Yaşanan travmatik olayların (örn.,deprem, sel, yangın vd.) ardından hayatta kalan kişilerin bazılarında "kendini suçlama" gibi yoğun ve karmaşık bir duygu yükü oluşabilir. Bu duygu yükünün oluşmasında, bireylerin yaşadıkları olayların sebeplerini kendilerinde aramaları, gerçekçi olan ve kontrol edemeyecekleri dış etkenleri görmezden gelme eğiliminde olmaları etkili olabilmektedir. Yapılan araştırmalarda bazı bireylerin hayatta kaldıktan sonra başkalarına yardım ederek, kendilerini ve yeteneklerini takdir ederek bu duygudan kurtulabildikleri ifade edilmektedir.
Bireylerin hayatta kalma suçluluğunu yaşama olasılığını artıran bazı faktörler bulunmaktadır:
- Erken çocukluk döneminde yaşanan travma deneyimleri,
- Depresyon öyküsü,
- Düşük özsaygı,
- Başa çıkma becerisinin eksikliği vd.
Hayatta kaldıkları için suçluluk yaşayan bireyler bazı psikolojik ve fizyolojik belirtiler göstermektedirler.
Psikolojik belirtiler olarak; çaresizlik hissi, engellenemez bir şekilde travmatik olayları hatırlama, yaşama dair ilgi kaybı ve takıntılı düşünceler örnek olarak gösterilebilir. Fizyolojik belirtiler ise; iştah kaybı veya artması, uyku bozuklukları, baş ağrısı, mide bulantısı veya kalp atış hızında artma gibi belirtileri içerebilir.
Yaşanan travmatik olaylardan sonra yukarıda ifade edilen bazı olumsuz belirtilerin gösterilmesi ilk birkaç hafta için normal karşılanabilir. Fakat bu belirtiler zamanla azalması ve kaybolması beklenir. Bu gibi belirtileri uzun süredir yaşıyorsanız ve yaşam kalitenizi gittikçe daha fazla etkilediğini düşünüyorsanız bir uzmana başvurmanız önerilmektedir.