Utangaçlık kişinin belirli durumlarda kendini tuhaf ve endişeli hissetmesidir. Utangaçlık, korkuya verilen bir tepkidir, araştırmalar ebeveyn tutumlarının ve yaşam deneyimlerinin utangaçlık üzerinde etkisinin olduğunu ortaya koymuştur.
Utangaç insanlar toplum tarafından her ne kadar içine dönük olarak adlandırılsa da utangaçlık, içe dönüklükten farklıdır. İçine kapanık insanlar yalnız kaldıkları zamanlarda enerjik hissederler, toplum içinde değil yalnız daha verimli ve keyifli vakit geçirirler; utangaç insanlar ise umutsuzca başkalarıyla iletişim kurmak ister, ancak insanlarla etkileşime girme ile gelen kaygıyı nasıl tolere edeceklerini bilemezler. Kendi davranışlarını ve algılanan eksiklikleri gözlemlemek için içe dönme eğilimleri de yeni ilişkiler geliştirmelerini engelleyebilir.
Çocuğun büyürken bakım verenleri tarafından yetiştirilme şekli utangaçlık üzerine belirli bir faktör olmasının yanı sıra çocuğun doğduğu kültür ortamı da bu utangaçlık üzerinde etkilidir. Örneğin, batı kültürüyle yetişmiş ve aile bağlarının doğu kültürüne göre daha esnek olduğu daha bağımsız bireylerin yetiştirildiği kültürlerde, kişilerde utangaçlık özelliğine daha az rastlanabilir. Fakat doğu kültürüyle yetişmiş, aile bağlarının daha sıkı olduğu, çocuğun ailesiyle bağımlılığının yüksek olduğu kültürlerde utangaçlık kendini daha sık gösterebilir. Bireyin toplum için yaşadığı ülkelerde utangaçlık daha yaygındır çünkü bu kültürlerde kişiye göre toplumun görüşü önemlidir. Kısacası utangaçlık ailemizin ve kültürümüzün bize öğrettiği bir özelliktir.
Örneğin topluluğun önünde konuşmak çoğu kişinin utanmasına sebep olur ya da yeni bir ortama girmek, yeni arkadaşlar edinmek. Kişi aslında tüm bunları yapabilmek ister ama alacağı tepkilerden, göreceği muameleden çekinir ve bununla ilgili kaygı duyar.
Peki utangaçlık bir kişilik özelliği midir?
Utangaçlığı tetikleyen bazı kişilik özellikleri var: Düşük öz bilinç, olumsuz öz meşguliyet, düşük benlik algısı, reddedilmekten ve yargılanmaktan korkma. Utangaç insanlar çoğu zaman kendilerini veya yaşadıklarını gerçekçi olmayan olaylarla karşılaştırır ve bunu yaşayacaklarından korkarlar. Birçoğu, sürekli çevrelerinin onlar hakkında kötü yargılar taşıdığına inanır. Bu nedenle insanlardan uzaklaşır ve sosyal becerileri düşer.
Utangaçlık, sinyallerini kişinin hayatındaki ilk senelerde verir. Ancak bu öyle kalacakları anlamına gelmez. Birçok çocuk utangaçlığı aşabildiği gibi yetiştirilme tarzına bağlı olarak birçoğu da utangaç hale gelmektedir. Çocuğunun üzerine fazla titreyen ailelerin çocuklarında utangaçlık ve sosyal anksiyete daha çok ortaya çıkar.
Utangaçlığın Üstesinden Gelebilir miyiz?
Pek çok insan hayatın bir noktasında utangaçlığı tecrübe eder, ancak bazıları için utangaçlık kişisel ve profesyonel hedeflerin bile önüne geçebilen ciddi bir rahatsızlıktır. Birçok kişi utangaçlığın üstesinden gelmektedir. Uzmanlara göre bunun ilk adımı utangaçlığın farkında olmaktır.
