlatmayı sağladıkları yönünde güçlü işaretler ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Tüm bu verilere rağmen hâlâ aşılara karşı temkinli yaklaşma ve önyargılı bir durum söz konusu olduğunu vurgulayan Op. Dr. İhsan Alur, bu ön yargılara karşı ileri sürülen tezler hakkında şunları söyledi:
“İlk olarak bu aşının bulunması, bu pandemiden önceki epidemiler yani kuş gribi, domuz gribi, SARS, MERS gibi viral enfeksiyonlar sayesinde viral aşı çalışmalarında kayda değer bir yol kat edilmiş, aşı teknolojisi ve alt yapısı oldukça geliştirilmiş, bu nedenle koronavirüs aşısının bulunması ve seri üretime geçilmesi bu sayede mümkün olmuştur. Aşılar yaklaşık 15-20 yıllık bir araştırma geliştirme serisinin devamı niteliğindedir diyebiliriz.”
Dünyayı etkisi altına alarak milyonlarca kişinin hayatına mal olan pandeminin hızlı bir şekilde sınırlandırılması, ölümlerin önlenmesi, sağlık hizmetlerinin ve sisteminin çökmemesi için aşı çalışmalarının hızlandığını ifade eden Op. Dr. Alur, bürokratik engellerin kaldırıldığını, resmi izinlerin ve ruhsatlandırmanın kolaylaştırılmasının sağlandığını ve ancak bu şekilde aşı çalışmalarının olağanüstü bir hızla sonuçlandırıldığını belirtti.
Araştırmalara göre şu anda kullanımda olan Covid-19 aşılarının ağır hasta sayısını azalttığının ve hastalığın hafif atlatılmasına neden olduğunun altını çizen Op. Dr. İhsan Alur, şu bilgileri paylaştı:
“İtalya'da yapılan bir araştırmada yeni tip Koronavirüs (kovid-19) salgını nedeniyle 1 Şubat - 21 Temmuz’da kaydedilen ölümlerin yaklaşık yüzde 99'unu aşılanması tamamlanmamış kişilerin oluşturduğu belirtilmiştir. İtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü’nün (ISS) söz konusu dönemi kapsayan Kovid-19 ölümlerine ilişkin raporunda, hayatını kaybeden 35 bin 776 kişiden sadece 423'ünün aşılaması tamamlanan kişiler olduğu, bunun da yüzde 1,2’lik orana denk geldiği kaydedilmiştir. Ülkemizden de örnek verecek olursak, Erzurum'da yapılan bir araştırmada kovid-19 tanısıyla tedavi gören hastaların yüzde 95'nin ya aşısız olduğu ya da eksik aşı yaptırdığı bildirilmiştir.”
Aşıların olumlu etkilerinin ve olası yan etkilerinin çok açık bir şekilde ortaya çıktığını işaret eden Op. Dr. İhsan Alur sözlerini şöyle noktaladı:
“Aşı bulaştırıcılığı azaltıyor ve ağır hasta olma oranını düşürüyor. Aynı zamanda aşı olanlar hastalığa daha az yakalanıyor. Kalp yetmezliği, diyabet, hipertansiyon, diyaliz gerektiren böbrek yetmezliği, KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı), aktif kanser gibi kronik hastalığı olan bireylerin ve birinci derece yakın akrabalarının özellikle aşı programını uygulamalarını ve bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir.
Sadece bu risk grubundakiler değil, toplumu oluşturan herkes görev ve sorumluluk bilinci ile hareket etmelidir. Pandemiyi yenebilmemizin buna doğrudan bağlı olduğuna, el ele verirsek ve kurallara uyarsak (maske, sosyal mesafe, hijyen ve aşı yaptırmak) pandemiyi kontrol altına alacağımıza ve birçok ölümü engelleyebileceğimize inanıyorum.”