Türkiye genelinde 45 şehirde Üroloji ve Kadın Doğum polikliniklerinde Prof. Dr. Bülent Çetinel başkanlığında yürütülen çok merkezli bir çalışmada her 3 kadından birinin idrar kaçırdığı tespit edildi. Bu polikliniklere idrar kaçırma yakınması dışında yakınmalarla başvuran 5565 kadın, idrar kaçırma yakınmalarının var olup olmadığı, varsa bu yakınmanın şiddeti, sıklığı, tipi, yaşam kalitesini ne derece bozduğu ve idrar kaçırma nedeniyle daha önce tedavi görüp görmedikleri şeklinde sorgulandıklarında ilginç sonuçlar elde edildi. Şöyle ki; idrar kaçıran her 10 Türk kadınından 9’u bu yakınmasını saklamakta ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurmamaktadır. Kadınlarda yaş arttıkça idrar kaçırma görülme sıklığı artmaktadır. Bunun tersine kadınların eğitim düzeyi arttıkça idrar kaçırmanın görülme sıklığı azalmaktadır. Kadında idrar kaçırma en sık öksürürken ve hapşırırken ya da ağır bir şey kaldırırken ortaya çıkmakta, bunu tuvalete yetişemeden idrar kaçırma takip etmektedir. En rahatsız edici idrar kaçırma şekli ise yukarıdaki iki kaçırma tipinin birliktre görüldüğü karışık tip idrar kaçırmadır. İdrar kaçıran her 5 kadının birinde sık ve şiddetli idrar kaçırma söz konusudur. Kadınlar sık idrar kaçırmayı seyrek olarak idrar kaçırmaya göre 8 kat, fazla miktarda idrar kaçırmayı ise az miktarda idrar kaçırmaya göre 10 kat daha fazla rahatsız edici bulmaktadırlar. Sık ve şiddetli idrar kaçıran kadınlar bu yakınmalarını son derece rahatsız edici bulmalarına rağmen bu şekilde idrar kaçıran her 10 kadının 7’si tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurmamaktadır. Halbuki bilinmelidir ki kadında idrar kaçırma uygun ve yeterli şekilde değerlendirilip idrar kaçırmanın altında yatan neden doğru olarak belirlendiğinde idrar kaçırma tedavisinin başarı oranı son derece yüksektir.