- Probleminizi sürekli konuşun; Araştırmalar utangaçlığı yenmek için bol bol konuşmanın çok etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yakın çevrenizdeki insanlarla utangaç olduğunuz konular hakkında bol bol konuşmaya çalışın. Fakat aynı zamanda bu konuların abartılmayacak önemsiz konular olduğunu düşünmeye çalışın. Örneğin yeni ortamlara dahil olmak, sosyalleşmek utangaçlığa itiyorsa, çekinmeyin. Arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle bol bol bu ortamlara girin. Gerçekten isterseniz, utangaçlığı yenmeye başladınız demektir.
- İç sesinizi yumuşatın; Utangaç insanlar kendilerini acımasızca eleştirirler ve iç sesleri de çoğunlukla çok serttir. Diğer insanlara asla söylemeyecekleri şeyleri kendilerine söylerler. Kendinizi acımasızca eleştirdiğinizde başkalarının da sizi aynı şekilde eleştireceğini düşünürsünüz. Eleştirici iç sesiniz huzurunuza ve özgüveninize zarar verir. Eleştirilerden kurtulmanın en iyi yolu, en iyi arkadaşınızmış gibi konuşan bir iç sese sahip olmaktır. Kendinizle daha kibar şekilde konuşmayı öğrenmeniz diğer sosyal ortamların üzerinizdeki baskısını azaltır.
- İyi gideceğine inanın; Utangaçlar diğer insanların onları olumsuz değerlendireceğinden ve her şeyin yanlış gideceğinden korkarlar. Bununla başa çıkmanın ilk adımı elbette her şeyin kötüye gideceğine değil iyiye gideceğine inanmaktır. Eğer ayaküstü bir konuşmadan korkuyorsanız, öncesinde kendinize farklı konulara yönelik birkaç soru sorun. Kendinizle ve hayatınızla ilgili neleri paylaşabileceğinizi değerlendirin. Ayrıca kendinize bir çıkış kapısı hazırlayın; işler kötüye gittiğinde uzaklaşabileceğinizi bilmek sizi rahatlatacaktır.
- Diğerleri hakkında meraklı olun; Diğer insanlarla konuşurken kendinize değil de onlara odaklanırsanız daha rahat hissedersiniz. Diğerlerine odaklanın ve onları merak edin. Onlar kim ve neden oradalar? Nelerden hoşlanıyorlar? Hobileri neler? Meraklı olmak insanlarla sohbeti devam ettirmede yardımcı olur ve kendinizi rahat hissetmenizi sağlar.
- Kendinize bir rol biçin; Pek çok utangaç insan aslında iş hayatlarında son derece başarılı ve iş yerinde çok rahat insanlardır, ancak işlerinin dışına çıktıklarında özgüvenlerini kaybederler. Rol yapmak nasıl davranmanız gerektiği hakkında size amaç ve fikir verir. Nasıl hissetmek istiyorsanız diğerlerine aynı şekilde hissettirecek bir role bürünün.
Kişiler sosyal durumları engellemek yerine aktivitelere katılmalıdır ve sosyal becerilerini geliştirmek için alan oluşturmalıdır. Kişi bu becerileri geliştirmek için uğraşırken mümkün olduğunca pozitif sonuçlara odaklanmalıdır. ‘’Ya rezil olursam?’’ düşüncesi utangaçlığın başlıca sebeplerinden biridir, üstelik kişi çoğu zaman rezil olmaz. Kişinin yetiştirilme tarzı ya da hayatında yaşadığı bazı olumsuz deneyimler bu düşünceleri tetikler. Bu yüzden kendimize bunu yenmek için fırsat tanımamız gerekir. Elbette ne yaparsa yapsın bu utangaçlığı atamayan kişiler, psikolog yardımı almaktadır. Psikolog sayesinde utangaçlığın temeli bulunup, kişinin topluma karışması sağlanır. Utangaçlık kişinin sosyal, mesleki ve özel hayatını oldukça olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle kişinin bunu aşması kişi için çok faydalı olacaktır.